YURTTA OLUP BİTENLER Zeytinoğlunu aradığında karşısında telâslı bir hanım yerine, bu İşe hu- Zırlanmış birisini buldu. Bayan Zev- tinoğlu şaşırmadı, telâşlanmadı ve gazetenin muhabirine kocasını nere- de bulabileceklerini rahatça söyledi. Gve.krne.. evtinoğlunun, oyazıhanesinde (o İz- mirin dğleden sonra esmeğe bay- layun serin imbatını ciğerlerine dol- durduğu saatte Başkentte, doğuın sancıları çekiyormuşcasına rahalsız pekçok kişi vardı (Hunların büyük hip &ısmını basın o mensuçları teskil câlyvordu Geride bıraktığımız haftanın ba- ,mdan sonuna kadar güzeteciler Başhakanlık binasının merdivenleri- ne Adeta abone oldular. O kadar ki, Başbakanlıkta nöbet bekleyen asker- lerin hangisinin saat kaçtı nöbete geleceğini artık ezbere biliyorlardı. Hattâ bâzıları merdivenlerin hangisi- içkili Bakanların hangi daha fazla teklediğini tetkike dahi keyulmuşlardı. Babahın erken saat- ierinden gece yarılarına kadar Baş- bakanlığın merdivenlerini obekleyen recek olanların isimlerini öğrenmek» ti 1 Doğrusu iştenilitşe Kabinenin teş- KiM biraz, hattâ bir hayli gecikmişti. Milli Birlik Komitesi tarafından ev- velki hafta vazifelerinden affedilen rulmamıştı. Bunun sebebi güzeteci- ler tarafından araştırıyor fakat bü- tün çabalamalar boğa Baş- gelmişti, Bir şey sızdırmak mümkün olmuyordu. Sonra Başbakanlığa ge- lip gidenlerin neden geldiği, niçin gel- diği belli değildi. Merdivenleri tırma- nan bir adamın beş on dakika sonra Bakan olarak merdivenlerden inece- ğini kestirmek ne mümkündü? Nite- kim Devlet Bakanlarından ikincisinin tâyini böyle oldu. Hayri Mumcuoğlu cuma günü öğleden sonra Başbakan- lığın merdivenlerini çıkarken gazete- ciler kendisini görmüşlerdi. Ancak Savcısı” idi ve bu sıfatla pek cok ba- sın dâvası tahrik etmiş, pek çok ağ zeteci hapsettirmişti. ğu De mokrat hemşerileri kendisini önü Mumouoğlu Başbakanlığı terkeder- ken bir hayli heyecanlıydı. Adımları- daha pek fazla bahsedilmemeşi esasen söy KİZ, 7 EYLÜL 1960 Hayri NM Tanı sürpriz lenmişti. Eski Ankara Savcısı, Devlet Bakanlığı teklifini aldığını eşine bile anlatmadı, böylece ketum bir in olduğunu bir kere daha ispat etti. M. Raşit Beşerler Bir meçhul gökret Mumouoğlunun Bakan olduğu gaze» teciler tarafından ancak cumartesi günü öğrenildi. Kaldı ki Mumcuoğ- lu gazetecilerin yabancısı değildi. Ankara Savcılığından kendisini iyi tanırlardı. Hele Ulus mensupları yes ni Devlet Bakanına pek âAşinaydılar. Başlarından geçen tatlı bir hatıra da vardı, Mumcüoğlu Savcı olduğu sıra- larda, Ulusta sâbık Başbakan Men» deresin sinir buhranları geçirdiği ve bu yüzden İsviçreye gideceği hakkın» da bir haber yayınlanmıştı. Haber birinci kelimesinden son satırına kas dar doğruydu. Başbakan o sıralarda hakikaten pek sinirliydi. 1937 yılın» bi mütadı veçhile küplere binmişti. U- lus mesullerine bunun hesabı şorul- malıydı. Nitekim Ankara C. Savcısı Ulusun Umumi Neşriyat Müdürü Ni- hat Subaşını hemen ertesi gtin karşı- sına almış ve bir hayli terletmişti, Buna rağmen Mumcuoğlunun Devlet Bakanlığı Ulusçular tarafından bile atlanıldı. Mumcuoğlu, Mılli Birlik Hükümetinin Bakanı! Doğrusu bu, tam bir şürprizdi Kabine için hem bu derece az ta- nınan ve hem de üzerine alacağı va» zifeyi bihakkın başaracağı ümit edi- len adam bulmak, Milli Birlik Komi- cikmenin birinci sebebi buydu. Seçi- lenler hem partilere kayıtlı bulunma- yacaklar, hem verilecek işten anlıya- caklar, hem de liyakatli olacaklardı. Bu şartları haiz adam bulmak güçtü. de kayıtlı, fiilen politikaya karışmış ızganlardı. Bu bakımdan Kabineye Bakan arayanlar da gazeteciler dere- ceşinde doğum sancısı çekiyorlardı. Zira, Bakanlık nihayet politik bir va” zifeydi ve dünyanın her yerinde kul- lanılan “minletrabi” diye frenkçe bir tâbir vardı. Bu, "Bakanlık yapabile- tek politik olgunluğa ulaşmış” mâ- BARI geliyordu, Amatörlerden kabi- ne kurmağa galıymak elbette ki zor- du. Bu yüzden Milli Birlik Komitesi Ticaret Odalarından Ticaret Bakanı adayı istedi. Gösterilen adaylar haki- katen bir Alemdi. Düşük iktidarın gözbebeği Transtürk şirketinin U- mum Müdürlerinden Koç şirketinin