Kadirlide mazi ile hali gösterir manzaralar! Kristof Kolombun yeni yumurtası YURTTA OLUP BİTENLER Çukurova Sular, topraklar ve ağalar (Kapaktaki belde) yl Re doğru uçaklar süzülmeye başladık- larında, yolcular çok zaman pencerelerden, gözleri önünde açılan manzarayı biraz heyecan ve daha fazla zevkle seyrederler. Bu, sanki üç buutlu bir filmdir. Bir yanda dağ, bir yanda Akdenizin mavi suları, bir yanda alabildiğine uzanan e pürün panoramaların bel" i de en güzelini teşkil © ederi Bu haftanın içinde bir gün, y— beldelerin ilkba- harını hatırlatan tatlı ve ılık bir havada, Çukurovada doğup Çukurovada be olduğu halde toprakla uğ- ae bir Adanalı: — Bizim tarlalarımızın ya KA MN Bir ada- mı yatırsan e aç a içinde iki adam alırsın. a bu tarlaların bir baş a hususiyeti vardır. Bunlar aynı zamanda “iasikidirer de. " dedi. Sonra bir kahkaha attı ve ilâve etti: — Yalnız, elastikiyet yanlış anlaşılmasın. Bunlar, sadece büyüme bakımından elâstikidirler. Yoksa, şim- diye kadar kendiliğinden küçüleni henüz görülmemiş, tir. Burada herkes, kendi tapulu arazisi adı altında dev- letin arazisini de ekip biçer ve mahsulünün alb huzuru içinde servetine ekler. Siz ağa toprak sahiplerine dersiniz. Biz ağa diye anlam tü- mü eriz " Bu teşhise eklenebilecek olan husus, devlet arazisi- el koyma işinde herkesin kendi çapına, kudretine, tesirine, şirretliğine ve fütursuzluğuna, hattâ gaddarlı- ğına göre pay aldığı, bu yüzden aslan payının da, ta- bi en dişliye gittiğidir. Geçenlerde bir spor karşılaş- ması için Adanaya gelen Kıbrıslı bir heyetin başkanı, gili intibaını şöyle özetledi: Hiç bu kadar zenginle bu kadar fakiri birbiriy- le bu kadar yanyana görmemiştim. Sizin orta sınıfınız ortadan kaybolmuş. Halbuki bizde, , Kendisini bu dere- ce haset ettiğimiz kimseler yoktur." Çukurovanın gerçek dramı budur. Mülkiyet ve ötesi kurovada hayat toprak ve sudur. Bundan dolayıdır ki Çukurovada herkes topraktan ve sudan bahseder. Bugün Çukurovada ağalar, ağalıktan bahsedildiğinde şiddetle itiraz ederler ve bölgede büyük arazi sahiple- Di bulunmadığını söylerler. Söyledikleri o doğrudur Onbin dönümün m ral sahipleri parmakla görece kadar azdır. Bu raklar da miras yoluy- adeta korkunç denilebilecek bir tempoda ufalanmak- Gi Onbin dönümlük bir arazi iki nesil içinde ortaya bir çok "beşeryüz dönümlük arazi sahibi" çıkarmakta- dır. Bunlar, kendilerine karşı her itirazı "mukaddes mülkiyet hakkı" zırhına bürünerek ri adetinde- dirler. Bu yüzden Çukurovada çok kimse, "mülkiyetin düşmanı komünist" olarak suçlandırılmışır. Bunların arasında, "mülkiyetin düşmanı komünist" in, hele ko- münist ajanlarının hiç bulunmadığını sanmak saflıkla- rın en büyüğüdür. Gerçekten Çukurovanın toprağı, ko- müniste imkân verme bakımından pamuk tohumuna AKİS/15