AKİS HAFTALIK AKTÜALİTE MECMUASI YURTTA Havacılar Meselenin içyüzü (Kapaktaki Komutan) HE şey, "Hava Kuvvetlerine kimin omuta ettiği" meselesinden çık- tı. Korgeneral İrfan Tansel, Hava Kuvvetleri (oOKomutanı sıfatıyla bu kuvvetlerin kendi komutasında bu- lunduğu noktası üzerindeki hiç bir tartışmayı kabul etmedi. Buna mu- kabil, bir kısmı karargâhta, bir kıs- mı üs komutanı olarak bir kaç nok- tadaki bazı yüksek rütbeli subaylar Hava Kuvvetlerine asıl kendilerinin Sayı: 441 O LU P endişesi, üstlerin mevki endişesi do- layısıyla ihtilatlar yaratır. o Hadise, bir kaç ay önce çok gergin safhaya gelince ihtilât patlak verdi. İrfan Tansel durumdan haberdar olarak tedbirlerini aldı, bir iki generalin de katıldığı "Albaylar Grubu" ise kendi aralarında toplantılara başladı. Ha- va Kuvvetleri Komutanı bu toplantı- ları da haber aldı, takip ettirtti. Bu arada her iki taraf birliklerde son- dajlar yaptırdı. Birlik komutanları ve hemen Hava Kuvvetlerinin tama- mı komuta zincirine bağlılıklarını bildirdiler. Tansel ve Muhlis Batur Hep Demokrasi yolunda hakim oldukları havasını tavır ve hareketleriyle verdiler. Bunlar, Ha- va Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tuğ- general Hüsnü Özkanın etrafında birleştiler. | Faal elemanlar olarak Bandırma üs komutanı Halim Men- teş ile Mürted üs komutanı Fevzi Arsın göründüler. Bu, Hava Kuvvet- lerinin emir kademesinde ciddi bir çekişmeye ve huzursuzluğa, sinirli- liğe yol açtı. Bu çeşit ihtilaflar Silâhlı Kuvwvet- lerin bünyesinde, astların güvenlik AKİS/8 Bu anlaşmazlık sırasında, ne Ko- mutan ne ötekiler, demokratik dü- sen veya rejim konusunda hiç bir ihtilafa düşmediler. Böyle bir tartış- ma konusu olmadı bile. Hadisenin, meselâ 22 Şubata benzer en ufak yönü ortaya çıkmadı. Hava Kuvvet- lerinin bugünkü düzene, devletin meş ruiyetine ve nihayet Demokrasi sis- temine karşı, bağlılıktan başka ha- reketi bulunmadı. İki taraf da, ken- di hakimiyeti altında kalacak Hava Kuvwvetlerinin Demokrasinin en iyi Cilt: XXVI 8 Aralık 1962 BİTENLER savunucusu olacağını her fırsatta be- lirtti. Böyle hâdiselerde daima ol- duğu gibi de, öteki tarafı Demokra- siye bağlı olmamakla suçlandırdı. Ama, askeri disiplin etrafındaki tatsız hâdise başka değirmencilere kendi değirmenlerine su geldiği inti- baını verdi. Haziran macerası ava Kuvvetlerinde "Bu kuvvetlere kim komuta ediyor?" diye bir meselenin çıkması, kökü bundan iki yaz önce bir haziran ayının macera- sına kadar uzanmaktadır. Böyle bir macera Kara ve Deniz Kuvvetlerin- de cereyan etmediği için, o kuvvetler rin bu çeşit bir meselesi hiç olmamış, 22 Şubat maceracıları ise kendi ken- dilerine ee güvey olmaktan ileri gitmemişler: 1961'in Haziran ayında, M. B.K. nin "Madanoğlu Grubu" Hava Kuv- vetlerini eline geçirmek için bir dar- be yapmış, Komutan İrfan Tanseli Amerikada bir göreve tayin ederek yerine Tümgeneral Süleyman Tulga- nı getirmiştir. Ancak Hava Kuvvet- leri bu değişikliği kabul etmemiştir. Hava Kuvvetlerinin bu temayülünü de, bugün "Albaylar Grupu"nu teş- lar aksettirmişlerdir. İrfan Tanselin tayininin durdurulması için başkent göklerinde Jetler dolaştırılmış, devrin idarecileriyle (Hava Kuvvetlerinin temsilcileri arasında dramatik görüş- meler ve tartışmalar yapılmış, bu a- rada M. B. K. nin havacı mensup- ları, Mucip Ataklı, Haydar Tunçka- nat ve Emanullah Çelebi İrfan Tan- selin lehinde vaziyet almışlardır. Zaten M. B. K. nin bu havacı ele- manları, diğer bazı üyelerle birlikte - Ekrem Acuner, Fikret Kuytak, Ra- fet Aksoyoğlu gibi..- o tarihlerde M. B. K. içinde, güvenlik endişesiyle bir ikinci cunta kurmuşlar ve Silâh- lı Kuvwvetlerin mensuplarıyla işbirli- ğine geçmişlerdi. (Sonraları zaman zaman hortlayan cunta hikâyelerinin temeli de budur. İyi niyetli, samimi ve babacan Madanoğlunun bir geve- ze olması, orada burada şuhu veya bunu "toplamak"tan bahsetmesi,