Haftanın içinden Sıkı Durma Zamanı Idatıcı bir manrzaranın bazı zihinlerde endişeler uyandırdığı görülüyor. C. H. P.'nin bugünkü İkti- dar tarafından kapatılacağı, hattâ demokratik hayat tarzına son verileceği ihtimalleri memleket sever pek çok kimseyi elddi geklide Üüzüyor. Bu ihtimaller Üze- rinde fikirler söyleniyor, aklın ve basiretin sesi konuş- turaluyor. böyle bir teşebbüsün getireceği sonsuz fe- lAketler belirtiliyor. Daoğrusu istenilirse manzara tamamiyle sun'i şe- kilde, fakat huııu-ıi blr dikkatle bazı eller tarafından yaralılmaktadır. umacı Üüslübu demeçlere hükinı kılırnmak mtenmektvdlr Hattâ dııh.ı ileri giderek fiili bir tedhiş havası estirmek retinde olanlar duhi vardır. Tansiyonun gittikçe yuk&ıelmesl için çalışanlar we gözle görülmekte, elle seçilmektedir. Bunların bir avuç İnsandan müteşekkil olması seslerinin üst perde- den çıkmasına mâÂnli teşkil etmemektedir. Tehditler tehditleri takip etmekte, gözdağı verme teşebbüsleri birbirini kovalamakta, en memleketci düşüncelerle bunlara ehemmiyet verip tehlike cam ı_alanlar iİse gü- rültüyü büsbütün arttırmaktadır nün meselesi tam bir serlnkunlılıkla bu şa- n üstüne çıkmak ve hâdiseleri gerçek mahiyet- lı'.rlylo gdrnıı—ğe çalışmaktır. Son senelere ait Meclis Zzabıtlarımı karıştıranlar oruda Sayın Adnan Mendere- sin alâka çekici bir konuşmasını hulncaklardı a n teşril devrede İktidar e Muhalefet arasında cereyan eden bir tartışmada D. P. nin sayın Genel Başkanı parlisinin Muhalefette bulunduğu yıllarda D. P. idare- cilerinin yüreklerinde yatan bir endişeyi belirtmişlir. Bu endişe Muhalefet Partisinin “iki jandarma İle” o devrin İktidarı tarafından kapatılabileceği ve Demok- rasi tecriüibesine son verilebileceği endişesidir. .nin Muhalefet yıllarındaki o endişesinin D.P. nin İktidar yıllarında bir ümit haline gelip vüreklerde yatmakta devam edip etmedişi bilinmez. Zaten işin o tarufı mühim de değildir. Hattâ dünün İktidarının, eselâ 1950 yılının buşlarında “iki jandarma ile” Mu- î kapatma ve lwmokrwıl_ve paydos deme küdretine sa- hip olup olmadıfı da üzerinde durulmaya değmez bir eledir. Bugünün bilinen hakikati “iki — jandarma iNle” Muhalefet Partisini kapatıp Demokrasiye paydos dlv?blk'cck kabadayının iki jandarmayı bile bulamı- gıdır. Eğer bulursa o bir çift jandarmanın silâhı- nın namlu—ıunu kendi göğsünde hlissedecektir. Zira böyle bir teşebbüs doğrudan doğruya silâhlı hükümet darbesidir, Türkleri 1959 yılının sonunda Demokrasi- den başka bir rejim altında günül rızaalyle yaşatınaya hiç klınse muktedir değildir. Ve aslında bu niyete de hiç kimse sahip görünmemektedir. “İki jandamıa ile" parti kapatma devri çoktan gine göre, C. yvİ ortadan kaldırma.k heves- mı.bllmğlnl sanmak safdilliklerin en büyliğüdür. “O. H. P. nin duruşması” gözler önüne ırı-tlrileblllvor mu ? Bu duruşma acaha hangi şehirde, hangi mahkeme- de, hangi hâkiminin öniünde )apılaıaktır? Başta İsmet İnönü C. H, P. nin mesulleri, jandarmalar refakatinde kemeye getiriliyorlar!.. 1950'de seçimlerin en mü- kemamliyle İktidarı gülerek vermiş, yedi sene içinde lelerin en mükemmeliyle seçmen oylarının hemen yarısını alınış, dokuz senenin sonunda İse milletin miüü- nakaşasız sevgilisi haline gelmiş bu iİnsanlara, bu te- şgekküle bir savcı “gaşrim rulok” isnat ediyor!. De- l? lhuma.l Radyo guzetesinin neşriyatı! m, gene başta lmıet İnönü, yüzseksene yakın milletvekili milletin reyiyle girdikleri Büyük Meclis- dirilmiş masuniyet hırkası par' sinden mühlini bu milletin kulblndc—kl “İnönüye ve ar- kadaşlarına inanç” vyıkılar ıiktan sonra astarı yüzün- den çok daha pahalıya mal olacak böyle bir teşebbü- siin faydasımnı söyler misiniz ? O halde? O halde, isteseler de istemeseler de santin ibrelerini terk döndürme heveslileri Büyük Meclise rirmek, hareketlerine Büyük Meclisin “mu- tahakat dumgası”mı vurdurmak zorund'ıdırlır Büyük Meclise olan itimattır ki N. P. nin sa borazanları- nın kulakları sağır edici gürlıllıu—mılı bir defa daha gülünç hale sokmaktadır. Zira Büyük Meclisten reji- me kastedled bir kararın çıkabileceğini sanmak ne Bil- yük Meelisi, ne de hâkimiyeti asıl elinde tutan Türk milletini hic, ama hiç tanımumıaktır. Buuık Vlm-lls. l) P gmbunu ellerinde tuttukları- raman n bu gruhu hakikaten pek )uınuşıtk h.uşlı hale zı—un hildlklerl onu şaşırtabildik - ri için cesaretleri artmış kimıselerin kanaatlerinin ak- sine hazı meselelerde son derece hassastır. Bu mesele- lerin biri milletvekillerinin teşrii masuniyetidir. Bir de- fa tesrif masuniyet Avayasa meselesidir, İstenmiyen milletvekillerini kollarındamr tutup kapı dışıırı etme hakkı ancak Anavasayı değiştirmekle ol Mecliste büyle bir 1llıniu—tin üçte iki ekseriyet bu!.ıbllıvı-ğlni sanmak İ bilinmez, çılgım olmak kâfi midir ? dendlr ki orada burada huzursuzluk yaratıp kâfi xelwı—ğinl sandıkları bahaneyi arayanlar, hakiki büyük kütlelerin damarına basarak onları çılgına çe- ılrmeve çulışanl-ır, kendllı—rinı masaldaki kuürt yerine kayarak rejime seni illâ da yiyeceğim” diyenler Hoııda bir defa daha zıilunc olacaklar ve ondamın sonra yuvarlanıp gideceklerdir. Nihal —sahnenin oynandığı doğrudur, ama eğer perde bir mezarlığın üzerine ka- panacaksa bu mezarlık Türk vatanı olmayacaktır. Bu mezarlık bir avuç çılgın ihtimq sahibinin münen gö- müleceği bir mezarlık olavuaktır. Aydan gelmemiş her hııng'l bir kimse 1959 Türkl-, yesinin bu basit realitesini bilmiyor olamıyacağına gö- re bugün girisilen teşebbilk yeni bir sindirme, korkut- nıa teşebbüsüdiülr. Yoksa Demokrasiye pavdos& demek, e kadar arzulansa, hakiki makeuı değildir. Bir defa daha “höt” deniliyor. Sese daha fazla tesir verebilmek için dix klıne göçerse, onların canı yakılacaktır. Diş kime geçerse o as astarap, azap verilecektir. Sa ndört senede yetişen. son ondört senede ve- lisen. iİlk “hilrrivet askı” nutuklarını bizzat sayın D.P. yvüklerinden dinleyen ve onlara onlardan fazla ina- Dip İnanncıkta devanı eden her yaştan bir “ ok- rasi nesli” bu fırtınayı da atlatacalıtır. Serinkanlılık- la, dimdik durmasını bilecektir. Her meslekten bu in- sanlar kendilerine düşeni yapacaklar, gürültüye gene abuç bırakmayacaklar, bir sabır, bir medeni cesaret âbidesi halinde sağanağı en zararsız şekilde atlatacak- lardır. Bir adını gerilemiyecekler, en ufak tasvizi ver- meyeceklerdir. Sokak kabadayıları ancak yüreklere dehşet salabilirlerse gayelerine varabilirler. Yürekler l—npılarım kaparlarsa bunlar ter—ı yüz odlp kaçacaklar- Onlara âlet olmu: hoşuna gitmek için 1ıı|ı. astiırap dağıtmıak işini vıık!vnmlş bulıınun talih- sizlerin elinde ise derin bir hicaptan başka şey kalma- yıwaktır. Aâ u boşuna azabı, bu bosuna iıstiırahi da ber- taraf ı-k yapanı zarardan başka netice vermeyen n-nalıklsrı önlemek bir grubun elindedir. Bu grup pek yakında vazifeye başlışmak olan D. P. Meelis Grubudur. Bu Gruhun İslere el koytna vakti, san te- gebbiis gösteriyor ki. artık gelimiştir. Lütfen vazife başına! ARİS, 29 EYLÜL 1959 İi — d Z ea