C. H. P. gün işlerin, mükemmellikten uzak da olsa, en insaf- ıZ ölçülerle dahi bir sene önceye nazaran iyiye git- tiği herkes, her çevre tarafından kabul edilirken mem- lekette bir ' 'üzgün zümre" belirmiştir. Bu, Teşkilâtının mensuplarıdır. C. H. P. Teşkilâtının men- supları, çeşitli sebeplerden ötürü ve çeşitli telkinlerin altında, nihayet çeşitli hislerin tesiriyle durumdan mem- nun değillerdir. Hükümeti âciz ve zayıf ogörmektedir- ler, kendilerinin terkedildiklerine kanidirler. el taki bu hava, A. P. deki "Gökhan Takımı"nın C.H. P. deki ikiz kardeşi "Dörtler Takımı"nın başlıca lela. Silâhın kudreti küçümsenmemelidir. ö.. Önce, bir küçük grubun esas derdi olan "D. P. gitti, ondan açılan yerleri biz kapamadık"ı bir tarafa bırak- mak lâzımdır. Kim derse ki, böylesi C. H. P. içinde hiç yoktur, o gerçeği ifade etmiyor demektir. Ama kim derse ki C. H. P. Teşkilâtının bütün derdi bundan ibarettir, o da aynı derecede yanılmaktadır. C. H. P. içinde "10 yıl mücadele"yi klasik D. P. li ocak, bucak, ilçe veya il başkanının yerini almak, onun sahip oldu- gu menfaatlere sahip olmak, onun usullerini devam et- tirmek için yapanlar şüphesiz eksik değildir ve bunlar şimdi, hayalleri gerçekleşmediği için ateş püskürmekte- dirler. Bankaya gideceksin, C. H. P. li olduğun halde kredi alamayacaksın! Bir telefon edip, kaymakamı dahi attırtamayacaksın! Çek böyle particiliğin, kuyru- gunu.. Bunlar kongrelerde "Dörtler Takımı'nın silahen dazlan olarak çalışmışlardır, Kurultayda aynı işi yap- maya çalışacaklardır. Ancak C. H. P. Teşkilâtının, bunun dışında makul ve makbul şikâyetleri vardır. Teşkilâtın bilmediği, bun- ları meselâ İsmet İnönünün de, onun mesai arkadaşla- rının da bildiği ve ciddiyetle çare aradığıdır. Görüş far- kı, teşhisten ziyade tedavidedir. 1— Partizanlıktan şikâyetler. Çok C.H.P. li G; P. nin partizanlık yapmasını istememektedir. A- ma C. H. P. ye karşı partizanlık yapıldığından şikâ- yetçidirler ve bunda haklıdırlar da... D. P. çok yere, her seviyede çok su başına, kendi adamlarını yerleştirmiş- tir. Bilhassa memleketin batı kesimlerinde bu durum bir vakıadır. Fabrikada müdürdür, işletme veya perso- nel şefidir. Devlet dairesinde memurdur. İdarecidir. Or- man koruyucusudur. Bunlar, akıllarınca eski devri arat- mak için vatandaşa bin türlü eziyet overmektedirler. Mütemadiyen müşkilât çıkarmaktadırlar. Hadise kü- çük çevrede cereyan ettiği için C. H. P. lileri tanımak- tadırlar. Herkese ve bilhassa onlara, illallah dedirtmek- tedirler. . H. P. Teşkilâtı bunların hışmından Hükümetin ve Genel Merkezin kendilerini korumadığından, sahip- siz bıraktığından dertlidir Peki ama, çare nedir? D.P. 1950'de kendini buna eş bir durumda görmüş- tür. Bütün D. P. Teşkilâtı, iktidar alınır alınmaz parti AKİS/14 Teşkilâtının idarecilerinin kapısına dayanmış, kendisine illallah de- dirten bu "C. H. P. nin yerleştirdiği adamlar'"ın temiz- lenmesini istemiştir. D. P. bunu, sahiden bir çare san- mıştır. Buna karşı, İsmet Paşa ve C. H. P. şiddetle va- ziyet almış, çok memurun "evde denkleri hazır bekle- mesi"nin sebebiyet verdiği huzursuzluğu belirtmiş, bu- nun çare olmadığını haykırmıştır. Nitekim haklı ola- nın C. H. P. ve İsmet Paşa olduğu çabuk ortaya çık- mıştır. Zira D. P. nin partizan idaresi böyle başlamış- tır. O fena, bu fena, şu fena.. Peki, bunun ölçüsü ne- dir? Kıstası kim tayin edecektir? Aracılığı Parti ya- pınca, D. P. bilinen D. P. haline gelmekte gecikmemiş- tir. Şimdi C. H. P. Teşkilâtının bunu hatırlaması lâ- zımdır. Bir memur niçin D. P. amaline hizmet eder? Ya, D. P. nin politikasının memleket için faydalı politika olduğuna inandığı için. Ya da, menfaatini orada gördü- ğü için. Hükümet asıl kendi politikasının memleket için faydalı politika olduğuna kütleleri inandırmak yoluna bulmuştur. Hele Plânlı Devreye geçilince, iyilikler da- ha elle tutulur hal alacaktır. Menfaate gelince, geç- miş devrin Ur daha gelmeyeceği bütün bütün anlaşıldı- ğı gün o sınıf tamamiyle ortadan kalkacaktır. Ama, Teş- kilâtın sabırlı elması lâzımdır. Kaldı ki, devlet mekanizmasındaki her dert arızi değildir. Bunların çoğu Dünyevidir. e Adalet kapısında işler çabuk yürümüyorsa, o kırtasiyecilik çok sahada hakimse, güçlükler vatandaşın karşısına çıkıyorsa bun- ların hepsini işin başındaki adamın kötü niyetine ver- memek lâzımdır. Sistem hastadır ve reorganizasyona muhtaç olan budur. Bunun bir günde, bir ayda, bir yılda tamamiyle halledilebileceğini sanmak için M. B. K. nin tecrübesiz idarecileri kadar saf olmak lâzımdır. On- ların, bir kısmı sahiden iyi niyetli "dahiyane tedbir"le- rinin memleketi ne hâle getirdiğini C. H. P. Teşkilâtı 15 Ekim günü gözleriyle görmüştür. 2 — İktidar ortaklarından şikâyetler. P. li "Bizimkiler opartizanlık yapmayacağız diyorlar. Ama ötekiler, mükemmelen yapıyorlar. Hâlâ, kendi adamlarını yerleştirmekteler. Nedir bu rezalet?" diye sızlanmaktadır. Ortadaki tipik misal, Ulaştırma Ba- kanı Rıfat Öçtendir. Bu şikâyette bir mübalâğa payı- nın bulunması mümkündür. Zira öteki partiler de C. H. P. den aynı konuda zaman zaman dert yanmakta- dırlar. Ama Rıfat Öçtenin temsil ettiği zihniyetin mev- cudiyetini hiç kimse inkâr edemez. C. H. P. Teşkilâtı o bakımdan haklıdır. Ama bundan dolayı, daha ziyade kendi milletvekillerini göreve çağırması, kendi millet- vekillerini harekete geçirmesi lâzımdır. Bir C. H. P milletvekili mükemmel bir dosyayla ne zaman Meclis kürsüsüne çıkmış ve ciddi ithamda bulunmuştur? Çok C. H. İktidar ortakları, Koalisyonun başarıyla yürüme- P. nin başındakilerin yaptığı gibi par- n nında bizzat Başbakanın, gerektiğinde vaziyet almayı