Nehru, Haydarabatta yaptığı bar ko- nuşmada hudut durumunun tehlike dolu bulunduğunu ifadeden geri kal- madı. Havadis, Moskovada ruslarla ba- tılılar arasında nükleer silâh deneme- lerini yasaklama konusunda bir an- laşmaya varılmasından sonra çinli- lerin ne yapacaklarının bilinmediği ve bir hareketin beklenmekte olduğu sıraya tesadüf ettiğinden (büsbütün alâka çekti ve derin tepkiye yol aç- ti. İşin daha garip görünen tarafı şudur ki çinliler Hindistana (karşı tecavüzlerinde kendilerine (o beklenil- meyen bir de müttefik bulmuşlardır: Pakistan. Pakistan, Hindistanla Keş- mir meselesi yüzünden ihtilâf halin- de bulunduğu için düşmanının düş- manını dost saymakta ve çinlilerle Hattâ müttefik- ya çalışmaktadır. Çin, Hindistana karşı bir hareke- te geçecek midir? Henüz buna dair kati alâmet yoktur ve Moskova And- laşması üzerine Pekin Hükümetinin mukabil darbeyi Hindistanda mı in- direceği bilinmemektedir. Bilinen, se- çeri yıl harekete geçen cinlilerin bu hafta hint hududunda y?niden kıpır- dadıklarıdır. Doğu-Batı Derin nefes (gecenlerde Amerikanın Massachu- settg eyaletinin Hyannis Port şehrinde gazeteciler aradıkları ada- mı buldular: Averell Harriman. 71 yaşındaki milyoner Moskovadaki nük i i yasaklama TUS- biraz önce Başkan Kennedy ile görüşmüş- tü. Gazeteciler tabii önce: "— Başkanla ne görüştünüz?" su- alini sordular. Fakat milyoner temsilci seyerek protokolü hatırlattı: "— Ne konuştuğumuzu Başkana sorunuz.." Bunu takiben konu, tabii, bu sı- rada bütün dünyada en ziyade mü- rekkep akıtan meseleye, Moskovada varılan anlaşmaya geldi. Harriman o noktadaki fikrini saklamadı: "— Çok önemli bir adımdır. A- vusturya ile barış imzalanmasından bu yana atılmış en önemli adımdır.." gülüm- DÜNYADA OLUP BİTENLER General de Gaulle — Mao-Tse-Tung Bir çif hâdisenin bütün Gerçekten de dünyadaki tefsirleri bu oldu. Moskovadaki müzakereciler -Har- riman, Hailsham ve Gromiko- anlaş- maya haftanın sonunda vardılar. Bu, beklenildiği gibi, bir tarafı eksik an- laşma oldu: Yeraltında (o yapılacak denemeler için gerekli kontrol ko- nusunda taraflar aralarındaki görüş farkını halledemediler. unun bir barış temelinin atılmasına çalışıl- ması devri başlamış bulunmaktadır. Nitekim anlaşmayı, Amerika ve İn- giltere Dışişleri Bakanları Moskova- ya giderek orada imzalayacaklardır. Tabii bu münasebetle iki Bakan ve hem Krutçefin kendisi, hem de onun Dışişleri Bakanı arasında, çeşitli me- seleler görüşülecektir. Harriman, Hyannis Port'ta verdi- gi demeçte rusların niçin anlayış gös- terdikleri sorulduğunda şöyle cevap verdi: "— Sanırım Krutçef, beraber ya- şamanın müsbet sonuçlar verebilece- ğini cinlilere göstermek istemiştir.." Böylece en yetkili bir amerikılı- nın ağzından da hâdisede çinlilerin oy- nadıkları vasıtalı rol açıklanmış bu- lunmaktadır. İki huysuz A Peş, bütün dünyada derhal ve derin bir sevinç yarattı. Sadece iki başkentten, Paristen ve Pekinden resmi homurtu sesleri geldi. İki P -Paris ve Pekin-, iki K -Kennedy" ve Krutçef- arasında başlayan iyi mü- nasebetlerden pek hoşlanmışa benze- hırçın zat memekteydiler. Nitekim bunu ifade- den de çekinmediler. General de Ga- ulle bu haftanın başında, Elysees sa- rayının muhteşem salonlarında ter- tiplediği ve tıpkı Louis'leri tır tarzda "Ben, Fransa Generali De Gaulle" diye başladığı basın toplan- tısında Moskovada kendisinden o ha- çalışmalarına devam edeceğini dirdi. Fakat hem Pekinin, hem de Parisin bundan başka tepki göster- meyecekleri-, zaten bilindiğinden bu- nun üstünde fazla durulmadı. En büyük sevinç, İngilterede baş- gösterdi. 21 yaşındaki bir fingirde- ğin elinde tehlikeli anlar (yaşayan Macmillan, nükleer harp tehlikesinin uzaklaşmasında kendisi "* için yeni bir şans gördüğünü saklamadı. Nite- kim Başbakan, anlaşmayı Avam Ka- marasına haber verdiğinde bütün mil- letvekilleri tarafından ayakta, ha- raretle alkışlandı. ' Moskova da anlaşmayı "barışın bir zaferi" olarak ilân etti ve bunun önemini Moskova radyosu, biraz da "Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" tertibinde anlattı durdu. Macaristan, Yugoslavya, İsveç, Tür- kiye, Polonya, Danimarka, Finlandi- ya, anlaşmayı-kutlayan-devletler a- rasında yer aldılar. Mısırlı Nasır da bu arada bir nü- yük lütufta ve insanlığa (hizmette bulundu: Mısır çöllerinde yaptırt- makta olduğu müthiş nükleer silâh denemelerini durdurmaya hâzır ol- duğunu ilân etti! AKİS/21