Sayın Nihat Erimle Hasbıhal Dr. Mustafa KENTLİ İzmit Kongresinde az ve öz konuşmuş, sözde yumuşak bir demeç ver- Anlaşılıyor ki, konuşmanızın "yumuşak başlı atın çiftesi" gibi bir etki yaratacağını umdunuz... Oysa ki, e olmadı. o Sözleriniz, dudaklarda belli belirsiz bir gülümseme yarat Size, felsefe tarihlerine kadar geçmiş bir iü holi hatırlatacağım: Avustralyada "Bull-dog" adında bir cins karınca varmış. Bu karin» canın başı, küçük bir balta ile gövdesinden ayrılıma, başla-gövde ara- sında kıyasıya bir savaş başlarmış. Baş, gövdeye diş geçirir, gövde ba- şa zehirli iğnesini sokar, çıkarırmış. Eğer çevredeki başka yaratıklar ayrılan parçalan götürüp yemezlerse, savaş yarım saat sürer, başla göv- denin erken ölümleriyle sona erermiş. Savaşın başlıca sebebi, öyle sanı- rım ki balta darbesinin dışarıdan geldiğinin anlaşılmamasıdır. Yıllardan beri Halk Partisine karşı oynanmak istenen oyun, başla gövdeyi birbirinden ayırma oyunudur. Yıllarca yapılan denemelerde kul- lanılan baltacıklardan birinin sapı siz oldunuz. Fakat, karınca dramı oynanamadı.. İzmit konuşmasında verdiğiniz (demokrasi dersine teşekkür ederiz. Hele insan hak ve hürriyetleri konusunda gösterdiğiniz titizliğe hayran olduk!.. Şu var ki, politikada önemli olan, ilimle "amel" edilip edilmedi- gidir. 27 Mayıs İhtilâli arefesinde hürriyetlerimizin tümü ayaklar altına alınırken, Meclis müzakerelerinin aleniliği bile yasak edilirken, üstelik bu iğrenç yasağın Basında yayınlanması bile yasak edilirken siz, Anaya- sa Hukuku Profesörü Nihat Erim, Yafa Kadısı gibi, iktidarın gösterdiği başköşeye kurulmuş, sakalınızı sıvazlıyordunuz. Bu konuda, ayni kürsüde ders veren, sizden daha uysal olarak tanıdı- ğımız başka bir Hoca kadar bile olamadınız. Ali Fuat Başgil, hiç ol- mazsa, Meclis müzakerelerinin ( aleniliğine tecavüz edildiğini söylemek cesaretini göstermişti. Davranışlarınızın hepsini incelemenin yeri burası değildir. Siz, İhtilâ- le kadar, hem meşruluğunu yitirmiş bir iktidarın akıl hocalığını yaptınız, hem de Halk Partisi üyeliğini bırakmadınız. Hâlâ şeflik sistemiyle yö- netildiğini iddia ettiğiniz Parti, size, kaşınızın üstünde gözünüz var, de- medi. Hoşgörürlüğün bu derecesi hangi demokraside görülmüştür? La ni planınızı biliyoruz: İnönü istese de istemese de, şimdilik ikinci ileride Partinin "Birinci Adam"ı olmak!.. Bu istek, yabancıların dediği gibi, cenaze arabasının atlarını bile güldürür... Sayın Nihat Erim! Hiçbir sanat, politika sanatı kadar, insan karakterini erken ve kesin olarak gün ışığına çıkarmaz. Aksi zannolunur. Siz, başı gövdeden ayırmağa çalışan öteki küçük baltalardan birinin sapı durumuna düştünüz. Artık, Parti içinde iflah olmazsınız. Kalemi- niz kırılıncaya değin Partiyi ve hürriyeti savunacağınıza dair bir kere daha and içseniz, size kim inanır? Günün birinde başka bir dikta heves- lisinin Baş Müşaviri olmıyacağınıza nasıl inanalım? Kurultay arefesinde size dostça bir öğüdüm var; İlminiz, İrfanınız var. Üniversiteye dönünüz. Yalnız, orada da nabza göre şerbet verme ku- yundan vazgeçiniz. Takdirlerimle. ça bir memnuniyettir. Halbuki “C. altından ve sureti haktan ayaçılarla H. P. içinde İnönü ne isterse o olur. n- İnönü ve yakınları nezdinde Onun için, partide kalıp İnönüden o dajlarına sıra gelmiştir. Erim, başı sonrasını beklemek en akılı tu- na gelenin "AKİS ile çekişmesi" ve tumdur". Parti Meclisi nasıl teşek- o "AKİS'i dâva etmesi" neticesi ge- kül ederse etsin, İnönünün beraber diği gibi çocukça, gülünç, akıl al- çalışmayı kabul etmeyeceği bir tipin Oo maz bir zehaba mimi olarak ve- Genel Sekreter geçilmeyeceği de, E- ya öyle sörünmekiç fayda uma- rimin ifade ettiği kanaat olmuştur. yak. kanidi Bundan dolayıdır ki r Bundan sonra Erimin, gene al o sondajlarında "Ah, kalbinin nasıl ka- AKİS/12 nayarak, Menderes vre Sefa Kılıçlı- oğlu ile birlikte AKİS aleyhinde dâ- va açmaya icbar edildiği"nin acıklı hikâyesini Manakyan melodramları- nı hatırlatan bir eda içinde teren- Ama mesele, bir u- cundan dahi, İnönü için "AKİS işi" olmadığından İnönü de, yakınları la teşebbüslere yüz vermemişlerdir. Erim o zaman, İnönünün kendi- siyle hiçbir zaman işbirliği yapma- yacağını anlamış ve sinirleri laçka olup gemilerini yakmak o kararını vermiştir. C.H. P. ve AKİS bahis konusu et- Alinda. AKİS'i mek ve bir takım tutumlarda onu ortaya gütmeli bugünün taktiği ode- ğildir. e Yıllar a bundan medet li- manlar olmuştu D. P. devrinde Menderesin ideal. arkadaşlarının ga- zeteleri bu hikâyelerle doludur. Bu- na şimdi de devam edilmektedir. Böyle bir şeyi hayal etmek, İnönü- yü hiç tanımamak demektir. İnönü çapında, İnönü tecrübesinde bir si- yaset adamı bu önemde meseleleri böyle bir açıdan ele alacak! Bu, dünyanın bütün kargalarını kah- kahadan öldürebilir. Ama başta Ni- hat Erim, çok kimse kendisini kar- şı tarafa "İnönüyü idare eden be- nim tesirim altındadır" reklamıyla pahalıya transfer ettir- diği için, övünmesi boşa çıkıp İnönü hep ayni İnönü kalınca "Ah, o da- madı olmasa ben Ona e A man ama, işte o damadı yı u?" diye yaptığının. bir ik olmadığı, ortaya yeni bir "Damat Faktörü"nün çıktığı inancını verme- ye çalışmıştır. İsmet İnönü Görev başında bir lider