ona “yeni bir hamle” vereceğin! söy- Jâsyon” kelimesini telâffuz etti ve fev- kalâde Amerikan yardımı sayesinde enflâsyonun durdurulduğunu söyledi. Söz, tabii ister istemez, Türkiyede ba- sının durumuna geldi. Menderes, “şe- ref ve haysiyetlere tecavüÜzler Us- tesna, basın hürdür” dedi. Başbakan göre “hürriyetlerin kullanılmasında memleketimizin uzun tecrübesi yok- tu.” Gazeteler neler, neler yazmıyor- lardı ki. Türkiyede, gazetecilerin ni- çin hapse gittiğini anlamak için, ev- velâ gazetelerin neler yazdığına bak- mak lâzımdı. Menderesin Türk bası- n durumu ve basm hürriyeti hakç leri, beraberindeki “Türkiyede demokrasi saatinin yelko- vanı geri döndürülemez” tarzındaki pek doğru bir cümlesiyle tamamlandı Başbakan, bu pek doğru sözü tasdik etmek zorunda kaldı. Bu —konuşmadan iki gün evvel, New York Times gibi nüfuzlu New York Herald Tribune, — “Başbakan Menderesin hükümetinin, tenkidi iha- net saydığı” hakkında bır başmaka- le yayınlıyordu... CENTO toplantısı 1] âıâ unutulamıyan ismiyle Bağdat onseyi, Çarşam ah Beynz Sarayın yakmındakl Constıtution Avemue'deki büyük kon- ferans salonunda toplandı. Heyetler salona üye memleektifrin bayrakla- ra Nixon toplantıyı açtı. toplanusım Eisenhower'in bekleniyordu, fakat o nedense buna lüzum görmedi. k daha evvelden, 1959 baharın- da Amerikada yapılması kararlaştırı- çefin Amerıka seyahatinden sonra kalmamıştı. Zihinler, zirve müzakere- leriyle meşguldü. Zirve, arifesinde, Amerikanın ister arbe devam şeklinde “Üyelerin ısrarma tılmayı düşünm da huzur ancak tâlihsiz paktın dışın- da kalmakla kabildi! Hatta Wa.shington'dı. Dışişleri Ba- kanlığının birç personeli, soğu harbl körukllyecck sözlerin söylene- CENTO toplantısını mevsimsiz m.s. 18 EKİM 1959 lNıw York'ta Bırleşmış Milletler Ş.ır.x;ı Güvenlik Konseyinde bir boş koltuk var bulacak kadar İleri şıdlyorlardı Oo kadar ki Bisenhower, son basın top- lantısında Rusyayı kızdırmamak için çok dikkatli ve tatlı konuşmuş, bu yüzden Batı Almanya küplere bin- mişti. Velhasıl, Washington'da hava, Dulles devrinden kalma eski stil ko- nuşmalara hiç müsait değildi. Sonra, Amerika için, Paktın müslüman Üye- lerinden gelecek talepler malümdu. Bayar ve Menderes Ankaradaki uğurlama Amerika, bilhassa Pakistan ve İran tarafından, “pakta girmiyor, kâfi ik- tısadi ve askeri yardım ermiyor” diye hırpalanacaktı. Amerika, hiç bir ey vermelen dostlarını teskine çalı- şacaktı. Bu da hiç hoş bir şey değildi. Nitekim toplantı, tahmin edilen stilde başladı, İlk söz aian Pakistan Dışişleri Bakanı Manzur Kadir, “A- merika pakta girmelidir” tarzında ko- nustu. Ondan sonra İran Başhakam İkbal sert bir dille “Savunma hlar ile iki müslüman Üye arasında mecburen muvazene unsuru teşkil e- den Menderes, havayı çalıştı. Eşsiz bir müsamahayla, pakt içinde “samimi ve yapıcı tenkitler ol- muştur ve her zaman olacaktır. Bu zaaf deği!, kuvvettir. Hür dünyamız tttihadını ve kuvvetini daima fikirle- rin ve inançcların açıkça ifadesinde bulmuştur” tarzındaki cÜmlelerle fır- tınayı önlemeye gayret etti. En son söz alan Herter, fırtına karşısında enerjik davranma lüzumu- nu duydu ve ecıkça “CENTO'mun bil- tün ekonomi k projelerini Amerika Ö- Herter'e göre, Paktın müslüman uvcıenne az yardım veril- diği doğru değildi. Amerika, yaptığı yardımı vüzde 50 arttırarak, Üç mem- lekete geçen yıl 400 milyon doların tüÜstünde para verm Bu sözler tabii ki ho<a gitmedi ve hiç şüphesiz bu açık konuşmalardan sonra başlıyan gizli toplantılarda u- Zun uzun tenkit edildi. Gizli toplantılar, Cuma günü son buklu ve çalışma neticeleri bir tebliğ ile ilân edildi. Tehliğde, beklendiği bi dişe gelir yeni hiç bir şey yoktu. ranı teskin için, bu memleket Üze-