YURTTA OLUP BİTENLER nış ve zamanın Başbakanına pek cafcaflı bir telgraf çekerek eski par- tişini terketmişti. Sümerin çektiği telgraf hâlâ hâtırlardaydı. Telgrafı iv önüne getirenler gülümse- en kendilerini alamadılar. Hele İN istikbâl”in öncüsü Yassıada- ya gidecek gazetecilerin bâzı hallerde Adada kalmaları icap edeceğini öğre- nip telâşlanınca, tebessümlerini ada- makıllı ogenişlettiler. Sümer, hava şartları müsait olmadığı takdirde A- dada kalacak gazetecilerin sıhhi du- rumlarının garantiye alınıp alınma- dığını merak etmiş ve Erkanlıya 8or- duğu sualin cevabını müspet olarak alınca âdeta rahatlamıştı. Salonda bulunan gazeteciler, eski Menderes hayranının hâlen Adada bulunanla- rın sıhhi durumlarıyla yakınen ilgili bir sual daha sormasını beklediler. Bu, Sümerin belki de dudaklarının u- cuna gelmişti. Ama tecrübeli politi- kacı çizmeden yukarı çıkmadı! Sa- londaki gazeteciler eğlence kısa sür- düğü için doğrusu biraz üzüldüler. Erkanlı kısa ve kesin cümlelerle durumu izah ediyordu. Günlerdir beklenen ve efkârıumumiyenin me- vakla tâkip ettiği mevzuu, az da ol- sa, açıklıyordu. Genç Yarbayın he- aabirleri -şimdi biri Son Posta, diğe- i Havadisin muhabiridir- her ne se- YePse bir müddetten beri askeri üni- ziyadesiyle ohoşlanmağa »aşlamışlar ve hangi basın toplantı- sna gidilirse gidilsin, bir üniforma- un yanında bulunmayı âdet edinmiş- crdi. Basın mensupları eski Zaferci- erin bu davranışlarını eski bir alış- «anlıklarına verdiler. Üniversite nü- mayişleri başladığı sırada drfi İdare Kumandanı Nam gücün -şimdi Yassıadadadır- yanın- da dolaşmaktan doğan alışkanlık her halde nüksetmişti! 6-20 Jrkanlı açıklamağa devanı ediyor- du. Yassıadada duruşmalar E- kimin ilk haftasında behemehal baş- lıyacaktı. Bunun için bir aydır hazır- lık yapılıyordu. Bu sıvada şişman bir gazeteci -şişmanlığı eski bir iktidar mensubu olmasından değildir. kati bır tarih söylenip söylenilemiyeceğini sordu. Erkanlı gülümsiyerek başıyla “hayı a gelen bir işaret yaptı ve ilâve et nam a e için müra- caat tarihi 6-20 dir” Salonda bir iki söle sessizlik hiküm sürdü. Gazeteciler birbirleri- ne haktılar. Tâbiri anlayan çıkma- mıştı, Sonra başlar tekrar Erkanlıya 16 Orhan Erkanlı basın toplantısında Kurmayca bir plân döndü Genç Kurmay neredeyse kah- kahayı basacaktı. Kendine has kısa cümlelerle işi izah etti: “.— Bu, askeri bir tâbirdir ve de- mektir ki: Duruşmaların tesbit edi- len tarihinden 20 gün evvel müraca- atlara başlanacaktır. Tarih meselâ Kim ise, müracatlar 15 Eylülde başlıyacaktır”. Erkanlının izahından durumu an- lavan gazeteciler birbirlerine göz kuptılar. Komite işi iyi plânlamıştı. Bir a dayanam — İhtilâlin plânı gibi hazırlan- mış Adeta” diye mırıldandı. aların yapılacağı salona 600 kişi alınacaktı. Her şey cn ince teferrüatına kadar tetkik edilmiş ve en az hata işlenmesi için gerekli bü- tün tedbirler alınmıştı. Duruşmaları vatandaşlar da tâkip edebileceklerdi. Adaya, basın mensupları dahil, elin- de kart olmayan tek fert alınmıya- cak, gazete ve siyasi dergilerden de ancak bir veya ikişe; kişiye kart ve» rilecekti. Miktar gazetenin tirajına, ehemmiyetine göre âyarlanacaktı. İşten zararlı çıkan foto muhabirle- riydi. Sâdece Ordu fotoğraf merkezi tarafından dağıtılacak olan fotoğraf- lardan faydalanacaklar ve duruşma- lar esnasında salonda bulunmıyacak- lardı. Basın mensuplarına ayrılan yer 200 kişilikti. Diğer yerler dinleyici- ler, Kordiplomatik, Hükümet erkâm ve Üniversite mensuplarına dağıtıla- caktı. Aman etmeyin.. Erkanlı izahatına devam ediyordu Mahkemelerin devamı müddetin- ce gezetecilere mümkün mertebe ko- lay çalışma imkânları araştırılmıştı. Basın mensupları her sabah, Bahçe tipi bir gemiyle Adaya geleceklerdi. Yolculuk esnasında o gün duruşması yapılacak olayla ilgili resimler göste- rilecek, olaya adı karışan sanıkların portreleri gazetecilere teşhir edile- cekli. Gaye, hâfızaların tazelenmesi AAâİS,i &LLL ivun