AKİS Sayı: 454 Cilt: XXVII Yıl: 9 9 Mart 1963 HAFTALIK AKTÜALİTE MECMUASI YURTTA OLUP BİTENLER Millet Doğru yol (Kapaktaki konu) Halkın içinde bulunduğu ruh hale- tinin, nihayet Hükümet tarafından anlaşılmış bulunduğuna dair ilk be- lirtiler bu hafta içinde, hafiften de olsa, kendini hissettirdi. Vatandaş- lar, bizzat Başbakan İsmet İnönü- Başbakan İsmet İnönünün bunlara devam edeceği bu hafta içinde Baş- bakanlık tarafından söylenildi. Ko- nuşmaların sağladığı miüsbet intiba, doğru yolun hangisi olduğu hususun- da memleketin idarecilerine fikir verdi. Demokrasiye inananlar, eğer bu- nu platonik, yahut bir marazi me- rak dolayısıyla yapmıyorlarsa o bir noktayı gözden kaçırmamakla mü- kelleftirler: Milletsiz Demokrasinin imkânı yoktur. Hükümetler, mille- la; ca gereğini yapmakla mükelleftirler. Bu, artık "Umumiefkârla Münase- bet" adını taşıyan bir nevi ilim ol- muştur. Kennedy'den General de Ga- ulle'e, demokratik prensiplerin ğı altında idare edilen her memle- kette idareciler sık sık halkın karşı- sına çıkmakta, ona işleri kendi gö- rüş açılarından anlatmakta, onu u- yarmaktadırlar. Bizde, İnönünün kuvvetli tarafı- nın bu olduğunu söylemek (imkânı yoktur. Yaldızsız iş görmek merakı, bu yaşlı politikacıda çok zaman a- vantaj halini kaybetmekte ve han- dikap şeklini almaktadır. o Tevazu, halktan anlayış beklemek, iyilik de- nize bile atılsa, balık bilmediği tak- dirde Halikin bileceği inancı çok mükemmel şeylerdir. Ama bazı mes- lekler vardır ki, bunları tatbik et- mek binilen dalı kesmek manasına gelir. Zira bunların yanında, XX. A- sırda başka gerçekler türemiştir ve propaganda bunlardan biridir. Pro- AKİS/6 İsmet İnönü Paçalar o sıvanınca paganda, yalanın propagandası de- mek değildir. XX. Asırda doğrunun da propagandası vardır ve bu bir ih- tiyaçtır. İnönünün Radyo Konuşmaları gi- bi Feyzioğlunun İstanbuldaki Basın Toplantısı da, bu hafta havanın iyi- ye doğru hafif bir eğilim gösterme- sinde çok rol oynadı. Ama gayretin, Koalisyonun sadece bir kanadından geldiğinin gözden kaçmadığı ve mil- letin bunu böyle mimlediği de unu- tulmamalıdır. Bu durum, kusuru ne olursa olsun, Turhan Feyzioğlunun bir şikayetini yüzdeyüz haklı gös- termektedir. 3 numaralı Başbakan Yardımcısı, dert yanarken şöyle de- miştir: Ne zaman, savunulması yıl- dırım çekecek bir husus olsa, kürsü- ye Feyzioğlu buyur ediliyor. Ne za- man alkış toplayacak bir Veile çık- sa, işin talibi eksik olmuyor.. Bunu, sadece Feyzioğlunun değil, C.H.P. nin de kaderi saymak kabil- dir. Zamlar, vergi mükellefiyetleri, bunların lüzumu millet (tarafından Ekrem Alicanın da ağzından duyul- mak lâzımdır. Halbuki bunun aksi- ne, Y.T.P. nin içinden bunlara karşı sesler yükselmekte ve ucuz politika daha çok müşteri bulmaktadır. C.K. M.P. den de şimdiye kadar, açıkca alınmış bir vaziyet görülmemiştir. Gerçi C.K.M.P. Koalisyonun işlerini de baltalamamak hususunda "Afcı Y.T.P."den daha dikkatlidir, ama memleketin içinde bulunduğu şartlar karşısında bunu yeter saymak kolay değildir. “İki el bir baş içindir" de- . Üçlü Koalisyonun manası, "Üç elin sesini çıkarmaya çalışır görün- mektedir. Hükümet Kör ebe Başbakan Yardımıcısı Ekrem Ali- can Meclisteki YTP Grup odasın- dan aceleci olmıyan adımlarla çıktı. Yanında Sadık Perinçek ve Ulaştır- ma Bakanı Rıfat Öçten vardı. Pe- rinçek konuşuyor, ellerini cebine sokmuş olan Alican dinliyordu. Son- ra gene Perinçek konuştu. Elinin bi- rini cebinden çıkaran Alican dinledi. Bir iki adım attılar, elini cebine ye- niden sokan Alican bu defa iki keli- melik bir lâf etti: "— Tabii, öyle yapın.." Üç YIP li yönetici yürümeğe de- vam ettiler. Perinçek, Genel Baş- kanlarına bazı şeyler söylemekte 1s- rar etti. Alican kulağını ona vermiş, acelesiz adımlarla, başını ileri geri sallıyarak dinledi. Bir ara durakla- dı ve arkasından gelen ayak sesle- rine kulak verdi. Gelenler gazeteci- lerdi. Alican soğukkanlılıkla günde- lik dostlarına sordu: