SİNEMA bu defa Hugo ile yatarken yakalar. Gerçekte Hugo ile Vera kardeş değil, nişanlıdırlar. Tony, durumu öğrenin- ce her ikisini de evinden kovar. Du- rum çok kısa zamanda değişir ve Tony'den ayrılan Susan Hugo'nun, Hugo'dan ayrılan Vera da Tony'nin metresi olurlar. Bir başka büyük de- gişiklik de rollerdedir. Evin efendisi tüde yaşamasını sürdürür. Tabii, ona da yaşamak denirse. Schlesinger ve ötekile 128 ile 1954 yıllan Hollywood'unun ilgi çekici rejisörlerinden biri olan Joseph Losey, gerçekçi oOtutumu yü- şı açıktan açığa götürüyorlardı. "Billy Liar - Yalancı Billy", rejisör John Schlesinger'in uluslararası i is- tiva! pazarına "A Kind of Loving - Aş- kın Bir Çeşıdi"nden sonra çıkan fil- miydi. Konu Keith Waterhouse ile Willis Hall'un roman ve tiyatro oyu- nundan alınmıştı. Filmin kahramanı Billy Fisher (Tom Courtney) küçük bir kasabada küçük bir memurdur. Sürekli olarak hayal görür. Kendine, yaşadığı dünyanın dışında uydurma, sahte bir dünya kurmuştur. Birinci dünyadan çok ikinci dünyasında ya- şamaktadır. Kimi zaman Kendini ce- sur bir ihtilâlci sanmakta, ezilen yı- &ınları kurtarmaktadır. Kimi zaman Albert Finney: T. Richardson'ın "Tom Jones" unda En başarılı erkek oyuncu zünden, giderek, başı derde girmiş, Amerikan Aleyhtarı (o Çalışmalan A- raştırma Komisyonunca sigaya çekil- miş ye 1955 yılında ise anavatanım terkederek ları arasında yer almış, birbiri ardına çevirdiği filmlerle yerini de sağlam- Jaştırmıştır. Sinemada biçime oldu- gu kadar öze de önem veren bir reji- sör olarak tanınan Losey, son filmi "The Servant - Uşak'da iki kat insa- nım karşılaştırarak aradaki değişimi ve çekişmeyi başarıyla veriyordu. Ki- şiliksiz Tony ile güçlü, fakat kötü bir ki şiliğe sahip Hugo önce suyun altında bir çekişmeye giriyorlar, sonra Ssava- AKİS/32 da hayali bir cumhurbaşkanı, yine Kübalı bir başka çeşitten ihtilâlci, oa- zan da ideal bir aile çocuğu olur. Ta- bii bu yüzden çevresinden ve en çok da patronlarından çekmediği kalmaz. Duygusal yönden de Billy Fisher pa- sif bir gençtir. Sayısız gençkızla nişan- lanıp ayrılır. e Kızların içinde yalnız biri, Liz (Julle Christie), onu bu sal- malıklarından çekip kurtarmak için çırpınırcasına çalışır. Bütün istediği, bu küçük ve içine kapanık kasabadan Billy'yi Londraya götürmektir. o Lize göre Billy, büyük şehirde büyük işler başaracak yaratılışta bir kişidir. Bir- likte kaçmaya karar verirler. Verirler ya, kahraman Billy'nin kahramanlığı ancak istasyona kadar sürer. Direnir, korkar ve Liz'in gidişi karşısında her zamankinden daha yalnız, tek başına kasabaya odasına döner. John Schlesinger, "Aşkın Bir Çe- şidinde mümkün olduğu kadar ger- çeklere yaklaşma ve yansıtma çaba- sı gösteriyordu. İkinci filminde ise, ilk bakışta gerçek dışına, fanteziye Kay- mış gibi görünür. Aslında da konu, Ja- mes Thurber'un ünlü hikâyesi The Secret Life of walter Mitty - Waiter Mitty'nin Esrarlı Hayatı"na çok yak- laşıktır. - Thurber'in Okahramanı da Yalancı Billy gibi yaşadığı dünyanın dışında kendince bir dünya kurmuş- tur. Pısırıklığı, (o işe yaramazlığı ve korkaklığının kendi kurduğu dünya- da yeri yoktur. Mitty yeni dünyasın- da her zaman cesurdur, kahraman- dır. Rejisör John Schlesinger, "Aşkın Bir Çeşidi" ile kendine çizdiği doğru yolunda yine emin adımlarla ilerli- yor. Gerçekle hayalin (o karşılaşması, gerçeğin yoksulluğu karşısında haya- lin üstün gelmesi ve Billy'nin herşe- ye rağmen gerçeği değil de hayal dün- yasını seçerek (o Londraya gitmekten kaçması, yani büyük yenilgi, o Schle- singer'in elinde bütün acılığıyla orta- ya dökülmektedir.