zetecilerin ikamete mecbur edildikle- ri Ankara Hiltonun mavi boyalı tah- tadan mamul ranzalarına yerleştikten #onra boş durmamış bütün imkânla- rını seferber ederek kendisini kurtar- ma teşebbüslerine girişmişti. Ancak, Eiçisi -ve Zorlunun gök arkada- $ı- Settar İlksel Ankaraya gelmiş ve eli boş dönmüştü. İparın Amerikalı eşi Virginia Bruce'ün bir Amerikan gazetesine yaptığı ihtiyatsız beyanat gimdi dosyanın içindeydi. Fakat İ- parın adamları, patronlarının suçsuz olduğuna evvelâ kendilerini inandır- mış olmak için kesif bir propaganda- ya girişmekte fayda mülâhaza etmiş- lerdi. Gerekirse İparın bütün milyon- ları dökülecekti. Mllyonlarla ne yapıl mazdı ki... Halbuki İparcıların kabul etmeleri gereken hakikat, artık Bay Yüzde On'un himayesinden m kaldıklarıydı. Ancak, onlar bunu bir türlü kabul edememiş olmalılar Ki, iki avukatla İpam müdafaaya karar verdiler. İparın avukatları gimdilik Necdet Çobanlı ve Hamdi Ünerdi. Sâbıkların marifetleriyle alâkalı dosyaların her gün yeni bir tahkika- ta ihtiyaç gösterecek vüsate eriştiği günlerde Emniyet Müdürlüğü bünye- sindeki bâzı memurların ifadelerine müracaat etmek lüzumu hasıl oldu. Yüksek Soruşturma Kuruluna dâvet »dilen emniyet mensuplarına, devr-i ıkları, Kurul üyelerini pek sevindir. 11. Zira bâzı hâdiselerin karanlık kal- nış taraflam böylece gün ışığına çık- nış oluyordu. Kurulun o günkü faa- iyeti sâdece ifade almaktan ibaret . Emniyet mensuplarının ver- dikleri delillerle sâkıtların ifadelerini »irleştirmenin fa; dası büyüktü. Onun çin hemeh bir vazifeli kurul 'daha Yassıadaya hareket etti ve Adada A- ıayasayı ihlâl konusunu tetkik eden Xurulla işbirliği yaptı. Böylece, Yas- nadada faaliyette bulunan Kurullar akviye edilmiş ve bu takviye ile gün- Uk sorgu vasatisi 50 ye yükselmiş iluyordu. Bu hesaba göre Adada bu- unan sâbıkların ifadelerinin alınması -7 Eylüle kadar tamamlanmış ola- aktı. Sonra da kurullar Ankaraya Dönüp raporlarını Yüksek Soruştur- ek iddianameyi hazırlıyacaktı. Haftanın sonundaki günlerde bu salışma temposu daha da hızlandımI!- jı ve bâzı tarihler tespit edildi. Fev- kalâde hâdiseler cereyan etmezse 10 nı hazırlamağa baslıyacaklar ve en Bn TIME'ın Gözüyle yn artık adint herkesin bildiği meşhur Amerikan me 5 Eylül tarihini taşıyan sayısında mem- $ diieekielkie alâkalı bir yazı neşretmiştir. “Türkiye - Seçim- lere doğru” başlığım taşıyan haberde Time kendi görüşüyle ki durumu aksettirmektedir. Meşhur pm slin5 sr b yardımcısı olmuş, dünya umum! efkârına bu rejimin içyüzünü mükemmelen duyurmuştur. Bu yüzden de düşük- lerin bütün yıldırımlarını üezrine çekmiş, Menderesin enıriy- ie bilhassa Burhan Belge bir Don Kişot edasıyla bu, kayadan kuvvetli mecmuanın üzerine saldırmığtır. Time'm aşağıda bulacağınız son yazısında bizleri mem- nun etmeyen görüşler ve tâbirler vardır. Bunların bir kısmına iştirak da imkânsızdır. Ama yam “Time bizi böyle diye okunursa ve anlayışla alınırsa mutlaka fayda sağlaya- caktır. "Türkiyede siyasi meseleler çoğalırken seçimler de geri bırakılınış bu- lunuyor. Türkiyenin 50 kişilik (AKİS'in notu: 38 olacak) askeri ih- tilâl kuruluna başkanlık eden Orgeneral Cemal Gürsel, bu nereye git- tiğini iyi bilen adanı, eski Başbakan Adnan Menderesi devirdiği zaman, ilk önce, yeni bir sivil Hükümetin kurulması için yapılacak seçimlerin en çok üç ay sonra tertiplenebileceğini tahmin etmişti. Ancak, geçen hafta Gürsel, yaptığı Hilkümet darbesinden tam ay sonra, seçimle- ri gelecek 27 Mayısa, yâni iktidara gelişinin ilk yıldönümüne tehir etti. sonraya bırakılması zarureti ortaya çıkarsa, Gürsel sözlerine ilâveten, “Şunu kesin olarak kabul ede- bilirsiniz ki 29 Ekim 19861 günü yeni Büyük Millet Meclisi Ankarada toplanmış olacaktır.” dedi. Simdiki hâlde Orgeneralin diktatör olmak istediğini gösteren hiçbir işaret yoktur. Sâdece, önündeki işi olduğunun çok altında tahmin et- miştir. Sâkıt Başbakan Menderes on yıllık bir bilânçonun sonunda 248 milyon dolâra bâliğ olan bir bütçe açığı ve 1,3 milyar dolArlık bir dış borç yükü bırakmıştır. İflâsı önleyebilmek için Gürsel, Menderes devrinde Inşası düşünülen veya inşaatı devam eden 1.314 projeden ys- rısını kesti ve -İstanbul ile İzmirde şatafatlı opera binaları dâhil olmak üzere- hektarlarca şehir içi inşaatını da geri bıraktı. Generalin bu şekilde kemerleri sıkması muhakkak ki yerindeydi. Fa- kat bu hareket, aynı zamanda işsizliği arttırdı ve hafif bir iktisadi du- et verdi. Bu kadar pahalı paraya alışmamış olan Türk tüccar, cari masraflarını karşılayabilmek için altın tasarrufla- rından kesmek zorunda kaldı. Menderes tarafından kendilerine şeker ve çimento fabrikaları vaad edilmiş olan çiftçiler, şimdi, etrafta asker olmadığı zaman, açıkça Gürselin aleyhinde konuşuyorlar. Öte yandan, Ordunun hâlâ “İhtilâl Aleyhtarı” tevkifler yapmasından dolayı homur- danmalar da mevcuttur. “İhtilâl Aleyvhtarlığı”, nazari olarak idamla cezalandırılan muğlâk bir suç olup aynı sebepten dolayı muhalefet hak- kına karşı da kuvvetli bir önleyicidir. Geçen hafta sonlarına doğru, Gürsel ve arkadaşları, artan hoşnutsuz- luğs karşı bâriz bir tepki olarak 17 kişilik sivil Türk Kabinesinin on Be- kanını ani olarak işlerinden çikardılar. -Yerinde bırakılan bellibaşlı bir a- dam: Kabiliyetli Dışişleri Bakanı Selim Sarperdir.- Orgeneral Gürsel, nâ- zik bir edayla, “Bu şahısların üç aydır ağır yükler taşıdıklarını ve şimdi yükleri YARIN devralınası zamanının geldiğini” bildirdi. Muhakkak olan bir şey varsa, o da eski Kabinenin iyi yilrümediği ve leraat tasav- vurları bakımından yeterli olmadığı idi. Bunun bellibaşlı bir sebebi de Gürselin, gerek Demokrat Partiyle, gerek Cumhuriyet Halk Partisiyle bağları olan şahsiyetlere vazife vernıeyişidir. Fakat, aynı sebepten do- layı, gidenlerin yerine daha iyilerini bulmanın da hayli güç olacağı an- laşılıyor. Orgenera) Gürsel, bütün Türk askerleri gibi “politika dışı” bir inssn olmakla övünmektedir. Fakat, öyle görünüyor ki kendisind' eksik olan da siyasi meharetten başka bir şey değildir. AKİS, 7 EYLÜL 1960