YURTTA OLUP BİTENLER Gemi Çanakkaleye varınca durum değişti ve vazifeliller vazfelerini hâ- tırladılar. Kasaketli :ı'ub CH.?. mılletvekillnjn etrafını ay dı, gemiye Çanakkale Valm başta o)- Çanakkale milletvekili Nuri Toğa, y.SDP ve .H hden müiteşekkil bir Keyet çıktı. Vali eski bir idare adamı olan Daniş Yur- dakula karşı hÜrmetkâr davranıyor ve ona “Daniş ağabey” diye hitabe- diyordu. Çanakkale Valisi ve beraberinde- kiler C. H. P. milletvekilleriyle husu- si surette konuşmak istediğini söyle- diler. Bunun Üzerine milletvekilleri- arasına gidildi. Vali, kama- rada tatlı bir dille “Daniş ağabey'”- den ve Omaydan ricada bulundu. On- lara “Çanakkaleye çıkmayın mües- sif hâdıqeler olacak, tedbır aldım ama belki önliyemem” . C.H.P. millet- vekıllen tabıatıyle “Devletın emniyet mılletvekıllen kI Haydı sozünuzü tutun da kolknla çı- kalım” Çanakkalode iki parti teşkilâtı, D. P. nin talebi Üzerine milletvekille- rinden — seyahatten e! müştereken ricaya karar vermişler- di. Eğer milletvekilleri Çanakkaleye çıkmakta israr rlerse 0 zaman D. P. liler milletvekilleriyle kolkolsa gemiden ineceklerdi ve böylece arzu edilmeyen hâdiselerin çıkması önle- necekti. Sekreter üye İmadeddin D. . lilere, işte “gentlemen's agree- ment"'in bu İcabımı hatırlatıyordu. Fakat D. P. liler oral olmadılar. Çanakka milletvekili Nuri Togay, Ankara milletvekili İbrahim Saffet O- mayın “Nereye Beyfendi. Haydi bera- ber kolkola çıkalım” sözlerini duyma- mazlıktan gelerek uzaklaştı. D. P. li- ler iskeledeki hazırlıklara yetişmek için koşuştular. Bu arı Zararsız Çanakkale yolcuları vapuru çoktan terketmişlerdi, İskelede kesif bır ka- labalık bağırıp çağırmaya başlamış- tı. İskelede ilki kordon vardı. Gemiden çıkacak “tehlikeli” yolcuları geriye K atlı ti bu kanunların üstündeki “kalahalık D. P. hattına çarptılar. Bu Ümitsizce cesurane tes bbu.s akamete uğradı. Canakkale savcısı C. H. P. teşkilâ- tına otomobil yollıyacağım vaadet- misti Savcı sözünde durdu. Fakat is- mmo- Çanakkale m.illet- vekili Nuri Togay geri cevirtti.. mitsizce ceatır iki kişilik C. H. P. Heyeti karaya çikma gayretlerin- den vazgeçmedi. Emn!'!yet kuvvetleri- nin seyirci kalacağı hüsusunda ba- fade ettlrmeye başladığfına gör UN S değildir. M Meclis T kis bundan rahatsızlık dahi kenarıda — kalsım. naün seçilmesindeki isabetsizlik llğlvıdon baqka blr sıfatı olmuyan gunda işi ned erkesin merak ettiği iki mesele var h da ır, hayır, bunlar, kendiılnl müskül mmkide bı eselâ D. P. nin “Hesap sorma” balıs ahkikatı talebi bulunan, bu dosyanın ele alınıp hakikatin belir- mniesi için Partisi nezdinde aylardır en ufak bir teşebbüse geçmeyen, bilâ- duymaksızın Büyiütk aran Samed Ağaoğlunu memur etmesindeki talihsizlik şimdilik bir “Meşruluk-Gayrimeşruluk” C. H. P. iktidarı devrinde B. M. M bilip işi sadece birkaç gün hapis yatınakla geçiktiren Sanıed Ağuaoğlu- de bırakılkın. Hatta hürriyetinin bulunduğunu ve hapisteki gazetecilerin yüzde doksanımıı tekzipleri neşretmemekten nmahkü:n olduklarını dünyaya ilân etme üsü de, hak ettiği şekilde, sadece tebessümle geçiştiriliversin. >, nin sayın doktrineri acaba şu basit, şu küçücük iki mese- leyi aşdml.ıtnerıııek lütfunda bulunur mu ? — D. T Genel İdare Kurulu D. P. vye ait bir binada değil de nı-dt-n l)ovlı't,ıı ait hır binada toplanır ve bir gün -tabli 1961'den önce, yoksa 1961'den sonrası için sualin cevabını herkes mükemmelen bilmek- tedir- C. H. P. Merkez Yönetim Kurulu toplantısını İstanbul Vilâyet bi- nasında İnönünün başkanlığında yapmaya kulksa lerini uğuşturup “Aman ne harikulâde fikir!. dir? .nin “gayrimeşru” olduğumu yaza- — Manisa mllletvekiliğinden ve D. P. Genel İdare Kurulu üye- Samed Ağaoğlunun Devlet Radyo- Lütfen Bayım! D. P. nin sayın doktrineri Samed , “Hesap alma-Hesap vern maya, hakkında adada yazın keyfini çı- temasını işlemek içlin Türkiyede Basın te- Ethem Yetkiner el- Buyurun!..” diyecek ml- berler uçurulmasına rağmen iki kişi- lik heyet, teşkilâttan İzzet Dilmac ile beraber en tahil hakları olan gemi- den inme hürriyetini kullandılar. Ge- miden inme hürriyeti “Devilet heryer- asayişi temin eder” diyenlerin gözleri önünde D. P. ekiplerinin can- Bu yeli iki kişilik heyete, gemiden inme hürriyetinden — vazgeçmekten başka yapılacak bir iş yoktu. Heyet gemiye döndü. Bunun ilzerine çehresi ve vic- danı telâşlı Vi Çanakkale mılletvekili Togay iskeleye koştu. ap “Ne duruyorsunuz konu ştugumuz gıbı ya- pacaksınız” dive haykırdı. Gemli i& keleden açıldı. Geni polisler bir hamal arabasını koşarak getirdiler. Arabanın üstüne n To- gay “gemi gitti, herşey bitti” diye haykırdı! Gemideki milletvekilleri kaptana Rgeminin tarifevye göre gece yarısı kalkması gerektiğini beyhude yere hatırlattılar. Kaptan “Sular kabarı- yor, acele etmek Jâzım” cevabını rdi. yü karaya “gafletini” gösteren imroz yolcuları Çnnakkılede kaldılar. Gemi saat'erdir açık denizdeydi. açılırken sivil cıkmak " Gece yarısından sonra C. H. P. millet- vekilleri “neredeviz” diye, o cıvarın sularını iyi tanıyan İzzet Ditmaçtan sordular. Dılmııç. “geliboluya yanaşı- c “Çanakkaledeyiz, gemi mirledi” diyerek yanlışını düzeltti. Sabahın erken saatında gemi rıh- yaşanmaz, İbrahim Saf- evletleştırllmış D. P. çevrelerimde bomba tesi yaptı. Kanunların üstündeki D. P. liler, iki kişilik C. H. heyetinin seyahat hürriyetini d:.ı.ha ilenlere götürmele— rini önlemek maksad telâş içinde Geyikli yolunu kestiler Yolun 31 nci kilometresini aştıktan sonra elen köprüde “Bu köprüyü Demokratl&r yaptırdı. Ayılar gecemez” tarzında bir döviz nöbet bekliyordu. Kanunlar ÜUstü kalabalık “Geyikl; müdafilerinin” pa- rolası “iki domuz kactı, vurun” idi. Yol kesenler Canakkaleden “kaçan omuz” parolasının gelmesini bekli- yorlardı! AKİS, 89 EYLÜL 1359