YURTTA OLUP BİTENLER tin Başkanı, hükümetinde yer almış bulunan bu Bakana güvenini kaybet- tigini bildirmiş, Y. T. P. den onu de- ğiştirmesini istemiştir. Alican, bir Hükümet Başkanının nihayet en ta- bil hakkı sayılmak gereken "mesai arkadaşlarıyla anlaşmak" tanımamış, isi prestij isi gibi müştür. Tabii bu, Alicanın kendisi pek dar bir zihniyete sahip bulundu- gunun delilini teşkil etmiştir ama İnönü ses çıkarmamış, prestij konu- sunu o bu ölçülerle almadığından "o çekilmezse ben çekilirim" diye basit- liklere girişmemiştir. Sadece, bir U- laştırma Bakanına malik olmadığını düşünüp tutumunu ona göre âyârla- mıştır. Mamafih bu da, D. P. nin es- -- Sivas il başkanının alınganlık tel- lerini harekete getirmeye muvaffak olamamıştır. Şimdi Ulaştırma Bakanının der- di, hazırladığı tayin kararnameleri- nin Başbakan tarafından imzalanma- masıdır. Öçten, haftanın ortasında şöyle dedi: “— İstediğim tayinlerle ilgili ka- rarnameleri bir türlü Başbakandan çıkaramıyorum. Ancak bu işin d? ibir kolayım buldum. İstediğim kim- seleri istediğim görevlere vekaleten getiriyorum." Gerçekten de Başbakan, öçtenin partizan gayretlerin eseri saydığı kararnamelerini oimzalamamaktadır. Bu, kusuru alınganlık olmayan Ulaş* AKİS/14 tırma Bakanını pek hiddetlendirmek- tedir. Öçtene göre kendi personelin- den ancak kendisi sorumludur ve im- za edilmeyen kararnameler (o hem kendisinin, hem partisinin prestijini zedelemektedir. Öçtenin unuttuğu, Başbakanın da kendi personelinden sorumlu olduğu- dur! Alicanın endişesi A slında, Alican da Rifat Öçtenin bir hayranı değildir. Ama Alicanın, üküktür. öçten karşısında boynu b Öçten, Y. T. P. içinde "eski D. P. nin havası"dır. Kendisine taraftar, on kadar da milletvekili vardır. Y. T. P içinde Bakanlıklar dağıtılırken Öçten ve Grupu Genel Başkan üzerinde taz- yik yaparak bir mevki almışlardır. su yakta kalabilir-, Kısır görüşlüleri tazyik V.T. P. nin güçlüğü, doğuş sebe- biyle bugünkü durumunun birer uç teşkil etmesinden ileri gelmektedir. Y.T. P. açıkta kalan D. P. oyları ü- zerine kurulduğundan bir türlü taviz vermekten vazgeçememekte, Koalisyonun da bir kanadım teşkil ettiği müddetçe bunu açıktan açığa yapamamaktadır. Buna, eşyanın ta- biatı demek daha doğru olur. Y.T.P. yaşamak için eski D.P. li- lere şirin gözükmek zorunda olduğu- na inanmaktadır. Ancak aynı oylar üzerine kurulmuş bir diğer partinin, A. P. nin, bu işi fazlasıyla yapmakta olusu Y. T. P. nin işini zorlaştırmak- tadır. urum karşısında akla iki ihtimal gelmektedir. Y. T. P. ya sağduyuyu seçecek -ki İkinci Koa- lisyon Hükümeti ancak böylece a- ya da vermekte ol- Kin tâvizlere devam edecektir. Y . .T. P. bu yarışta A. P. yi geride bi- rakamıyacağına göre daha ne kadar taviz verebilir ve ne kazanır? İşte il Alican yazıyor, düşünüyor, konuşuyor Bir de görebilse! Şimdi de Öçtenin, aynı grupla birlik- te, partiden ayrılacağım belirtmekle Alicana gözdağı verdiği (söylentiler arasındadır. Gerçi on milletvekili Y. T. P. için çok önemli bir kayıp değil- . Bu, Koalisyonun kuvvetini de şüphesiz sarsmayacak, oy eksikliği doğurmayacaktır. Ama Y. T. P. nin D. P. oyu peşinde kampanyaya giriş- tiği şu sırada öçten gibi İnönüye, C. H. P. ne ve İhtilâli yapan zümreye karsı allerji besleyen bir kimsenin Y. T. P. den kopması bu kampanyayı zedeleyecek mahiyette sayılmakta- dır. Zaten Koalisyonu ciddi olarak tehdit eden de, bütün bu satıhtaki önemsiz hâdiselerin temelinde yatan ana meseledir. Alicanın partisi böyle bir çıkmazın dönemecindedir. Henüz kesin bir is- tikamet çizilemediğinden Y. T. P. rüzgâra göre rota değiştirmekte ve sık sık pusulayı şaşırmakta ama he- men, rejimin teminatı olarak gördü- gü koalisyona dönmektedir. Hükümet içindeki (o huzursuzluk- lar A. P. nin kısır muhayyilen politi- kacılar üzerindeki tazyikinden değ- maktadır. Halen gerek C. K. M. P. ve gerek Y. T. P. de D. P. sempati- zanı olarak tanınan bazı milletvekil- leri Grup toplantılarında Koalisyon- la ilgili en önemsiz konuları büyüt- meğe ve birer mesele haline getir- meğe çalışmaktadırlar. Gayeleri böy- lece Hükümeti yıpratmak olan bu şahıslar, A. P. nin de iştirakiyle C.