Önce Ferit Melen, daha sonra da ABD Maslahatgü- zarı Robert G. Barnes aynı kalemle önlerindeki kâğıtla- rı imzaladılar. Olay, haftanın ortalarında Çarşamba günü, Maliye Bakanlığının ikinci katındaki geniş toplantı salonunda geçti. O gün saat 12'de ABD ve Türk Hükümeti arasında 35 milyon dolarlık bir anlaşma imzalanacaktı. Saat tam 1157 de Maliye Bakanı Ferit Melen ve ABD Maslahat- güzarı Robert G. Barnes yanlarında Hazine Genel Mü- dürü Zeki Toker ve AlD Başkanı Van Dycker (o olduğu halde salona girdiler. Geniş toplantı masasının oOorta- sında yer alan grup bir süre fotoğrafçıların yeteri kadar resim çekmelerini bekledikten sonra, ilk sözü Ferit Melen aldı. Melen konuşmasında : "— Şu anda Türk—Amerikan dostluk ve işbirliğinin yeni bir tezahürüne şahit olmaktayız. Şimdi imzalayaca- ğımız anlaşmayla ABD memleketimize 35 milyon dolar- lık bir kredi yardımı yapmaktadır. İstikrar içinde kal- kınma azim ve gayretlerimize büyük dostumuz ve müt- tefikimiz amerikan milletinin ve onun hükümetinin gü- ven ve yakın alâkasının bir ifadesi bulunan bu anlaşma- nın Beş Yıllık Kalkınma Plânının daha emniyet ve sü- ratle gerçekleşmesinde büyük çapta yardımcı (o olacağı şüphesizdir. Bu imkânı bize bahşetmiş bulunan ABD Hükümetine, Mr. Barnes'in şahsında, Hükümetim adına teşekkürlerimi bildirmekle bahtiyarım" dedi. Meleni müteakip Mr. Barnes'in yaptığı kısa konuş- madan sonra toplantı, limonatalar içilirken, bir sohbet havası içinde devam etti. Bu arada Melen ve Barnes'in bulunduğu gruptan sık sık neşeli kahkahalar yükseliyor- du. Zeki Tokerin tercümanlık yaptığı bu sohbette nelerin konuşulduğu merak edilirken, Tokerin sesi bir aralık faz- laca yükseliverdi. Toker, Barnes'in sözlerini türkçeye çe- virerek: — Zaten hiç bir memleketin halkı vergilerin arttırıl- masını istemez. Ama ne yapalım, mecbur kalıyoruz" de- mişti. Melen neşeli bir kahkaha daha savurdu ve Barnes'in sözlerini başıyla tasdik etti. Memleketler ayrı olsa da dertler müşterekti. Çarşamba günü imzalanan bu kredi anlaşmasına göre 35 milyon dolarlık kredi 40 yıl vade ve yüzde 0,75 faizle verilecek, ilk 10 yıl herhangi bir ödeme yapılmayacak- tr Tayinler — Oldu, olacak, oluyor derken Turizm ve Ta- nıtma Bakanlığı ile ilgili dış tayinler nihayet tahakkuk etti. Gerekli kararname imzalanarak haftanın başlarında Resmi Gazetede ilân edildi. Böylece, huzursuzluk içinde hop oturup hop kalkan Basın Müşaviri, Tanıtma Bürosu müdür adayları nihayet rahat nefes alabildiler. Resmi Gazetede adlarını okuyanların ilk işleri uçak biletlerini ayırtmak ve sonra da eş—dost ziyaretlerine başlamak oldu. Nejat Sönmez Londra Basın Müşavirliğine, Altemur Kılıç Bonn Basın Müşavirliğine, Erdoğan Ulus Washing- ton Basın Müşavirliğine, Yusuf Mardin Londra Tanıtma Bürosu Müdürlüğüne, Nail Mutlugil Brüksel Tanıtma Bürosu Müdürlüğüne, Zeyyat Gören Stockholm Tanıtma Bürosu Müdürlüğüne, Aziz Özbay Cidde Tanıtma Büro- su Müdürlüğüne, Hande Sürmelioğlu Londra Basın Mü- şavirliği Basın Ataşeliğine, Can Evcan Münih Tanıtma Bürosu Müdürlüğüne, Sadun Altuna Viyana Tanıtma Bürosu Müdürlüğüne atandılar. Spor — Haftanın ortasında Çarşamba günü saat 20.30'da Ankaranın en işlek yerlerinden biri olan Ulus meydanın- da bir grup genç şöyle haykırıyordu: — Ya ya ya, şa şa şa, Galatasaray Galatasaray çok yaşa!" Gençler bir zaferi kutluyorlardı. Nitekim, ertesi gün- kü gazetelerin arka sayfaları bu zaferin haberleriyle do- luydu. Milliyette bu başlık şöyleydi: "Galatasaray, Fe- rençvaroşu ezdi: 4-0" Zafer cidden mühimdi. Macaristanın en ünlü takımı olan iddialı Ferençvaroşun bu beklenilmeyen mağlübiyeti türkleri çılgınca sevindirirken, Macaristanda büyük bir hüzün hüküm sürmekteydi. Maçın 2 golü türk futbolunun gol- makinesi Metin, diğer iki golü ise Bahri ve Tarık tarafından atılmıştı. Ankaradaki zafer heyecanı sadece spordaki başarıdan dolayı değildi. Zira ertesi sabah, Türkiyenin Ortak Pa- zara giriş anlaşması imza edildi. Bir siyasi, bir sportif za- ferin ayni günlere tesadüf etmesi, "Ya ya ya, şa şa şa" ların anlamını iki kat artırıyordu. AKİS /5