—— —ç H! ŞF T ATRRÜ Oda 1 ı)'zıl VOSU . “Günden Geceye” [ ) evlet Tiyatrosu sahnelerinden Oda Tiyatrosunun perdelcrı de Euügene O'Neill'in “Long Day's Journey İnto Night Günden Geceye siyle 2 Ekim gecesi açıldı DevleL Tiyatrosu O'Ne- il'in anasın asını, kardeşini ve kendi ilk gencuginl anlatan bu biog- rafik eserini Oda Tiyatrosunda mev- simin ilk piyesi olarak oynatmakla isabetli bir iş yap'nış olduğun 'nana- bilirdi ama 2 Ekim gecesi temsı]den sonra salonu terkeden seyirciler uy- kulu gözlerle birbirlerine bakışıyor- lar ve ağızlarından takdir makamın- da sadece “Aferin Kerime,” yahut f arasında “Aferin Devlet Tiyatrosuna; iyi bir seçim yapmış” denildiğini işit- mek hemen hemen imkânsızdı. Ger- çekten de Devlet Tiyatrosunun bu mMmevsimin başında sahneye koyduğu es erlcr arasında seçiminde en isabet- Z davrandığı piyes “Günden Gece- ye" idi. İlk bakışta bu eserın sa..m e- ye ko!: asınını niçin uygun görül- Ü anlamak güç de ğıldı Devlet Tıyatrosu şmıuıye kadar O'Neill kül- an O'Neil!'in vasiyeti üzerine ölümüsden sonra sahneye çıkmış bir eazeriydi. -Yazarın bu oyunundan sonra sahne- ye çıkmış ikl adet piyesi daha vardı lardan haberdar değildi-. “Lo: ediüjyordu, bu iki, Eser sık sı rikan ve Avrupa sıl ediliyordu ama bu rı bir ş bulunuyor- lardı Bu sebeple O.Neı!l’m yeni bir pıyesini daha sahneye koymaları, bu vas'tayla da bir yandan yazarın ha- yatından bir dilimin ailesi çevresinde mekte ayda şılanabılirdi Halbuks Devlet Tiyat- U işe en sondan başlıyor ve sankı O'Neill'e karşı gösterdiği ihmali uzun atlama şampiyonluğu ile temn ye çalışıyordu. Ne var ki henliz O'Ne- “'in sanatı hakkmda hiçbirşey bilmi- yircisi Amerikan sahnc- lerinde dahi sadece biografik bir de- ğeri olduğu için oynatılan bu eser karşısında, ba'mı dinlemediği bir hi- tandaşlarından — çoğunu ng Day's Jöurney İnto Ni:hı"ı evlorlnın 28 rahat koltuklarında zevkle okumağı tercih ettikleri göz önünde tutulursa hatıra canlandırmayan eseri “sıkı- ına hak vermek gerekirdi. yun Gencay Sav ta- rafından gerçekten rahat, akıcı, pü- rüzsüz bır dille Türkçeye çevrilmiş- ti. Üstelik bütün güçlüğüne ve imkân noksanlığına Alpago tarafından akıllı, uslu bir tarsda sah- eye konmuştu. -yani Iüzum—zuz gay- .ıere B rışılm emişti- ve cide Ta- mrm mumıâgalı ifadesiy]e Yıldırım zaten esasta cmposu ağır o- ri yer yer biraz dah. dıı Umıe?i har:ıç oldukça ba,arılı da oynanmıştı. Bilhassa Kerim Afş: Jarnes Tyron Jr. de gerek sesıni kontrol, gerekse hareketlerine en uy- gun ifadeyi vermek suretiyle başarılı bir imtihan geçirmişti. Kerim bütün H onun “flexibilit&”deki noksanlığı- ni bilenler için takdirle karşılanan bir sürpriz oldu. Oyunun diğer başa- n men rahat, lüzunısuz vurgulara mü- racaat etmeyen mükemme sas, hastalıklı, mariz Edmond Tyron du. Devlet Tiyatrosu O'Neill'in eser- leri arasında ilk temsil ettiği oyunun seçiminde yanılmıştı ama bu eseri a Tiyatrosuna yerleştirmekle ha- tasını nisbeten tamir etmişti. 60 kü- sur kişilik bir salon Ankara gibi ti- yatro seyircisi bol olan bir şehirde nası) olma dolardı Büyük Tiyatro “Kral Oedipus” _3 Ekim ge(.esı Büyük Tiyatronun ğgınca alkışlamaga başlamıştı. Büyük açıldığında halk sahnede görünen CÜ- neyt Gökçer -Kral Oedipus,- az- -Kraliçe oka.stez- ve Coşkun Orhon- Kreon-u, koro ve ko- ro başlarını “bravo” nidalarıyla teb- rik etti. Perde ikinci defa açıldığında halk sahnede bir kral edasıyla kendi- lerını selâmla tek oyuncuya, ese- en şarmz mlhnü oynayan Ha- bercısıne karşı memnuniyetsizliğini alkışlarını kusmekle ifade etti. Fakat be n bir si luna aynı kral cdasıy]a yürüyerek en ortasında ön sıralardaki büyükle- rine kendini göstermekten geri Kkal- madı. 3 Ekim gecesi temsiline başla- nan Kral Oedipus'un tek fiyaskosu da bu oldu. Bunun dışında hoc: les'in bu en mükemmel Trajedisi ge- rek reji, gerekse oyun bakı ımı'ıdnn -eserin sahneye konması için sarfedi- € 0: sillerden biri oldu, Cüneyt Gökçer Kral Oedipus rolünde sanat hayatının “Kral Uedıpus"tan bir sahno rt başı mamur 4£KİS, 18 BKİM 1963