Fakat, dikkate şayan olan taraf, Makarios da dahil olmak Üzere, ne Kıbrıstaki Türk ve Rum liderlerin, ne de Atina ve Ankara hükümetleri- malarıdır. Zirta uyuşma henliz tamamiyle ortadan değikdir. kalkmış Catlak sesler l cübe cumhuriyeti kurmağa çalı- anlar arasında nisbi bir sükünet hnknm sürerken, altmışlık — tedhişçi Grivas'ın Atinada çıkardığı bozgin- cu sesler havayı bulandırmakta ber- devamdır. Şimdi generalliğe yüksel- tilen eski albav /tlrich andlaşmala- n hüküme- tine çatmakta, Kıbı İngilizlere Ratıldığmı ıddıa etmekte- erek hava- mıştuktan sonra verdiği beyanatta, bütün kabahati Yunanistanı eden hükümetlere yüklemistir. Gri- vas'a göre, beceriksiz hükümetler yü- zünden Yunanistan, artık “gelip ge- çenin tecavüz ettiği bir cesetten fark- sız hale gelmiştir”. Fakat vyüksek per- deden atan General hazretleri, “Yu- nan milleti tarafından dâvet edildiğim takdirde Yunanistanı idare etmek İ- çin 24 saat zarfında hazır olacağım ve böylece emleketi — çöküntüden kurtaracağım: muvaffak olamazsam bevnime bir kursun sıkmağa hazı- rım” demektedir. Gözünü iktidar hır- tavsif etmek zorunda kalmıştır. Fakat olanlar olmuştur. Mahalli anlaşmazlıklara ve gerginliklere ilâ- veten Grivas'ın Atinadan ektiği to- niıs. eri is! batıranıara da tesadüf edilmektedir. İşin asıl kötü tarafı, İngiliz a2- kerleriyle Rumlar arasında -kücü çapta da olsa- sokak kuvveti tarafından yapılan — baskın sonunda bâzı silâhlar ve mühimmat ele geçmiştir. ölge, eskiden BO- KA'nın en küvvetli olduğu bölgeler- den biriydi. Şimdi, Rum evlerinde hnâlâ çok sayıda silâh saklanmakta olması, oralardaki tedhişçilerin müs- takbel bir mücadele için hazırlan- ç-. A4KİS,18 AĞUSTOS 1959 Ü (ıı'ııı-r.ıl Grivas Gözü tepede! makta olduklarına işaret sayılmak- tadır. İşaretler, sadece bunlardan iha- ret değildir. Geçen hafta, #fkoşe rıs Cephesi a şı- rumuzuyla anılan bir gizli teşek- 1 beyannameleri dağıtılmıştır. Makarios Uzlaşıcı YURTTA OLUP RBRİTENLER K. E. M!ciler, Zürich andlaşmaları- na, ancak “Bönosise giden bir vol” gö- züyle bakmak gerektiğini söyleme ik- te, Rumları bu uğurda — mtlc adeleye çağırmaktadırlar li(—_x'unnamelordel—u ifadeye göre, Makaran, “inilliyet ci bir tutumla hareket € ıî gi müddetce Bizli teşkilâtın desteğ inden tavdala- nacak, uksi t'ıımıme tekrar Aaliâhlar konummaka başlayacaktır. Üslüp. ay- nen EOKA Üslühbudur ve zaten ED- MA'cılar gibi. K. E. M.'cilerin de e- ki t(Vİhl*('HPr n'ıiu undan kimse stip- he etmemektet Bu arada, (Jııvas'la Mukarios a- rasındaki uzlaşma — teşebhüslerinin hanxgi safhada olduğu pek acıkca bel- N değildir. Görünlişe bakılırsa, ted- hişci General, Başpiskoposla — anlas- mak taraftarı değildir. Hattâ, Maka- rios'ln temsilcisi Piskopos Athimos, gecen hafta, Genernlle kantışlıp bir uzlasına zemini bulmak için Atinaya geldiği zaman, inadıyla meşhur olan toplayıp tir. Fakat, Makarios'un korkusu ve onunla anlaşm adar büyüktür ki. hu rağmen, Athimas'a haber vollanmış vye Atinadan avrılmayıp tedhişçi ge- nerah beklemesi istenmiştir. Turizm Sudan sözler... C ünlerim İetanbnlda dpnhe mrmek ve dinlenmekle geçiren C. H ta Cuma güntl Moda Jübünde gazetecilere verdiği beyanat, pek çok kimse tarafından “pek du- dan” huhınd İnönünün Üslühbu yumusak, a mahiyeti sert konuşmalarına alışan- lar ve bu konuşmalarda C. H. P. li- derinin meselelerin aslına nüfuzuna hayranlık duyanlar, Lozan Kulübü konuşması karşısında hayal kırıklı- gina uğradılar. Değişikliğin sebebini keşfetmek cok güctü ama. en KUvVv- vetli ihtimal, gtinlerden heri suva gi- ren İnöntlinün hundan dolayı “audan” bir kKonuşma yapmış olmasıydı! Aslında, Cuma gilnkit kanuşma, C H. P. Genel Başkanının İK “sü- dan” heyanatı değildi. Meclisin bir avlık hayram latılinden favda!anarak İstanbula ızelon ve her gün denize giren İnönü, o günlerde C. H. P. İ Mer ko7ın<le bıı hbasın toplantısı vap- misti. O konuşmada tipki Lozan Kü- bi? beyanatı gibi “sudan” sözlerden ibaretti. Fakat -hikmetinden sual 0- linmaz- bu basın toplantısı hakkında “nesir yasağı” kararı alınması, İnö- nüden daima alıştıkları gım söıler i- gitmek İstevenleri mukadder bir ha- yal kırıklığından kuMsmııstı. Lozan Kulübit konuşması hakkın- da nesir yasağı kararı almamak akıl- hhığının gösterilmesi sayesinde, halk efkârı Muhalefet TLiderinin pek su- dan konuştuğunu öğrenmekten mah- 1