Kızımın gittiği okulda tek önemli $ey, denilebilir ki, çocukların süs- lenmesine mâni olmaktır. Saçlarını kaballamazlar, yüzük takamazlar v.s. Onbeş yaşındaki bir kızın biraz süslenmesinde ben mahsur görmüyo- rum. Fakat okul idaresiyle mücade- le etmeme imkan yok. Okula gider- ken çocuğun hergünkü tabii halin- den başka bir hale girmesi, saçları- nı düzleyip, tırnaklarını okökünden kesmesi bilmem normal midir? Bunu ciddiyet a Fikrinizi öğren- mek istiyoru S. C. - tamir Bu konuda bazı okulların aşırı bir hassasiyet gösterdikleri (omuhak- kaktır. Bizde yerleşmiş bir inanca kötü niyeti gösterir!... Halbuki, özel- likle kız çocuklarında bu, çok tabii bir dürtüdür. i küçük kızlar süslenmesini bilmez, ölsen aşırı şey- ler yapar ve kendilerini gülünç, çir- kin duruma sokabilirler. Ailenin ve okulun müdahaleni bu bakımdan za- ruri olur. Bu itibarla, yapılacak şey, süslenme ihtiyacını temizlik ve intizamla tatmin etme yolunu çocu- ga öğretmektir. Mantığıma, kafama, irademe rağ- men onu seviyorum. Bugüne ka- dar oldukça karışık bir hayat yaşa - buluşuyor, benimle evlenmek istiyor. Güç bir hayat şartının, talihsiz bir evliliğin çok genç ve saf, çocuk ya- radılışlı bir kadını yanlış yola sürük- lemiş olabileceğine, iyi bir li onu ww inanır masınız Acaba değişir mi Kararsız bir erkek Ben sanmam. . . Anlattığınız kadın n güç değişebilecek olanı- dır. Evet saftırlar. Bazan sokakta- ki sefil kedilere oağlıyacak okadar hassasiyet gösterirler. Hem de sami- midirler. Am: se karşı iyidirler, fakat katiyen Zo- ra gelmezler, en ufak bir fedakârlık yapımazları, İyi bir evlilikten an'adı- ğımız nedir? Öyle zannediyorum ki siz biraz da parayı ve rahat hayatı kastediyorsunuz. Buna güvenmeyin. Birgün, daha az paranız olabilir, hastalanabilir, işinizi kaybeder, Zor bir duruma düşebilirsiniz, ya da o- nun karşısında daha paralı, daha par- lak bir başkası çıkabilir. Bugün ço- cuklarını bıraktığı gibi, yarın da si- zi bırakabilir. Kendi kendinizi aldat" mayın — Şimdi eve gelemem anne... Çünkü ben öldüm. öğretim programları Milli Eğitim Bakanlığı, geçen yılki Milli Eğitim Şürasında alınan karar- ların ışığı altında, önümüzdeki günlerde öğretmenleri yeni bir toplan- tıya çağırmış bulunuyor. Bu toplantıda öğretim programlan üzerindeki değişiklik teklifleri ele alınacak, okulda disiplin ve Okul - Aile Birlikleri meseleleri üzerinde durulacaktır. Öğretim programlarında değişiklik yapılması, bence artık vazgeçil mez bir zorunluluktur ve memleketin en önemli meselelerinden birisidir. Bu programlarla "düşünen kafa'lar, gerçek aydınlar yetiştirmek güçtür. Çocuğu ile biraz meşgul olan her veli, bunu rahatlıkla görebilir. e Prog- ramlar fazla yüklü, nazari, çocuklara çok şey öğretmek iddiası ile, fakat hiçbir şey öğretemiyecek şekilde hazırlanmıştır. En kötüsü de, bence, bunların her çocukta mevcut "öğrenme merakı"nı öldürmesidir. . Sınıf- lar büyüdükçe, çocukların, her türlü "araştırma", "kendi kendine çözme", "öğrenme" merakından uzaklaştıkları gözle görülür bir şekil alır. Düşün- dükleri tek şey, seksener, altmışar kişilik sınıflarda, nadide bir kuş gibi uçan "not'u yakalamak, paçayı kurtarmak, diplomayı cebe, her nasıl olursa, koymaktır. Fakat, okul kitaplarının durumu programlardan da beterdir. Programlara zaman zaman ban yenilikler getirilmiş, öğretimin çağımızın öğretim sistemine ayak uydurabilmesi için bazı iyi niyetli ça- balar gösterilmiştir. Ama kitaplar bu çabaları hiçbir şekilde li mani'ş'ardır. Kitaplar programlardan da ağır, zevksiz, karışıkt Bugünün öğretme tekniğini yakından izleyen değerli öğretmenlerin bir araya gelip bu sefer ağır basmalarını can-u gönülden diliyoruz. Öğre- tim ve eğitim bugünkü dâvalarımızın esasıdır. Bunları "çıkmaz"dan kur- tatmak gerekir. AKİS/33