BELEDİYECİLİK raklarda binip indikleri tesbit edil- meğe çalışılmıştı. Ancak bu iş için servisteki her otobüse biletçiden ay- rı olarak bir de "sayım memuru"nun konulması gerektiğinden, halbuki iş- letmede bu miktarda personel bulun- madığından, İsveçli uzman pratik hiç- bir netice sağlayamadan gerisin geri- ye dönüp gitti. Kış uykusuna yatan idare ün bugün, arada yapılan semere- Siz batı çalışmalar müstesna, bu konuya bir daha dokunulmadı. Oto- büs servisleri de, biletçilikten devşir- me birkaç hareket memuruyla, hiçbir ihtisasa sahip bulunmayan hareket tefinin takdirine »bırakıldı. EGO'nun bu gaflet uykusundan en fazla fayda- lananlar da idarenin vazifesini sav- saklamağa meyilli bazı memurlarıy- la, son yıllarda yurda geniş çapta ge- tirilmiş bulunan "minibüs"leri ( işle- tenler oldu. Gerçekten, otobüslerle troleybüsler son duraklarda (o yata- dursunlar, cevval ve açıkgöz minibüs şoförleri otobüs idaresinin bir seferi- ne karşı iki üç sefer yaparak yolcu- ları toplamağa başladılar Bu durumda Belediye işlerine de bakan Valinin minibüsleri yasak et- me temayülü belirince taksi şoförle- ri de, fırsattan istifade, grev-miting- lerini yaparak bilhassa, Bahçelievler- Cebeci arasında işleyen minibüslerin seferden kaldırılmasını olasıya ihtiyaca elvermediğinden bir çok vatandaş yarım saat. bazen daha fazla vasıta beklemektedir. Bilhassa memurların iş saatlerindeki durumu çok kötüdür. Bazı daireler memurla- rına ve onların çalışma randımanına gerektiği önemi vererek özel otobüs seferleri ihdas etmişlerse de, diğer bir kısmı ya baştaki idarecinin çe- kingenliğinden veya mali imkansızlık- tan bunu yapamamaktadır. EGO'nun Maltepedeki, büyücek bir sahayı kaplayan, gösterişli tesisleri- ne, caddelere takılan ve yabancıların gözlerini kamaştıran cıva buharlı lâmbalarına, fabrikadan pırıl | pırıl çıkarılmış yepyeni otobüslerine rağ- men şehirlinin ihtiyaçlarını karşılaya- madığı bir gerçektir. Hernekadar An- karanın bilhassa son 15 yılda göster- diği görülmemiş gelişme bunda âmil olmuşsa da, başta EGO idarecileri ol- mak üzere, valiliğe kadar uzanan çev- relerin tutumları esas rolü oynamak- tadır. Bir kere EGO, hatta hiçbir be- lediyede benzeri bulunmayan bir po- litika havası içindedir. Bu yüzden is- ler rasyonel bir zihniyetle değil, etra- 18 fa hoş görünme kaygısının tesirinde kalınarak yürütülmektedir. Za- manlar DP. li büyüklerin tavsiyesiyle sayısız memur, işçi, hattâ birtakım işe yaramaz idareciler teşkilâtın bün- yesine alınmıştı. Bunların bir kısmı 27 Mayıstan sonra ayıklandıysa da, asıl iş görecek elemanlardan zaten mahrum bulunan idare mefluç halin- den kurtarılamadı. Geçenlerde gaze- telerin ilan sütunlarına bakanlar EGO'nun garip bir ilanının üç sütun üzerinde yer aldığını hayretle gördü- ler. Bu acayip ilandan başkent Anka- ranın can damarlarını teşkil eden e- lektrik, havagazı ve otobüs işlerini yürütmekle görevlendirilen bu derece teknik bir dairede -Genel Müdürle yardımcısından gayri- hiçbir dairenin "baş"'ınm bulunmadığı, servislerde hemen ekseri mühendislik kadroları- nın boş olduğu anlaşılıyordu. Bu ka- dar " "boş 'larla dolu bir idarenin "bo- şuna" çalışmaktan vazgeçerek, niçin kapılarını da halkın yüzüne kapat- EN a doğrusu elden gelmiyor İbreler yalnız otobüs işletmesinde urumun iyi olmadığını göstermekle kalmamakta, bilhassa elektrik şebe- kesinin hâli, işin ehli olanları çileden çıkarmaktadır. 125 bin nüfusa göre tasarlanan başkentin elektrik ihtiyaç- ları ve bu ihtiyaçların karşılanması için gerekli her türlü tesisatı ihtiva eden plânların şehrin gelişmesine a- yak uyduramaması, plânlamada ileri görüşlü değil, gününü gün etme zih- niyetiyle davranılması yüzünden bu- gün elektrik şebekesi de ana hatla- rıyla ilk kuruluştaki özelliklerini mu- hafaza etmekte ve hattâ sonradan ya- pılan yn değişikliklerin plân- ları i elde Mevcut bulunmamak- tadır Amerikan yardımıyla sağlanan >. tesisatıyla bile durumun ge- niş ölçüde ıslâhına imkan kalmamak- tadır. Çünkü bir yıldan ertesine ih- mâl edilerek intikâl eden, hiçbir mun- tazam plana dayanmayan metodsuz ilâveler yüzünden şebekenin birçok yerlerinin tamamiyle yenilenmesi ge- rekmektedir. Bugünkü haliyle sadece Etlik, Keçiören, Cebeci sırtları, Sey- i gil, me- selâ Bahçelievlerin veya Kavaklıde- renin bazı merkezi bölgelerinde bile akşam saatlerinde normal şebeke vol- tajı olan 220 yerine 180, hatta 165 voltluk cercyanla iktifa etmek zorun- da kalan evler pek çoktur. Şebekede genel arızaların meydana gelmesi, bu yüzden birkaç semtin birden dakika- larca karanlıkta ve susuz kalması, hattâ arızanın Etimesuda cereyan ve- ren hatlara da sirayet etmesi sonucu, uzun dalga Ankara Radyosunun sa- atlerce susması dahi olağan işler ha- line gelmiştir. Hâl örünüşe göre, devletin Anayasa gereğince ele aldığı plânlama ça- lışmalarından EGO idarecilerinin na- siplerini almadığı (o anlaşılmaktadır. Yeni gelen 35 otobüsün, mevcut - ve kimse tarafından malüm olmayan- ih- tiyaçların hangi yüzdesini karşılaya- cağını bile kesinlikle söyleyecek, ih- tiyaçların karşılanması, için istikbale şamil planlarının ne olduğunu ve bu- nun gerçekleşmesi için ne kadar pa- raya ihtiyaç bulunduğunu açıklaya- cak durumda bulunmayan bu idareci" ler, yarım milyarlık muazzam bir te- sisler manzumesinin anahtarını elle- rinde tutmaktadırlar. Böyle bir işlet- menin yalnız yıllık bakım ve idame masraflarının 50-60 milyon lira tu- hesaplanırsa, Batılı görüşle, hiç de mübalâğa edilmiş sayılmaz. Böyle büyük paraların sarfı ise esaslı plânlara ve hele iyi yetişmiş teknik bir kadroya bağlıdır. Filhaki- ka son yıllarda EGO da türlü alımlar vesilesiyle (o Avrupa (memleketlerine "inceleme" maksadıyla bazı seyahat- ler tertiplenmekteyse de, bunların tam semeresini verebilmesi ancak gi- denlerin şahsen faydalandıkları gö- rüşlerden ve yeniliklerden Oo teşkilâ- tın da haberdar edilmesi, uygulana- bilecek tavsiyelerden aynen istifade sağlanmasıyla kabildir. Oysa ki EGO' nun başındakiler bu yola hiç de rağ- bet etmemektedirler Başkentin en hayati servislerini iş- leten bu idareden günlük politikanın ve nüfusun behemahal çıkarılması, teşkilâta daha çok ticari ve müstakil bir hüviyet verilmesi zaruridir. Vali- nin en küçük müdürüne kadar bizzat ve doğrudan doğruya emir verdiği bir idarede, teşkilâtın başında bulunma- nın ne kıymet ifade ettiği doğrusu sorulmağa değer. Teknik konularda valinin böyle bir teşkilâtın görüşüne mutlaka itibar göstermesi zaruridir. Oysa ki tam aksine, Vali Teoman, A- tatürk bulvarındaki direklerle otobüs duraklarının yeşile (o boyanmasından İncesu caddesinde açılan havagazı çu- kuruna kadar her konu ile bizzat il- gilenmek temayülünü dir. Bu durum, aşağı kademelerde bir istikrarsızlık, bir kararsızlık havası aratmakta, arıdan emir bekle- mek hiçbir inisiyatif o göstermemek, yukarıya böylece boş görünmek iti- yadını doğurmaktadır. Herhalde Ankaralıları (o sevindiren yeni otobüsler de, bu kış daha arta- cak olan, yolcu trafiğini karşılamak- tan uzak bulunacak, işin esası ele alı- nıp düzeltilmedikçe, yapılan bütün hamleler boşa gidecektir. AKİS, 24 EYLÜL 1962