i YURTTA OLUP BİTENLER, -— En kiyme ı' rhard geliyer. Aman ne iyi. ne ' müzakrreler yapılacak, belki Ümtde Kapılınamak mlnktin değ imitellifi. refah” aillı bir. kitahin diye ed faslının iİR parazrafını şöyle bir iyi yeri Put ”/'ı/lı «al:k dmf xetla yııl vor” , CErhard pusnlay V.8 « ÜHediye eder ve mesela der ki: eİmeyin”, Bakınız o paraş I ifta Erhard n neMİk 'İşler Dairest Reisi ve Bonn HR çalışnıd Yıllarına a;:' yazete kup Terin” başlıklardna gö hard. Ağır Sanayi Bıkııın N Bütün bunlara karşı Erhard. P tutan grupuna koşüp "Ilıışka türtli Kanınunu ağırlaştırtmadı, “Mali iti gibi muğlak suçlar icat ettirip, bun tirtmedi. Hiç, “Hakarete uğradım” Ama, Almanya kulkındı! Zira kunün örtemiyorsa, hakiki kabiliy Lluıııhı gemleyemiyor kapitalist preng Mmemleketine dömnlü ve memleketimizi unuttu Zorlunun çilekleri x lman İktisat NÂAzırının zelişi do- layısiyle. saraylı ve Savaronalı protokol faalivetinin vanı sır leri Bakanlığı bir iktisadi Sah—ınıa)a da uahne oldu iliğın kurmay heyeti. Ha Işık ve S(ımih Günverin hnşkanlığmda gece geç vakitlere lar göz nuru dökerek Erhatti!'a — sunulacak dokü- nı.'ınlaı—ı hazırladıla n İşik vey Şemıh Günver, larının <a beğen âinden emin .dnkümanlaı elde. I—a— me- tiler. İktisadi kurmayın — tahminleri yilesini ışlehne—ıinı ortaya çıkmasını onlar eski Yapmışlardı. >ce kirler bulmak için kala yormamış- tardı. Kurmay heyetinin hu muhayyile noksanlığını bizzat Fatin Rüstü Zorlu telâfi etti: Meselâ çilek meselesi orta- va atılabilirdi. Dişişleri — Bakanının geçim bölgesi olan Çanakkalede, der- hal büyük ölçüde çilek yetiştirmek istiyor du Halbuki klâsık :_ı: z £ 2 % (— : Uııı.ııılar da şyardım eli uzatacaklar. Ama, daha sevindirici bir llıllııı.ıl var. dMaltım, Kit A Pelki tatbsafirisniz bundan bir nüshayı, İarzalayarak, Hediye eder ve mesela der ki: “Nevgili dostlar, Pazar Ekonemisinin Değisit lrıılıtıııı faşıyan İkinci kısmının I—,I Geçlyor başlığını taşıyan Suhinız © |ıar.ıı_rnfla Krhard ne diyor: Bünü enlamak seon hartdindeydi. MenNtafler başliığini Taşıyat beşline “İktisat Bakanı — Stokç ve bunlara benzer mültefit sıfatların sahıbiıydim. di Hediye ! Tabii kendisiyle mali, iktisadi FErhard “Herken için ap, Alman kalkınmasının hikâyesi bizim üsladinrta he- okuyun Aı'ı tenkidler asadece sendi- samanki gazeteleri okumuak birkaç man “Fiyatlar “Fiyatlarda keşmekeş”, için o İşte, vi şaşırdi”, “Sevgili dontlar, Ekonomi ve Hhususa i kısanıın da İlk paragrafını ihmal e diyor: Önümde, Frankfurtta Eko- 'da Federal İktisat Bakam olduğum ürleri duruyor. O zamanlar. yazete- Müstehlikin düşmamı”, “Er- idların ve spekülütörlerin hümisi” ürtisinin Mecliste hâakimiyeti elinde D amuüvaffak — olamayız” diye Basın barı sarsmuak”, "l.üci'ık düşürmek” lar kçin senelerle hapis uıaları biç- ıll_uı ııınhkı—ııu-lı-re de gitmedi. alisi beceriksizlikleri nuııi lılçhir P"lfl'i de hiçbir manşet başa mümkündü. Zorlu. geçenlerde Canak- ihraç edebilirdi. evvel nakliye meselesiydi. çileği gösterip, nakliye için mını istemek pekâlâ mümkündü. Sonra gittikçe zenginlesen — Alman- ların büyük ölçüde istihlâke başla- dıkları şeftali, Bursada halen kilu- sit 10 kurüuşa — satılıyordüu. — Bi işe, Zorlunun nutkunu dinleyen Diışiş- leri Bakanlığının yüksek memurlarnt pek saştılar ve “biz şeftaliyi 1.5 lira- dan yıyoruz”" diye mırıldandılar. Fa- kat Bursada serftalinin nakliyedeki güçlükler yüzünden yok pahasına sa- tıldığı aşikârdı. Bunu önlemek için Erhard'a “İşte şeftali.. Nakledin ve- ya bize nakliye vasıtaları temin edin” demek lazımd Sonra ortada sosyalist Prof. Bu- ade'nin hazırladığı rapor vardı. Rapor. gerçi Türk ziraatının kapkara bir tablosunu çiziyordu. Ama bit sa- dece iç nolitika bakımından kötü bir rapordu. Aslında Baade. ziraatteki fe- lâketin önlenmesi için muazzam yatı- rımlara ihtiyac olduğunu söyliyerek, Türkiyeye dış yardım — müzakerele- rinde kullanılacak kuvvetli bir koz hedive etmişti. Baade'nin hediyesi de- Berlendirilimeliydi. Nitekim Su İşleri idaresi. derhal 3 mılyar lira porteli 10 yıllık bir sulama — programı İhazırla- muşti. Sulama programının neticesin- de Türkiyenin bir zırai mahsuller am- barı haline geleceği Erhard'a anlatı- labilir, ondan Alman sermayesin.n yardımı istenebilir. Türkiyenin “ü—ıleıek Paza veya bu şekilde — katılmasını va ştii temin için. Erhard'ı ikna etimek hususunda en iİnandırıcı delili. memleketimizin zaral imkâpları teşkil edivordu. Ev- hard'ı Türkiyenin. Müşterek Pazarın bir “meyva ve sebze bahçesi” geleceğine inandırmak işin başı, muhayyileye dayanıyordu. Dişişleri Bakanlığı yüksek memur- Tarı, yukarıdan gelen bu ilhamlarla mücehhez olarak raporlarını veni baştan gözden geçirdiler. ilâveler vap- ar. Geçen haflanın sonuna doğru rapor, yeni şekliyle Zorluya sınuldu. Sonra Koorldinasyon Heyeti tarafın- dan süzgecten geç rildi. Müzakereler ı? rhard ile müzakereler, bu hafta- 1 nin içinde İstanbulda başlıyacak- tır. Türk hevyetine Başbakanın ve Polatkan. Zorlu, Ataman ve Erkmen- den miltesşekkil iktisadi bakanların katılması milzakerelere verilen ehem- miyoti go—tmmoktwiır günü dobra dobra söyleyen bir kim- sedir. Nitekim lak günlerinde, yani 1953 yılında Pa- riste bizzat Mendevrese görülmemiş kalkınma hakkındaki fikirlerini söy- lemekten çekinmemiştir. Mendetgs o tarihlerde Erhard'ın bu dohre dobra konuşmasını hiç beğenmemiş, onu sert bir. Framlsızcayla “iç işlerimize ratın Rüstü Zorlu © Çilekçi!. « ) 4KİS,18 AĞUSTOS 1959 vi z kalkınmanın en par- *