YURTTA OLUP BİTENLER —— Umum Müdürlerine, hattâ D.P. sen- ret ileri sürmesiydi. On eski Bakanın, haberleri dahi olmaksızın vazifeden politika çizmekten çok Komiteden aldığı di- rektifleri yerine getirecek kimseler aradığı ortadaydı. Bu bakımdan Devlet ve Hükümet Başkanının, Kabinenin teşkili isinde ça müşkül mevkide kalıyorlardı Sahap Kocatepe Sanayici aday ' Mumcuoğlu, Artlisün tavsiye ettikle- ri arasındaydı. İki hukukçu birbirle- rini eskiden beri (otanımaktaydılar. Yeni Bakanların hemen hepsinde bir endişe mevcuttu. Birbirlerini tan- lardı, anlaşıp anlaşamıyacakla- Tı hakkında bir fikirleri yoktu. Tesal- üleri, çalışma programları çizilmiş ve belirli bulunduğundan aşma- manın uzak bir ihtimal olduğuydu. Yeni Kabine, Mili Birlik Komitesinin çizdiği yol Üzerinde yürüyeceğine gö- re, mesele kalmıyordu. Küçük bir yanlışlık!, İste, zihinleri buns benzer meselele- rin kurcaladığı geçen haftanın so- nunda, bir gün Başkan Gürsel, yanın- da Başbakanlık Müsteşarı Alpaslan v. Türkeş olduğu halde Başbakanlığın kapısında göründü. Sivildi, Üzerinde herzamanki gri elbisesi ve bu elbise- genişletti ve başını sol tardfa eğerek yanına yaklaşanlara sordu; “— Ne istiyorsunuz? Gene aynı mevzu değil mi?” Gazeteciler cevap verdiler; “— Evet Paşam... Malüm... Kabi- neden sual edecektik..” Devlet ve Hükümet Başkanı sol cebinden dörde katlanmış beyaz bir kâğıt çıkardı. eski Tür için yâbancıy- dı. Sâdece bir isim iyice biliniyor ve i tanınıyordu: ismin sahibi çok iyi Prof, Ragıp Sarıca cak, Ragıp Sarıca ismi, uhde- An 3ine tevdi edilen Bakanlıkla pek alâ- kasız düşüyordu. Sarıca hukukçuy- Radyo bütün yur- da yayarken Sağlık Bakanı olarak P Sarıcanın ismini söylemiğ ve “küçük yanlışlık” oldukça büyümüş- tu. n esası, bir işim benzerliğinden ibaretti, Sağlık Bakanlığına yapılan tâyin General Gürşel tar arau edilmişti. Bakanlık koltuğuna otura- cak vlan Prof. Ragıp Sarıca değil, Prof. Ragıp Ünerdi. Üner İzmirde bu- lunuyordu. Ege Üniversitesi profe- sörlerindenüi. O da Zeytinoğlu gibi yaman bir briççiydi. Gürselle olan yı an ileri geliyordu. Devlet Başkanıyla mass, ari dı. Uzun zaman beraber bulunmuşlar ve birbirlerini tanımak fırsatını elde et: mişlerdi. Kabineye yeni tâyin bahis konusu olunca General Gürsel Sağlık Bakanlığı için Prof. Dr, Ragıp Üneri düşünmüştü. Kendisine haber veril- mesini ve Bakanlığı kabul edeceğini söylemişti. Ragıp Üner İzmirden «- daşının teklifini oreddetmemiş, bu vazifeyi büyük bir zevkle yapacağını - ne söylemişti. Ünsr hâdiseden yakın- larını haberder etmişti. Yanlığlığa sebep, her iki Rugıbın da Profesör ol- ması ve Başkan Gürselin kabineye a- lınan yeni isimleri kaydederken “Bi- zim Ragıp” dediği Ragıp Ünerin so- yadını yanlış kaydetmesiydi. e Prof, Ragıp Sarıcanın bilrassa İhtilâle ta- kaddüm eden günlerde isminin fazla- ca dillerde dolaşması ve âdeta bir a- lışkanlık hâline gelişi bu küçük yan- lışlığa sebebiyet vermişti, Ya Sarıca ne yapsın” İse, hele radyoda okunduktan sonra en fazla şaşan bizzat Prof. Ragıp Sarıcaydı. Orhan Erkanlının oğlunun İstanbuldaki düğününde Sarıca ne yapacağını şaşırmış, etrafını alanlara ne cevap vereceğini bilememişti. Sa- rca, bu işte muhakkak bir yanlışlık olduğunu söylüyor, kendisinin Devlet Mehmet Baydur * Bir adımda üç basamak ve Hükümet Başkanıyla (Bakanlık hususunda tek kelime dahi konuşma- dığını izaha çalışıyordu. Sevimli profesör bir ara ellerini iki tarafa açıp yanında bulunanlara şöyle dedi: *— Vallahi benim sağlıkla ilgim, hastalıklardır” 6arıcan anında bulunan Hıfzı Veldet Velidedeoğlu bu söz üzerine ahkahayı bastı. Bu sırada da İstan- bul Valisi General Tulga Profesörler grubuna eokulmuştu. Velidedeoğlu ya: “.— Wfondim x orduk” dedi. Sarıca Tulgaya güle- rek döndü ve; 4K18, 7 EYLÜL 1964