A $ Almanya Susturmanın yolları anvya — Adalet Bakanı meline kavuştu ama, neticeden kendi- Bi de menmımın değildi. *Lex Soraya” adı verilen meşhur “Süreyya Kanu- nu"nun Bundesrat'ta, yan: eyalet dev- Jetlerinin tenisilci! mirulm* meydana gelen Federal Mecüste katıl edilişi hiç de parlak A!mudı On devletten ancak dördü lehte rey — verdi, öbür eyalet tomsıh-ilı-nnden Üçiü çekim- ser, Üçü de aleyhte rey kullandı. Bu duürüumea göre nn istikbali hiç parlak )zö7ükmemekîedıı Tasarının bundan sonra geçeceği safhada, vani Bundestağg adı verilen Federal Millet Meeclisindeki politikacıların çoğu tasa- rıya aleyhtardır ve bunlara sadece muhalefet partilerinde parusınde de rastlanmaktadır Üüreyya Kanunu'ndan ilk defa 1958 yılının “a»ıq nd bi sedıl- Nisan 1974 SAYIN Şahin Kıal nlatan bir çet L n ne yöpütallan değmüştür. dîmşa hmk va hâdisesinin: entsikalar irtilivyordu. e Silrevya- röportaj son endlire bhunun vayınlan- masınua Klm.ır hnkmnvtımn nasıl olup da müsaade ettiğini anlamadığını SÖYe lemiş ve nihayet hui yüzden İran ile Almanyva arasındakt İmtinasebhetlerin kesilebileceğini iddıa edecek kadar 1- leri gitmisti. Zaten, o sıralarda, bhâzı Alman mecmualarının nesrivatı muhtelif hü- kümetlerin pıııtexîolaınla karşılanı- yordu. Mes rta Doğudaki kralla- rın nıetıe—ılı—ınle Alâkalı haberler ve- ya Hollanda Kralicesi Yıılıaım nın fal- cılara düskünlüğü hakkını Bonn'daki elçiliklerin Alman meti nezdinde bazı teşehbiislere gec- lerine sehep oluntstu. Hükitmet, önce mecmüua sahiplerine ye vazı iş- leri müdürlerine tenbihletde bulun- k ve memleketin dış mitnasebetle- rine zarar Verehilecek neşrivatın dütr- durulmasını “rira” etmek — suretivle işin içinden çıkabileceğini zannetmiş- ti. Neştivat avnı :şiıMı-Lle Jevam edın- ce, bu defa Alman Ceza Kanununa müracaattan baska (HH kalmadı. Fa- kat Ceza Kanunundaki 'hakaret” su- çunun unsurları Ve milevyideleri esas itibariyle 1874 tarihinde tesbit elil- miştir ve bugünkü durum bakımm lan bâzı eksiklikler göstermektedir. Ha- derece sini: zuunda bir hayli yaya kalmıştır.. Doğru L.abere de ceza sgüzer Bakan Schaeffer'in getirdi- , ği tasarıya göre, yayınlanan haber » Cü ıi ü Fritz Sehaetfer Kor h İster dağri, Metor vanlış olsun, bir va- hancı devl sanını Veya ailesini küçük düşîhüf U mahiyetle ige ve bun- dan dolayı Fede ml klnıan Cumhuriye- tinin dış münasebetleri Zzarar göre- cekse, haberi veren muhabir, yahut yazıyı yazan muharrir ıki yıla kadar havis ve ağır para cezasına çarplırıla- caktır. u kanun tasarısı, kolayca tahmin edilebileceği muazzam muhalefetivle Kantında zikredilen suçlarla ilgili ola- rak bâzı tedbirlerin alınması ve yeni mevzuat gotzrılme:ı Jüzüumunu kimse inkâr etmiyordu. t tasarının ge- rekçesindeki ifade taııı ve bilhassa ispat hakkının tanınmamış olması, or- tada basın hilrriyetine yönetilmiş bü- yük bir tehlikenin bulunduğunu gös- teriyordu. Hüküncet, dış politikası uğ- runa., Alman basınını doğrü haher vermek ve halk efkârına hakikatleri göstermek hakkmdan mahnını etmek istiyordu. Asıl endişeve sebep olan unsur da bizzat A Jalet B.ıkanının ka- fasındaki fikirlerin mahivetivdi. Ba- kan, son yıllardaki tutumuyla basını sevmediğini, devlet işlerne dışarıdan karısılmasını how karşılamadığını ve Alman halk efkmım disiplin altında tutmak istediğini açıkça ortava koy- muştu, Meselâ, soen kanun tasarısı ha- sını doğrudan doğruya alâkadar' ettiği hâlde. Herr Sehaeffer, İngilteredeki vası!.. Bibi. rat'a yani Basın $ edip bir de gazetecilerin fikrini almak mhmet ne katlanmanııştı. sarı, yabancı basında da tenkid edıldı Meselâ, meşhur İsvîcre guete— si Neue Zürcher Zeitung, “Alman kümetine dahil bâzı kimselerdeki oto- riter temayüllerin bu artık açıkça ortaya çıktığını” yazdı. Dü visea İzenet : l ) alıa kanun tasarısı Federal Mec- se en, Stern mecmuası- nın meşhur ropoıtajı bir dâva mev- zuu oldu. Alman Dişişleri Bakanı Von Brentano, İran Büyükelçisinin ikazı Üzerine verdiği — heyanatta, Silreyya hakkındaki yazının tamamen yalan olduğunu söyledi. Stern Mmecmuası, bu Bakanın muhartiri küçük düşlir- iddia etti Von Brentano . Fakat, Dişişleri Bakanı dâva mevzuu beyanatı resmi! sıfatıyla verdiği icin adliye mahkeme- dâvaya bakılmayacağından Karlsruhe'deki Anayasa Mahkemesi- ne nıtuaca'ıt etnıek lâzım geldi. DA- merakla bek verdiği dâva dilekçesindeki kuvvetlı sözler bir türlü uunutulmamıştır. dilı-kgedo. %tom in — verdiği haber'm *tarafsız, ciddi ve siyasi bir haber”' olduğu bclııtılmokte Şah ailesinin hu- sust hayatını teşhir maksadının gü- dmmeıhgı ıfade edılmekte ve Von Brentano'nun ri, bâzı gaze- telerdeki jıneknlo]ık tasvirlerle karış- tırmıs olması” hayretle karşıla nmak- tadır. Dâvacılara xöıe on nta- no'nun resmi beyanatı Stern moomua- sını “kitçük dn:xhnwk lekelemek ve halk nazarında afaroz etmek” auretiy- le mükemmel bir hakaret suçu sayıl- malıdır. Alman hasını, “Tex Soraya” da- lavısıyla bu kadar sert bir tepkiyi boş yere göstermemektedir. Sehaeffer'in, bütün muhalefete ryağmen, tasarıyı 18- rarla meclise getirmeğe çalış şmasi l htilkümetin nivetleri hakkında herke- si şüpheye düşürmüştür. Üstelik, hu gibi kanunların tath:ki sırasında baş- ka Memleketlerin gösterdikleri elâs- tikiyete Almanvada Trastlanmıyaca- ğgından — korkulmaktadır. Para meselesi I asın düşmanı Sehaeffer'in tasarısı gazeteciler icin hapisg ve ağır para cezası koymakla iktifa etmemektedir. r detazminat bahis mevzutdur. Xîahkeme doğru veya yanlış, herhan- gi bir haber mua tarafından “mlülnasip” AZ- minat ödenmesine karar verehilecek- tir. Bu “münasip” tazminatın mikta- rını teshit etmek için hangi yollara başvurulacağını tâyin de evalet dev- letlerinin cıkaracakları tâli basın ka- nunlarına bırakılmıştır. Fakat, otoyvi- ter bakanın valnız Federal Mecliste değil, bu evalet devletlerinde de esaslı bir muhalefetle karsşılasacağı şimdi- den kolayca kestirilebilir. Bilhassa hukuk işlerinde miümkün olduğu ka- dar muhtar kalmağa bilvük ehemmi- yet veren devletler, basın hilrriyetini tahdit edici tedbirler mevzuunda Fe- deral akanla isşbirliği etmeği her halde le(oıııhomklı-ıdır Onlar için “dış mtinasebet” dive bir sev bahis orum elbette birinci plâna geçecektir. AKİS,18 AĞUSTOS 1959 1 *, seş 9 v