İNEMA Filmcilik İngiltere: 1958 - 1909 ] nımz sineması dört beş yıldır tam ” r buhran içinde bulunuyor. Son yıllı.nn miletlerarası festivallerinde filmlerinin başarısı bir ikiyi d.&lza" gibi değilse de, bir “kıpırdan- ma"”, bir “çalkantı” denebılecek ha- reketlilkğe kavuşmuştur. Durum dik- kate değer. İngııtere bir kere daha, “Yeni Dünya” ile “kıta Avrupası”nın buhran İngiliz sinemasında televizyon rekabeti, seyirci azalması, stüdyolar- dan çoğunun kapanması veya kapıla- rını televizyona açması, korku film- lerinln alabildiğine çoğalması şeklin- de aksini bulurken, bir yandan da ya- vaştan da olsa Fransadaki “yeni dal- ga'ya benzer bir kıpırdanma, edebi- yat sa a en canlı örneklerini İn- giltere'de veren “Öfkeli del:kanlılar'ın ıinemıdakl sirleri kendini göster- urum henüz açıkça belir- Mmemiştir. İngiltere, hâlen iki tesir sında alamaktadır. Bununla birlikte yıllardır süren u u haybolması bile bir kazançtır. Her zaman olduğu gibi, kararsız- Lk prodüktörlerden gelmektedir. He- nüz ne yapacaklarını, ortaya cıkan meselelere ne şekilde cevap verecek- Jerini bilmiyen İngiıiz prodüktörleri, durumu, gün! inüne idare etmek, her gün bir evvi ki güne nazaran Zit kararlar almak glbi tehlikeli bir yola ta.pmışlardır Bir gün tek cıkar yolun 'lar ç oîd g'una. bir gün prodüksiyon mas- raflarını alabildiğine kısmak gerekti- sörlerin, fakat bu arada bil- hasa Amerikan sermayesinin en çok tutunduğfu ülkenin İngiltere oluşu, durumu daha da karıştırıyor. Bir za- manların “yüzde yüz” İngiliz filmleri, bucarada Ealing stüdyosunun meşhur omedilerine artık raslanmıyor. Ame- rikalılar ile işbirliği ise, her vakit David Lean'in “The Bridge a icin bundan daha za- rarlı bir netice düşünülemez. Muhafazakârlar-Rank-TV ngiliz sinemasının hastalığına yol açan mikroplar tahlil edildiği va- kit, bunun bilhassa Üc ceş'dln*n en büyük rolü aynadığı ortava cıkmak 'şdır Muhafazakârlar hükümetln qi- emaya karşı tutumu ilk iktidarları “Tepedeki oda” “Öfkeli? rejisörler zamanından çok farklı olmuştur. Ara- da İşçi hükümetinin bâzı sinema sa- lonlarını belediyeler emrine vermesi, endüstrideki inhisarcılığa karşı koy- ması, Muhafazakârların ikinci defa iktidara geldikleri vakit, ilk şeferin- deki anlayışlılıklarının tamamiyle aksi bir yol tutmalarına sebep olmuştur. Bir zamanların en canlı doklümanter talışmalarına olan İngiltere, hükümetin dokümanter kohkuınu da- gıtması, yardımı kesmesi Üzerine he- men tamamiyle duraklamıstır. Hastalığın ikinci sebebi, İngmz gl- ank — bulunuyordu. Rank, İngilterede ikinci bir “Holly- wood” kur©hak hevesine düşmüş, da- ha sonra bununla da kalmıyarak asıl Holloywood'la rekahete girişmeke başlamıştı. Bu hareket iki mühim ne- ticeye yol açmıştı: Bir yandan İngiliz sinemasında inhisarcılığa doğru ha- reket alabildiğine hızlanmış, öte yan dan da İngiliz filmleri, m*lle(hraruı zarda Hollywood'l bete giri- şebilmek için İngiliz “karakterini” betmiş, Holloywood'un fabrikas- yon usulü eserlerini andırmağa başla- mıştı. Rank'ın teşebbfisü sonunda ba- şarısızlığa uğradı, hatta kurmak iste- diği imparatorluk az kalsın kendisi- nin sinemadan tamamîyle silinmesine yol acacaktı Pank gücç dıınımdnn ancak, rekabe' mek istediği A merikan şlrketle'rlyle 1;birl!ğin'l art- ırmak süretiy ldu. Böylelikle sarcılık temayililerini. İngiliz filmle- n karakterini kaybetmesini ve A- merikalılarla koprodüksiyonların ço- almasım getirdi V -televizyon-, İngiliz filmleriyle ölcm:myecek kadar "!ngmz" karakteri taşıması, bir yandan İngiliz adasının hususi du- rumundan dolayı TV'nun son derece yaygın oluşu, bir yandan da yepyeni al TV'nun daha eniş im- kânlar sağlamasından dolayı sinema- cıları bile kendine çekmesi İngiltere- c TV-sinenia rekabetini, birincisi le- hine geliştirdi. Hür sinema ngiliz Film Enstitüsünün sağladıfı yardımla meydana selen "Free Ci- nema - Hür sinema” hareketi, bütün bunlara bir tepki olarak, lmzmz si- titünün “Free Cinema”yı devamlı o- larak dezsteklemesi imkânsızdı. Bu- nunla birlikte, kısacık Omru içinde “Free Cinema”, Lore azzetti'- nın “Together -Birııkte" Karel Reisz e T Rich: mma 'ony on'un “Momm Dont Allow -Ann vermiyor”' Lindsay Anderson'un “O Dreamland -Hayaller ülkesi” ve “Everyday Ex- cept Christmas -Noel'den başka her gün”, adlı eserleriyle dikkate değer filmler vermişti. Fakat İngiliz pro- düktörlerinin anlayışsızlığı burada da kendini gösterdi. Fransada kısa film- leriyle başarı kazanan genç rejisörler bu sayede prodüktörlerin deste; kazanır ve uzun fil geçerken, İngilterede hiçbir. prodüktör “Free Cinema”ya katılanlara ehemni'yet Tı Üzerine, aynı eseri beyaz'perdeye de aktarmağa muvaffak okdu. “Free Ci- en mühim — refjisörü o!ın Lindsay Anderson ise, prodüktörlerin ticari teklifleri: tavizli şarnnrla. sinemaya dönmek için Ric- hardson gibi önce şansını tiyatroda denemeğe çalışmaktadır. “Öfkeli delikanlılar” undan dolayı, 1958 - 59 mevsimin- de İngiliz sineması için en mühim hâdise, 29 yaşındaki Tony Richard- son'un “Öfke”, 35 yağındaki Jack Clayton'un “Room at the Top -Tepe- deki oda” ile İngiliz sinemasında gö- rünmeleridir. Osborne'un, “öfkeli de- likanlılar” hareket_ntn en ehemmiyet- H eseri olan “Ö: basan diyalog ve şahısların tutumla- a Richarddom'un perde- adaptasya AKİS, 29 EYLÜL 1959