karşı çıkış yapması 1962 Türkiye- n (A.P.) yaptığı ei C.H.P. din, öy ile reddedildi -C. H.P. KÖYLÜYE CEPHE ALDI- a su, köylüye su" diye a milletvekillerine C.H.P. güldü. Başbakan ki de ayağa kalkarak aleyhte oy verdi". Zaferde ise başlık şuydu: "C.H.P köy içme sularına fazla para ayrıl- masını istemiyor - DAŞTAN İÇME SUYU BİLE ESİRGENMEK- TEDİR- Teklif kabul edilirse Planın bütünlüğüne halel gelirmiş". Sadece bu . Plân görüş- .P. tarafından nasıl bir demagoji havasına bürünmek isten- üç A.P. milletvekili Planın önümüz- deki yıl da tatbik edilmemesini, on- dan sonra ise iki senelik plân yapıl- masını ve devletin sadece özel sek- törün yapmadığı yatırımlara para a- yırmasını istediler! Plân antidemok- ratikti, e antiekonomikti. ani NN ntiydi... , bu saçmalıkların hepsini yeğdei “Demesi havası a gene n başına yıkıldı. Zira nasıl 1584 eri He halk Yabancı Ser- maye Kanununu tutarken C.H.P. bu- nun aleyhinde vaziyet almakla tari- hinin en büyük hezimetini eliyle ha- zırladıysa, aynı şekilde A.P. de bu gün, halkın büyük sevgilisi Planın Turhan Feyzioğlu Aslanlar gibi döğüştü HAFTANIN İÇİNDEN Ne Olur? Metin TOKER Ya vakit, karamsarlık zayıf ve fazla telâşlı yürekleri sardığında bir endişe ifade ediliyor: "Bugün İsmet Paşa var. O ortalığa hâkim. İşleri Mi Ama İsmet Paşa seksen yaşında. Peki, ondan sonra ne ola- ak?" Ne zaman bana bu sual sorulsa, memnun memnun gülüyorum. Bazan "Canım, yarın dünyayı merihliler bassa ne m Bilinir mi böyle şey- ler!." diyorum, bazan da "Merak etmeyin, İsmet Paşanın annesi doksa- nın üstünde merhum oldu ve öldüğü gün akli melekeleri sizinkiler kadar- dı" diye takılıyorum. Böyle söylediğim için beni "safdilane bir yimnsorlk le suçlandıranlar çok oluyor. Safdilane midir, değil midir bilmem ama en ümitsiz görünen günlerde dahi bir iyimserliğin yüreğime hâkim olduğu doğrudur. Zaten, başka türlü mücadele mi olurmuş ki.. Ancak, bu sualin benim yüzümü güldürmesi bundan dolayı değildir. Hafiza-i beşer ne derece nisyanla malül olursa olsun, mükemmelen hatır- lıyorum, bundan sadece bir yıl önce karamsarlık zayıf ve fazla telâşlı yürekleri sardığında endişe başka türlü ifade edilirdi. çok kimse "Bu İsmet Paşa kendine yazık ediyor. İsmet Paşa kendini har- cıyor. Ortalığa hiç kimsenin hâkim olmasına imkan yok.. Boşuna uğra- çaya” diye hayıflanmıştır. Gerçek şudur ki memleketi İsmet Paşanın şahsıyla alakalı üç safhalı bir devir geçirme mevkiinde bulunuyor. Endişelerin ifade tarzı gösteri- or ki, bu devirlerden birincisi bir tek yıl içinde geride kalmış, atlatılmıştır. İkincisini şimdi yaşıyoruz. Üçüncü devir, yüreklere suyun serpildiği gün- leri getirecektir. İsmet Paşalı devre ait ümitsizlik havasının dağılmış ol- masını küçümsememek lâzımdır. Bugün memlekette herkes tarafından hissedilen gelişme, açılma her şeyden çok onun neticesidir. İsmet Paşay- la istikrarın sekteye ayan. hususundaki kesin kanaat, Türkiye- nin içine mahsus değildir. n, Ankaradaki hemen bütün ll tarafından kendi ii bakanlıklarina gönderilen raporlarda ifade edil- nl söylemek bir sırrın ifşası sayılmamalıdır. İsmet Paşa, içinde bulun- evri, İsmet aşASIZ devre ait ümitsizlik havasının da dağıldığı bir devrin takip etmesi için çalışıyor. Ondan sonra kayığımız, selâmet sahiline erişmiş olacaktır. Böyle olmazsa ne olur? Cevabı mevcut bulunan asıl sual budur. Ha- yal sahipleri bu cevap üzerinde bir nebze düşünürlerse, karışıklığın ancak kendilerini iktidara getirebileceği ihtimali üzerine kumar oynamaktan belki vezgeçeceklerdir. Karışıklık hiç bir memleketçi kuvveti payidar kıl- ee İlk darbenin askeri darbe olabileceği hususunda tereddüt yok- . Ama, böyle hallerde daima olduğu gibi bir dalga ötekini, bir başkası önü silip 'süpürecektir ve ondan sonra halk, sopasıyla ve kazmasıyla va- roşlardan aşağı inecektir. Bunun adı, Halk Cumhuriyetidir. "Tamam, biz de onu istiyoruz. Hedefimiz 0!" diyenlerin, başımızın üstünde yeri var. Hiç olmazsa, ne istediklerini m Ama, m murtanın içinden bunun çıkacağını görmeden yumurtayı kırmaya çalşa ları, niçin saklayayım, benim kafam almıyor. Eğer sebep bi bir tek yılın milletlerin hayatında denizin katresi olduğunu hatırlamaları lâzımdır. Yok, bir memleketin yarısı tarihten, yarısı on senelik bir hacıağa idaresinden gelmiş bütün meselelerinin sihirbaz değneğiyle bir vuruşta halledilebileceğine samimiyetle inanıyorlarsa, ne demeli, gidip kendilerini okutsunlar. AKİS/9