HAFTANIN İÇİNDEN ır Adam ve ötekiler... Türkiyenin üzerinde, gene bir çılgın rüzgâr esiyor. A- sağı yukarı herkes, elinde bir kazma, İsmet Paşayı yıkmak için var gücüyle çalışıyor. Şahıs olarak İsmet Paşanın yıkılmasına imkân bulunmadgı bir gerçektir. Tarih onu, sadece yaptıklarıyla değil, yapmak istedik- leriyle de en büyük bir kaç türkten biri olarak oaktır. İsmet Paşa, politikanın içinde veya dışında, iktidarda veya değil daima çok geniş halk kütlelerinin saygısıyla, sevgisiyle sarılı olarak kalacaktır. Hedef, İsmet Paşanın bugünkü çabasını boşa çıkarma çaba- sıdır. Halbuki o çaba boşa çıktı mı, yıkılanın altında önce, şimdi kazmalarını en ziyade hırsla sallayanlar kalacaktır. Ama o zaman, akılların başa alınması için vakit çok seci; olacaktır. Bugün içinde bulunduğumuz durumu, bu anın şart- lannı göz önünde tutmakla yetinirsek, doğru şekilde de- gerlendirenleyiz. D.P. iktidarının memleketi ekonomik bakımından iflâsa, sosyal ve politik bakımdan anarşiye götürdüğü açık olarak belirdikten sonra girişilen kuv- vetlj mücadelenin aslında hedefi, şimdi vardığımız,neti- cenin önlenmesi idi. Mücadele, o hedefini gerçekleştire- memiştir. Bütün feryatlar, bütün gayretler, bütün ikaz- lar faydasız kalmış, bir sapığın ve onun etrafındaki bir avuç hainin bütün basiret ölçülerini bir kenara itmele- ri hem kendi felâketlerini doğurmuş, hem de Türkiye- yi bugünün tarifsiz zorlukları içine atmıştır. 27 Mayısa gidilen günlerde, D.P. nin bir sivil Junta Idaresiyle mem- lekete hâkim olabileceğini sandığın ve bunun tedbirlerini açık açık aldığı sıralarda, Büyük Meclisin 18 Nisan 1980 tarihli toplantısında İsmet İnönününün "Millet bütün na muslu teşkilâtı ile, bütün sade vatandaşları ile kurmak istediğiniz baskı idaresine mukavemet, edecektir. Bu tedbir ve bu tedbiri alanlar muvaffak olamayacaktır. dedikten sonra şöyle haykırması boşuna değtildir: "— Şimdi arkadaşlar, şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilâl meşru bir haktır. Fakat ihtilâl as- lında Ur millet hayatının ama arzu etmeyeceği çetin ve tehlikeli bir ameliyattır. Bir çok memleketlerde görü- z. Çok iyi niyetlerle, vatanperver hislerle ihtilâl yaparak idare kuranlar kurdukları idarenin ertesi gü nünden itibaren kâbus içinde yaşarlar. Onlar muvaffak oldukları ihtilâli normal bir demokratik rejime devre- debilmek için imkân bulamazlar. Bulabilenler tarihte nadir. Bunu bulamayan memleket çok zarar görür. İh- tilâl niçin yapılır ? Eğer İhtilâl vatandaş için başka çı- kar yol yoktur kanaati zihinlere ve bütü üesselere yerleşirse, meşru bir hak olarak kullanılacaktır. dan içtinap kabil değildir. Basiretimiz yerinde ve aklı- , mız başımızda ise normal bir demokratik rejimin icap- larını hulüs ile takip ederek, eşit haklarla dürüst br seçmin neticelerini kabul ederek bu rejimi bu yola götürelim." İsmet İnönü İhtilâlden bir gün önce, 26 Mayıs 1960 Metin TOKER da, Menderesin Eskişehir konuşmasına cevabında şöyle demiştir: — Bir satırlık kanun ile1950 seçim şartlarına av- det buyursun. Bir hafta zarfında memlekete gelecek hu- zurun derecesini görmekle hayrette kalacaktır. Tabii bu yeni nizamın getireceği serbest düşünce ve dürüst se- çim içinde iktidarını kaybetmeyi göze alması gerekir. Serbest ve dürüst seçimle iktidarın değişmesi imkânı, şimdi içinde bulunduğumuz şartlara nisbetle, Demokrat, vatandaşlar dahil, bütün memleket için huzur yoludur." met İnönü o gün biliyordu ki D.P. iktidarının eko- ilomi sahasında açtığı derin yaraların sarılması, gelecek idare için kolay olmayacaktır. Ama bu idare, millet için başka çıkar yol bırakılmayıp ta bir ihtilâlden sonra ku- ruldu mu güçlük bin misli artacaktır. Nitekim böyle ol- muştur ve bugün, aslında, o günlerin neticesidir. İsmet İnönü İhtilâl bir "fiili durum" olarak ortaya çıktığında da en az zararlı çareyi 'söylemiştir. 5 Temmuz 1960 gü- nü Cumhuriyet gazetesinden Cevat Fehmi Başkuta ver- diği demeçte "Süratle umumi seçimlerin yapılmasında saymakla bitmez milli menfaatler vardır" demiştir. Bu sözlerin o tarihte kimler tarafından narcıl karşılandığı henüz hafızalardan çıkmamıştır. Aradan geçen zaman, bütün davranışlarda sadece İsmet İnönüye hak verdir- miştir. Şimdi herkes sadece güçlükleri görüyor ve sadece karamsarlık söylüyor. Bir adam bütün o güçlüklerden başka bir de o karamsarlığı yenmek için hiç kimseden yardım görmekizin, hiç kimseden yardım görmemek ne kelime, yardımcılarından güçlük görerek "İhtilâlleri normal bir demokratik rejime devredebilmek imkânını bulamayan memleketlerin uğradıkları çok zararlar"dan Türkiyeyi kurtarmağa çalışıyor. İsmet İnönünün kusursuz olduğunu söylemek, eksi- ği bulunmadığını ileri sürmek hiç kimsenin hatırından geçmez. Zira bu bir gerçek değildir. Yapılması gereken şey, memleketin bütün iyi niyetli evlâtlarının onun et- rafında sımsıkı durarak bunları telâfi etmeleri, Türki- yeyi bu dar geçitten çıkarmanı için iyi niyetle çaba gös- termeleridir. Halbuki C.H.P. ne bakınız, Koalisyon Par- tilerine bakınız, Basına bakınız.. Birinde şahıs ihtiras- ları, İkincilerde zümre İhtirasları, üçüncüsünde sorum- kalemlerin dar perspektifi ve ucuz fikriyat merakı İnönüyü, zamanın yüzde seksenini incir çekirdeğini doldurmaz meselelere ayırmak zorunda bırakıyor. Bir Ordudur ki, ihtilal normal bir demokratik rejime dev- redi'mediği takdirde memleketin alacağı kapkaranlık manzaranın farknda. İsmet Paşanın samimi ve sağlam yardımcısıdır. Yetecek mi? İnşallah! Bu sârı "kolektif çılgınlık' başka ne söz var ki?. karşısında söylenecek AKİS 9