26 Ocak 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

YURTTA OLUP BİTENLER Elebaşı Barlas Küntayın A. P. li gazetelerdeki fotoğrafı mertebe islaf etmesi yolunda gene şifahi «mir verdiler. Savcı bunun imkânsızlığını belirtti ve eğer ısrar edilirse yazılı emir verilmesini iste- di. Yazılı emir gelmedi. Bu sırada emniyet kuvvetleri Kayseri Cezae- vinin etrafını kuşatmışlar ve gençler ile bina arasında sınır teşkil etmiş- lerdi. Kafilenin başında bulunan Sa- karya ve Küntay, kendilerine yol verilmesi için ısrar ediyorlardı. Bu sırada, Savcılığa yapılan ta- lebe cevap geldi. Savcılık Ceza ve Tevkif Evleri Talimatnamesi Oo gere- gince bu ziyarete müsaade etmiyor- du. Bu defa A. P. li gençler bir baş- ka yol denediler, "Biz münferit ola- rak Bayan ziyaret edeceğiz" dediler. Savcı, muhtemel ihtilâtı hesaba ka- tarak buna da cevaz vermedi. Tali- matnameye göre, zaten mahkümları ncak akrabaları ziyaret edebiliyor- urdı. Bunun üzerine Ankaradan getiri- len fotoğraf ortaya çıktı. A. P. liler esme bir de kendiliklerinden ithaf azmışlardı. e Savcıdan bu fotoğrafın Bayara gönderilmesini istediler. Sav- cı buna da razı olmadı. Zira ek ithaf Tedbirler Kanununa aykırı bir ibar- eydi. Nitekim bir kaç genç sorguya çekildi. , Kayseriye getirilen ve öğrenci nda umumi efkara, takdim edilenlerin yaş vasatisinin 20 ile 40 Camekânda teşhir arasında olması dikkati çekti. Ziyaretçi isimlerinin tesbiti (o ve yapılan bazı sorgular sırasında bir takım komik durumlar hasıl oldu. Gelenler arasında talebe olmayanlar çoktu. Talebelerden bir kısmı kendi- lerine işin mealinin anlatılmadığını, "yemekli beleş Kayseri seyahati"n- den bahsedildiğini, hele resimden hiç haberleri bulunmadığını o söylediler. Kulağa küpe Görünen Köy Adam, kendisine (Başbakanlık e verildiğinde demiş ki: — Netice alabilmem, an cak, ME ni pe acil ihtiyaçla- rını çok iyi takdir ettiklerine emin Diaz um siyasi partilerin, siyaset ve fikir adamlarımızın kıymetli yardim ve işbirliğiyle mümkündür. kanısı geçmiş 50- — Ne diye netice oalama- Hani adam, "Patla?" dese haklıdır ya "Peki, siz Üniversite Gençliğini mi ediyorsunuz?" şeklindekisu- ale ise "Ne münasebet, biz kendi a- geldik!" cevabını verdiler. Nizamiye kapısındaki panik, ka- filenin moralini altüst etti. Emniyet kuvvetleri ve başındaki subaylar işin şaka kaldırır tarafı (bulunmadığını gösterir tarzda teçhiz edilmişlerdi. A. P. gazetelerinin fotoğrafçıları, ta- bancası elinde subay resimleri alıp yayınladılar ama bu, kendilerine, fay- karşılaşmayı göze alması gerektiği- nin delilini teşkil etti. A. P. liler şehirde, ikiyüz kişilik bir ziyafet hazırlamışlardı. Fakat â- saplar o kadar bozulmuş ve perişan hava o derece tesir etmişti ki yeme ğe kimse iltifat etmedi. Hazırlıklar boşa çıktı. Çok kimse derhal Anka- raya dönmeyi tercih etti. Otobüsler, geldikleri gibi, dolmuş usulü kalkıp Başkentin yolunu tutarken organiza- törler A. P. İl Merkezinde kara ka- ra düşünüyorlardı. Peki neden? Macera bittiğinde, haftanın ortasın- a çok kimse A. P. nin böyle ha- reketlerden ne umduğumu kendi ken- dine düşündü. Bunun cevabı, bir ta- AKİS/11