mal Demir yapacaktı. Zira Demirin Grup toplantısında sözü birinci sıra- MAR Aynı gün, C. H. P. içinde bir başka grup meseleyi bir başka yön- den tartıştı. Emin Paksüt, İbrahim Öktem, Coşkun Kırca ve Turan Fey- zioğlu grubu son tahrikleri. Tedbir- ler Kanunu yönünden inceleyip me- seleyi Grupta tartışmayı kararlaştır- dılar. Grup ve bir tebliğ Yitanın başında C. H. P. Grubu toplandığı zaman hava böyle ger- gin, meseleler böyle çapraşık ve ka- rarlar böyle kesindi. Nitekim saat 10'da başlayan Grupta, başlarda Ko- nuşan Emin Paksüt bütün gücüyle, 27 Mayıs ve 27 Mayıs Anayasasına Şi şu satırları okuyunuz: İhtilâlciler ne yaptı ?.. ideceğiz diye millete söz ver- miştiler. Gideceklerdi. Gitmeye ka- rarlıydılar. Ama hem gitmeye kararlıyız diyorlardı, hem de ancak gitmeme- ge kararlı itinalıların girişecekleri a işlere, sarsıntıları sosyal bün- yemizde yıllarca sürecek işlere gi- rişiyorlardı. e kavgasına son yer- mek", " zamaı seçimlere gitmek", "Memleket kaderini va- tandaşsın ik luğa teslim etmek” için bir İhtilal yapmıştılar.. Memleketin savunma gücünde, kültür yapısında, sosyal varlığında reformlar yapmak için değildi bu ihtilal! Öyleyse sekiz bin subayı, üs- tünkörü bir incelemeyle Ordudan ko- parmaya, emekliye ayırmaya ne hakları vardı?. En az sekiz bin aileyi yüreğin- selahiyetsiz Bilgili birde Üniver- siteye attılar. z kırk yedi ilim adamı, ayıp öresi fisılnlırla gizli İroğuldu! Gün görmüş İnönü, otuz yıl memleket idare etmiş C.H.P. bu- nun da dilsiz seyircisi oldu! Bu satırları yazan adam kim dir, biliy: mununuz? İhtilalden sonra "Seçimlerin bir önce yapıl- İnönünün karşısına N İhtilalcilerin celalli bir savunucu: olarak dikilen ve "Yoo, Paşam! AKİS, 24 EYLÜL 1962 karşı olanlara yüklendi. o Paksütün konuşmasında Hükümetle ilgili faz- la söz yoktu. Ama konuşmanın altın- bazı çareler düşünülmesi gerek- tiği seziliyor, hele açıktan mücadele- ye girişilmesi alenen isteniyordu. Diğer tarafın ilk sözünü Kemal Demir söyledi. Genç milletvekili ya- na yakıla teşkilatın (durumunu i- zah etti. Karsı tarafın a seyirci kalınmağa devam edilir, teş- kilâtın ezilmesinin önüne geçilmez- se durumun çok daha vahim şekle gireceğini ve toparlanmanın imkânı olmıyacağını belirtti. Demirden son- ra aynı fikrin savunucusu Nurettin Özdemir adeta ateş püskürdü. Karşı cephenin behemehal sindirilmesi ge- rektiğini söyledi. Sükünetiyle tanın- YURTTA OLUP BİTENLER mış Bursa milletvekili Sadrettin Çan- ganın konuşması ise (arkadaşlarını şaşkına çevirdi. Çanga 27 Mayıs aley- hine açılan kampanyanın teşkilât ü- zerinde yaptığı tesiri izah ettikten sonra seçim bölgesinden yeni geldi- ğini ve herşeye rağmen C. H. P.li vatandaşın diğer siyasi (o partilere mensup kişilerden daha fazla müş- kül durumda bulunduğunu ve tel tel olmuş sinirlerin kopacak hale geldi- ğini ifade etti. İnönü kürsüye çıktığında saat- ler 11'i geçiyordu. P. Genel Başkanı bir parça üzgün, biraz kı- m biraz da ei Başbakan eC.H.P. Başkanı konuş- masında iki nokta i üzerinde durdu. Bi- rincisi karşı tarafın yayınıyla, hare- .. ama iğrenmek herkesin hakkı! Memleket kırk yılda bir dinamik, canlı, idealist idareciler buldu. Ra- hat bırak onları, fikirlerini gerçek- leştirsinler. Onların idaresine (o biz aha muhtacız. Köklü reformları ancak onlar yapacaklardır. Bütün bu işlerini bitirecekler, öyle gide- ceklerdir. Sen, bir an önce iktida- ra gelmek için erken seçim istiyor- sun. Yağma yok!" diye yazan a- dam. İhtilâlcilerin devri okapandı- ğında ise İsmet İnönüye "Affet Yusuf Z. Ortaç beni. Paşam! Ama sen ne kadar i- yi görmüşsün. Ah, İhtilâlciler keş- ke senin sözünü dinleselerdi. Erken seçim isteğin bir kehanetmiş, ke- hanet! Ben ne halt ettim de, onun karşısında vaziyet aldım.." diyen a- m. Ziyadesiyle meşhur, Yusuf Zi- ya Ortaç! , Yusuf Ziya Ortaç! Sanatkar, ince, zarif bir İstanbul efendisi Ama, Paşa konaklarından geçinen o eski tip. Konaktaki Paşa kim o- nn olsun. Paşa nasıl adam olur- olsun. Paşanın karakteri ne o- ln Mei e. em a müddetçe til kölesidir. 0 sidip başkası ii ce de, yeni gelenin.. Kar yolu han- gisidir? Bizimki o yolun üstünde- dir. Hangi borunun öttürülüşü şöy- le rahat, şöyle gamsız, şöyle keyif- li hayatı sağlıyor? nin ağ- rında o boru vardır. Sanki hiç bir şey olmamış gibi Sanki bir evwvel- ki adam kendisi değilmiş gibi. Ama talihsizlik nedir, bilir mi- siniz? Aradan geçen bunca yıla ve bunca devire rağmen iğrenme de duysak, tiksinti de duysak bu zayıf karakterli kapı kulu osanat- karlardan Babıaliyi kurtaramamış olmamız.. Külhanlar! O kadar se- vimliler ve işlerini öylesine de hoş yapıyororlar ki hani konaktaki Pa- şa siz olsanız, öteki Paşalardan farklı davranmanız kabil (O olmaya- cak Bari Akbabacı, e tiplerin s0- nuncusu olsa. Zira insanlığın bu ha- li, insanı hakikaten e u- tandır rıyor