YURTTA OLUP BİTENLER an iyi niyetle ikazdan çekineceklerini sanmak hayal etmekten farksızdır. Buna mukabil D.P. artıkları aynı ida- renin her tasarrufunu, bilhassa hâta- li tasarrufunu hararetle övecekler insanların tenkitten hoşlanmama â detlerini istismar ederek onlara bit melce vazifesi görmeye çalışacaklar- dır. Bu bakımdan önümüzdeki giün- lerde 27 Mayısın başladığı kadar par- lak şekilde bitmesini memleketin 1 numaralı menfasti sayan iyi niyetli- lerle bu hareketi dejenere etmekte tek ümitlerini gören kötü niyetliler arasında bir meydan muharebesi ve- rilacektir. Şimdilik zafer birincilere bütün parlaklığıyla gülmektedir, zira İnkılâp İdaresi tenkitleri zor kulla- narak bastırmak niyetinde ve tema- yülünde görünmemektedir. Bu pence re açık tutulduğu müddetçe istikbale ümitle bakmak ve hataların düzale- ceğini ummak, daha iyinin bulunme- sını beklemek saflık değil. realiatlik- tir, Hükümet Büyük sürprizler Gecen haftanın sonlarında bir gün bir adam, İzmirde yazıhanesinde oturuyordu. İzmirin öğleden sonra esen ve şıcak Ege güneşinin harare- tini biraz olsun kıran imbatı ağır a- ğır körfezi daigalandırmağa, koyu dama “Devlet Bakanı olsanız ne y&- adınız?” diye bir soru sorsanız gü» ler, belki nükte olsun diye “Briç oy- namayı mecbuM kılardım” de Halbuki şehirlerarası telefonun ine sanı yerinden oynatan acı zili birkaç dakika sonra çalacak ve kıvırcık s3ç: fı, ve gör adama Başkent» ten bir 8 “m — çi et Bakanı olarak İnkılâp Hükümetinde vazife görür müsü- nüz?” palet. Adamın âsır Zeytinoğluydu. Senelerdir arya tururdu. Yedi yıllık yargıçlığı sırasında Kar» myakalılar kendisini hem pek sev- mişler, hem de itimat edilir adam o- larak benimsemişlerdi. İki yıldır dev- let hizmetinden ayrılmıştı. Avukatlık yapıyordu. İşte, kıvırcık saçlı, gözlüklü, dinç görünüşlü adama Ankaradan telefon tam saat 14 de çeldi. Yazıhanesinde günün meselelerini düşünen adam 4v- velâ gaşırdı, sonra kaşlamnı çatarak düşündü. Yüreği tip tıp atmamış, he- yecanlanmamış değildi. Dile kolaydı. Teklif edilen iş bir Devlet Bakanlı. Gürsel #Saşbakanlıktan çıkıyor Bakan koltukları boş mu, değil mi? gıydı. Karşıdaki ses evvelâ: “— Nâsı e” mI gö- rüşüyorum ?” dedi. Sonr “. Devlet mele mi si eder misiniz? Devlet ve Hükümet Başka- nı Cemal Gürsel sizin Devlet Bakan- lıklarından birini uhdenize almanızı Istiyor” diye devam etti ve sustu. Sessizlik belki birkaç saniye sür- dü, Ama Zeytinoğlu bu bir kaç 4a- niyeyi herhalde ömrü billâh unutmı- yacaktı. Yutkundu. Ağzından çıka- cak lâfı düşünmek için gayret sarfet- ti, fakat fazlaca düşinemedi ve tele- fondaki ses "a İmdi binede — ii Devlet Bakan- ni biri böyleca, sıcak bir Ey- lül günü saatlerin 14 U gösterdiği gı- rada dolduruldu. lerinden, eski yargıç oğlu artık, İnkılâp Hükümetinin Dev- let Bakanlarından biriydi. Pek fazla zaman kaybetmeden eve döndü. Eği» ne durumu anlattı. Bayan Zeytinoğ- lu da bir hayli memnun olmuş, bir hayli sevinmişti. Şimdi tâyinin kesin» leşmesin! beklemekten başka yapıla- cak şey yoktu. Ama Nâsır Zeytinoğ- lu Bakan olduğuna mükâlemenin bis rinci saniyesinden itibaren emindi, Devlet va Hükümet Başkanını iyi ta- nırdı. Karşıyakada General Gürselin, evinir. bahçesini suladığı saatleri bile bilirdi. Kendisiyle ayrıca bir hususi yeti vardı. Briç arkadaşıydı. Briçi en Cemal Paşa kadar iyi oynardı. Klüpte fiks oynadıkları zaman Paşas nın eşiydi. Gürselin nasıl empasa ka- rar verdiğini ve verdiği kolay cayan bir adam olmadığını çok iyi biliyordu. Nitekim Zeytinoğlu yanılmamış- tı. Ertesi gün Ankarada intişar edin bir gazete kendisini arayıp, Bakan olduğunu haber verdiğinde fazla te- lâşa düşmedi. Sâdece sevindi. Bayan Zeytinoğluna gelince, o da bir gece evvelinden kendisini Bakan hanımlı- ğına hazırlamıştı. Aynı gazete Bayan AKİS, 7 BYLÜL 1960