YURTTA OLUP BİTENLER Sanaryo » imdi eğ'enceli bir seraryo haline gelen Köprüköy hâdisesi şöyle ce- reyan etm: 5 Ekim 1957 gecesi, Bünyan Do- kuma Fabrikasının temel atma mera- r.dm geçiyor- sxin - Bâlâ hudu- dunlakı köylcrden biriydi. Hemen 200 metre ileride kayalık ve derin bir âdi içinde akan Kızılırmak iki il- ceyi birbirinden ayırmaktavdı. Köyün Kızılırmak üstündeki tariht köp- TÜy' aksi istikamet.nde ve takriben 250 metre uzağın- da harman yerleri vardı. Yol bü- rada: yumuşak dönemeçli ve mun- tazamdı. Şimalde mtlı meyilli bir şırt uzanıyor ve 50 mı Kızılırmak ağır ıgır akıyordu. cavüz”, işte tam bu harman yeri hi- zasında vuku bulmuştu. İçinde iki ba- cileri taşıyan otomobil anda dışarı fırlayan $oför tabancası- nı çekerek havaya dört el ateş etti. Silâh sesleri vâdiyi çınlattırken tepe- lerde bir takım gölgelerin kacıştıklan köylluerin tclAımı hiç kimse farketm Köprünün ole yanı E n son uğrayan gazeteci- lerin otomobilı de köprüyü geçtik- ten sonra, iki bakanı taşıyan otomo- bilin kayaların önünde durmakta ol- duğunu gördüler. Samed Ağaoğlu ve Bengü karanlıkları büyük bir dikkatle tetkik ediyorlar, yanlarına yaklaşanlara tek kelime olsun söyle- miyorlardı. Mevzuu ilk acan gazete- cilerin şoförü ve dört el silâh atan Sadık Erek oldu: “Hücuma uğradık, Üzerimize ateş edildi” dedi. Bunu söy- lerken hâlâ heyecen içindeydi. Şofö- ecanım diğerleri de paylaş- tılar, “Bıze de, dediler, bize de teca- ldi otomobmerın durumu kı- sada gözden gecirildi. Yaralara na- naatına ittifakla varıldı. Burada kalınmak istenmedi. Zira vak'a ma hallinden ancak 500 metre ötedc—ydi- Ter. Otomobiller, — vak'anın eşrarını 12 Dr. NamıkGedık hadise ma.hnlhnde “Biz neredeyiz, efendimiz. nerede ?” 4 Kızılırmak kıyısında bırakıp sür'atle Bâlâya doğru hareket ettiler. Bülâda Ö n camından yara alen boş otomo- bili BAâlâya varıldığı vakit orada buldular. Şoförün hâlâ konuşurken se- sİ ve elleri titriyordu. llirkac dakika a Ku- andanı n ya- nında.ydılar BAJA post"ha.nea kapa- hydı. Müdür birkaç dakika içinde bulundu ve postahans nctırıldı ve de yol alırken, Muhafız Alayının bir taburu da yola cıkmaya hazırlanıyor- du. Bâlâ ve Keskin cıvarındaki bütün jandarma karakolları vaziyetten ha- berdar edilmiş ve müfrezeler civarı taramaya başlamışlardı. darma Genel Kumandanlığı da derhal Anka- ra - Bâlâ yolıı Üzerinde':i Beynam ka- rakolun 30, Bâlâdı Kayseri Konya yoı kesiminde 30. Keskınde 40, Konya - Kırşehir yol kesiminde 40, Keskinın Karakecili nahiyesinde 30 kişilik birer jandarma müfrezesinin hazır bulundurulmasını emretti. Ay- mca gerek mahalli inz'bat kuvvetle- » gerek sorradan gönderilecek tak- Vıye birlikleri işbirliği yaparak An- karadan itibaren Keskin ve BâlAyı da isine alan 200 kilometre boyunda ilometre enindeki sahayı en hucrı köşelerine kadar tarıyacaklar- u arada Bâlâ da daimi bir polis teskılâtmın kurulması da kararlaş- tırilmişti. İfadeler erkezden bu kuvvetler — seferber $47 Gülldiği sırada Bâalâ Savcısı da Sa- med Ağaoğlu, mil Bengü, Sümer: bank Genel Ml)dllrü Mehmet Akın i!e birlikte Sanayi Bakanlığı Hususvi Ka- lem Müdürünün, dört gazeteci ve Üç soförün hâdise hakkında verdikleri malümatı tesbite çalışıyordu. Hâdise sahitlerinin hemen hepsi müşterek bir dille, otomobillerine yolu.n sağ ta- camların kınldığım bıldmyorlnrdı Bu şekilde tavazzuh n durum, emmyet teşkilâtına bıldlrllmış sey- yar kuvvetler yüzlerce kilometre ka- relik bir sahayı kuş uçurtmamacası- na kontrol altına almıştı. Köprüköyde eniş ve bonıboş kırlarda her canlı mahlükun hareketi dikkat ve şüp- he ile takip edilirken Köprüköy muh- tarı da ter ve telâ« icinde, kendi mın- tıkasında cereyan eden hâdisenin ma- hiyetini çıkarmak için köy ileri ge- lenleriyle konuşuyordu. Bu arada bü- yüklere sorduğu sua'lere 13 yaşında- ki Himmet Kutlunun atılarak cevap vermesi dikkatini çekti. Biraz sıkış- tırınca küçük Himmet Kutlu, o ak- sam olup bitenleri gördüğünü ve si- lâh seslcnnı işattiğini — gizleyemedi. Hatta akım otomobilleri 'arka- dularıyla beraber taşlandığını bile itiraf etti. Bunun Üzerine bütlün dik- katler haşarı köy çocukları Üzerinde toplandı. Yarım saat sonra Köprü- köy muhtarının karşısında “menfur tecavuz 'Ün faili 12 erkek çocuk vüur- dı ve durum Keskin Savcısına da sür'- atlo duyurulmuştu. Savcı Köprüköyde Ekim günü saat 14 sıralarında Keskin Savcısı İlhan Çallı hâlâ AKİS, 29 EYLÜL 1959