TÜLİ Gr Ankarada çok değişik bir toplantı oldu. "Hollanda Kra- liyet Liman İşleri" adlı o şirketin -Mersin limanını inşa eden şirket- sahibinin oğlu Mr. Drabbe, şirketin Türkiyedeki anl mimar ola- rak çalışıyor. pir hafta evvel ahbap- larına, Cumartesi saat sekizde eşle- ri ile iz evine gelmeleri- ni söyledi. Nereye gidileceğini ve ne başladıklarından evin açık bırakılmış kapısında asılı olan şu kâğıtla karşı- den diler. Burası Ankaraya pek hâkim bir yer. Karadenizli bir lokantacı bi- nayı tamir ettirmiş, işletiyor. O ak- şam dışarıdan kimseyi almıyorlardı. Mr. Drabbe bütün gece için lokan- tayı tutmuş. İki katlı olan binanın üst katı büfe olarak hazırlanmış. Ye- mekte, yanlarında kendilerini seçen damları olmasına rağmen en masalarına oturmaya (o çalışan kıs- kanç kocalar e a Kü içmek için aşağıya inildi. zemin kaya içine olr gibi, Her ri? oyuklar var. İçlerinde ocaklar ya- nıyor ve birkaç teyp çalıyordu. İs- teyen dans etti, istemiyen sohbet et- Dikmendeki Değirmen lokali Sürpriz Parti taştılar: "İçeri girince her hanım, bütün gece kendisine kavalyelik ede- cek olsa beyi seçsin. Saat dokuzda buradan gideceğiz". Seçim işi hayli meraklı oldu. Geç gelenler, son da- kikaya kadar kararsız olup seçeme- yenler, seçileceklere epey heyecanlı dakikalar yaşattılar. Sonunda kimse açıkta kalmadı, herkes kaderine ra- zı oldu. Kimse e ni bilmediği için ev sahibi önde, da liler arkada, herkes kendi seçtiği ka valyesi ile, 13 otomobillik bir kafile halinde yola çıktı. o Az gittiler, uz gittiler, Dikmendeki Değirmene gel- AKİS/28 ti. Davetin usulü, yalnız kendi da- mıyla dans etmesi icap ettiği halde karısıyla dansedip kaideyi bozanlar olmadı değil. Bu orijinal davetten, gene kafile halinde dönüldü. . n e İstanbul sosyetesin- den olup da Ankaraya yolu dü- şenlerin adedi arttı. Nükhet ve Fik- ret Erenyol, Semra ve Ertuğrul Soy- sal ile Zeki Elbi otomobille geldiler. Geldikleri akşam da, "kendini bilen bir sosyete mensubu" olarak tabii soluğu Süreyyada aldılar. Ancak An Haberler karalılar, Nükhet Erenyolun güzel twistini görmek imkanını bulamadı- lar. Zira kendisine bir partner Sık- çalsa bir kaç amerikalı (o -kadınlar çoraplı olarak- piste fırladılar ve sa- twist ustala değil, (oradaki gelince bol bol ve tatlı tatlı ve romantik ro- mantik yumuşak danslar yaptılar. Haftanın sonunda ise, İ r kalabalık bir grup geldi. İçlerinde İstanbulun güzel, genç kadınlarından Necla Sarvan ve iri eşi İlhan Sarvan, Esin ve Faruk Ayral ile Ferit Sporelin de bulundu- ğu bu grubun ekserisi, oBrumuese adlı atın sahipleri Tevfik ve Gönül Dölenin ahbaplarıydı. Ö muşlardı. Karşılık bezik oynarlarken atın kazandığını, kendilerine de 140 ar lira kazandırdığını öğrenince pek sevindiler. Dilber bir sarışın olan Gönül Dölen, jokeyine: — Atımı kazandır. Kupayı alır- Halbuki yağmurdan ve heyecan- dan bozulan saçı ve makyajıyla ve üşüdüğü için giydiği sveterlerle, de- diğini yapamadığı için arkadaşları kendisine pek takıldılar. Benn en güzel hanımlarından eyla Çelikbaşı bugünlerde bir şık hind sarisi içinde görecek olanlar fazla şaşırmamalıdırlar. Uzun boy- lu, güzel sarışın, Hind Büyük Elçili- ğinde Mrs. Atal tarafından tertiple- nen "Kızıl Çine karşı savaşan Hin- distan askerlerine yardım" satışında bir sari satın aldı. Sabahleyin başlayan satışlar ak-