Sahi,şim di neredeler Ayhan Aydan Kumral, orta boylu, genç ve güzel kadın,hafifçe gülümsedi: "— Paça ile işkembe dışında bü- tün yemekleri severim. Çok yerim. Bu yüzden de kolayca şişmanlıyo- rum. Balık, turşu, yumurtayı da çok severim, ama allerjim var, yiyemiyo- rum" dedi. Bir an durdu, sonra yine gülüm- Seyi Ee AKİS muhabirine baktı ve: — Daha ne söyliyeyim, bilmeni ki? Cevaplarımın alışılandan başka, biraz da orijinal tarafı olması lâzım. En iyisi, sis sorun, ben de cevaplan- dırayım" diye konuştu. Yukarıdaki konuşma, haftanın ortalarında Ankarada, Sağlık Soka- ğının başlarında. 17 numaralı apart- manın ikinci katında geçti. Kumral saçlı genç kadın, opera sanatçısı Ay- han Aydandı. Bundan ikibuçuk yıl kadar önce, Türkiyede adından en çok bahsedilen sanatçılardan biri o- lan Aydan, şimdi kendi köşesine çe- kilmiş bir durumda, mahdut birkaç arkadaşıyla görüşmekte ve gecele- rini ekseriya sinema veya tiyatroda, ya da arkadaşlarıyla bezik oyna- makla geçirmektedir. Ayhan Aydanın ince bir zevkle dekorise edilmiş apartmanında he- men dikkati çeken şey, salonun dip tarafına yerleştirilmiş olan salon pi- yanosu... Aydan günün hemen bütün saatlerini bu piyanonun başında ge- çiriyor. Zira, kaybettiği yılları oan- cak böylece telâfi edebileceğine i- nanmaktadır. Duvarlarda ve piyano- nun üzerinde artık dünyada olmayan bir erkeğin birkaç portresi var. Ay- dan, bu konuda kimseye birşey söy- lemek istememektedir. Ayhan Aydan 1924'de (İzmirde doğdu. Nüfus kâğıdına göre Aydınlı sayıldığından, soranlara "Aydınlı- yım" demektedir.İlk ve ortaokulu tamirde bitirdikten sonra Enstitüye girdi. Oradan mezun olduktan son- ra da doğruca Ankaraya gelerek Devlet Konservatuvarına girdi. Ay- han Aydan: — Talebelik hayatımı hiç an- lamadım. Henüz öğrenci. iken, on- yedi yaşımda sahneye çıkmaya baş- ladım. Tabii bu, benim için hiç de iyi olmadı. Zira, sahneye çıkabilmek için sık sık derslerimi ihmal ettim. Üstelik, onyedi yaşındaki bir genç- kız için Butterfly gibi bir oyunun baş rolünde oynamanın ne derece yoru- cu ve yıpratıcı olduğunu, imkânı yok tahmin > edemezsiniz: Bu rol insanı yer, yok eder" diyor. kara Koleji son sınıf öğrencisi, koca- man bir delikanlı... Ayhan Aydan, 1951 yılında Feril Al- nardan ayrıldı. Şimdi en büyük meş- galesi.'Oğlu Aydan. Oğla için, "Dün- yada en güzel şey, o" demektedir. Ayhan Aydanın belirli bir hayat fel- sefesi, gelecek için bir plânı "Suyun üzerindeki, bir saman çöpü gibi hayatın akıntısına kapıldım gi- Soprano Ayhan Aydan Geçmişe sünger Ayhan Aydan henüz onsekiz ya- şındayken, 1944 yılında, müzisyen Ferit Alnarla evlendi. 1946 yılında bir oğulları oldu. Sanatkâr: — O zaman,- sanki içime doğmuş gibi, 'Ferit' dedim, 'belki günün bi- rinde ayrılına. Onun için bebeğin a* dini benim gençkızlık adım olan Ay- dan koyalım. Ayrılırsak, çocuk her iki- mizin de adını taşımış olur' dedim." demektedir. O günkü küçük Aydan, şimdi, An- diyorum" diyen'Aydan evlenmek de istemiyor. Aydanın bir başka teselli- si de, sanatı... Gündüz, provaları hiç kaçırmamaktadır... Öğleden sonrala- rı da, ekseriya hocasından şan ders- leri almakta veya birkaç arkadaşıyla buluşup, günün olaylarından, tiyatro ve Kl çevrelerinden bahsetmekte - ye Aydanın enebüyük özelli- ği, canının, istediğini yapması... Ha- yatın veya bir takım cemiyet kural- AKİS/31