plâncılar tarafından kesin bir orak- kam henüz verilememektedir. Ancak Alman İktisadi İşbirliği Bakanı Wal- ter Schell ve Fransız Başbakanı Ge- orges Pompidou'nun Türkiyeyi zi- yaretleriyle (o Konsorsiyomdaki (oson tereddütlerin de giderilmiş olduğu sa- nılmaktadır. Ayrıca Eylül ayının baş larında, beraberinde Konsorsiyom, Ge- nel Sekreteri Stettnerve O. E.C.D. Genel Sekreteri Kaiser olduğu halde Konsorsiyom Başkanı Mangoldt Tür- kiyeye gelecek. -Plân ve tatbikatı ile ilgili incelemeler yapacaktır. Böy- lece gerekli kulis faaliyeti otamam- landıktan sonra Eylül ayı sonlarında toplanacak olan Konsorsiyomda 1984 Y.T.P. "Alican bilir" çen haftanın içinde ki Sİ- yasi çevrelerde bir cümle çok söylendi: "Alican bilir" 'nin, Başbakan İsmet İnönü- ye bar. muhtıra vereceğine dair ha- berler gazetelerde arzu endam, edin- ce gazeteciler hemen YIP Genel Merkezini oboyladılar. Ancak YIP Genel Merkezinde in, cin top oynu- yordu. Bir gazeteci YIP Genel 'Mer- kezinin Basınla Münasebetler (oOda- sında Ömer Faruk Sanacı yakala- yınca derin bir oohh çekti- Ömer Fa- ruk Sanaç YTP nin AP den müdevver Toprak hafriyatı yapan makineler Medeniyetin demir kolları programının uygulanması için gerek- li dış finansman müzakerelerine baş- lanacaktır. Müzakerelerde daha evvelce yapıl- mış olan temasların yanı sıra Türki- yenin en büyük kozunu geçen yılki programın başarıyla uygulanmış ol- ması teşkil etmektedir. Plânda ön- görülen tedbirlerin önemli bir kısmı içinde bulunduğumuz yıl içinde ele alınmış, vergi reformu ve ( İktisadi Devlet Teşekküllerinin reorganizas- yonu gibi tedbirler bir hal çaresine bağlanmıştır. Bu arada yatırımların dikkatle ve plana uygun olarak ya- pılması hususu da ele alınmıştır. Şim- di söz makinelerin olacaktır. Genel Sekreter yardımcılarından biri- dir. Gazeteci ile Sanaç arasında şu mu havere geçti : “ o kimseler yok, denize mi gittiler Ömer bey? "— Hayır, bir kısmı mahalli se- çimler için geziye çıktı. Bir kısmi da denize girmeğe İstanbula gitti" ". Bir muhtıradan Malümatınız var mı? bahsediliyor. — Tabii var. Ama daha evvel de karar verdik. Koalisyondan çekilme- yeceğiz. Ancak bu, herne olursa olsun kalacağız demek değildir. BIT protokol var. Onun kaidelerine ria- yet etmek gerek.." "— Peki bu protokola riayet et- YURTTA OLUP BİTENLER meyen mi Yani CHP mi?" Evet, CHP bazan protokol dı- şına Rl — Meselâ Feyzioğlu meselesi gi- bi meseleler mi, yoksa daha derinler- de daha mühim ihtilâf konuları mı var?" YTP nin AP den müdevver Genel Sekreter Yardımcısı bu suale cevap vermezden evvel bıyık altından gül- dü : — CHP partizanca davranıyor" dedi. Sonra Ahmet Demdir meselesini den, bazı kaymakamların tayin ve nakillerinden, CHP nin hükümette tek başınaymış gibi hareket etti- ginden bahsetti. Fakat muhabir bun- ları, pek sathi meseleler olarak tav- sif edip daha kuvvetli deliller (olup olmadığını sorunca birden ciddileşti "— Meselelerin sathi olup olmadı- ğını muhtıra verilince görürsünüz" de- di. Muhtıranın mahiyeti hakkında sual sorulunca da geçen hafta pek moda olan lâfı söyledi: " — Alican bilir" Sonra açıkladı: "— Biz Genel Başkana tam yetki verdik. O her şeyi bilir" YTP nin AP den müdevver Genel Sekreteri Sanaç, bundan başka bir şey söylemedi. Söyleyemedi. cana gelince, YIP Genel Başkanı e- vinde dinleniyordu. Gazeteciler onu ancak telefonla bulabildiler. Bunlar dan AKİS muhabiri: "— Beyfendi, bir muhtıra overe- cekmişsiniz doğru mu?" dedi. Ala can isteksiz bir eda ile cevap verdi "— Evet. Var böyle bir şey. Ya- zacağım" "—Peki, acaba muhtıranızın ko- nusu ne olacak?" Alican bu suale kendinden hiç beklenilmeyen bir şe kilde cevap verdi "— Muhtıra açıklanınca görürsü üz". Muhabir İsrar etti AKİS/11