AKİS,& TEMMUZ 1957 temas edebilir. Ben hâlâ milletveki- Hyim. Hakkımda tevkif müzekkeresi en ru mege kalabalık da kendisini takibe başlamıştı. Coplar iş başında ölükbaşının bu beklenmedik ha- reketi vazifeli emniyet memurla- rını çok şaşırtmıştı. Bölükbaşı ar- kasındaki kalabalıkla kapının iati- kametini tutunca sivil, resmi, kori- dorları dolduran polis memurları da harekete geçtiler, Bölükbaşının ar- kasından koşmaya başladılar. Bölük- başı Adliye kapısında görününce o- lup bitenleri dikkatle fakat dışardan takip eden halk tezahürata başladı. “Hürriyet kahramanı çok yaşa.. Se- BAĞLANINCA... i Anayasa, tıpkı D.P. tüzüğü gibi rafa, Osman Bölükbaşı da * Kendlnlnl Cumhurhaşkanlığına namzet ıönn Meelisin kürsitsiinde paraladığı küfürleri vip edecek bir tek aklı başında adam düşünülebilir mi? Açınıı zahıtları, meşhur celsede Osmuan Bolükbasıyı en ziyade hararetle müdafaa edenle- n sözcüsü dalma kibar Ralf Aybar bu sözleri asla tasvip etmediklerini blldlreı-ek konuşmasına başlıyor. İsmet arı mâazur Ki e yok. Hattâ Bölükbaşının arkadaşları böyle boş bir gayrete kendile- rlnl kaı)tırmnnrlnr Hepsi Anayasanın mu ve ararın nasıl vahim bir karar olabileceğini hatırlatıyor. ('ıön e kadar isterdi ki bir de Demok kü neticeyi doğuracağını, yani küfret- İsa misullü çarmıha... rin sözlerini okuyunuz. Hür. İnönünün irtlenli beyanında o (âfl ü yapıyoruz” deul n. Kararın bu mel usurunun gözlerden tamamılyle kaybolup Anayasayı vakıasının ortada kalacağını. küfürleri bin defa büyük süratle 'l'ürkivenln dört bir tarafına yayılacağını aha sünde i(üfredlp. tek duğu su götürmiyecek delilleri birer birer ortaya koyarsın, Anayasayı değiştirir, önlemek istediğini önlernin, Osman Bölükbaşıyı da Anuyasa değişmeden böyle bir harekette bulunduğu için sudece tin, milletin mukadderatını elinde tutmaya heveslen takbel Cumhurbuşkanı!” diye teşhir ederek cezaların en büyi bizzat demokratları can evlerinden rencide eden bir haksızlığın işlenme- sine set çekersin. z ira bir partinin Genel Başkanı dahi olsa bir ınllletveklllnln Meclılu kür- süsünde galiz küfürler sarfetmesi elbette ki şayanı teessllf' sayı uluorta hiçe sayması gibi ne mlelu.—.t karşı tehlikelidir. Birinci hareket sadece söyliyene zarar verir. ikinci ha- et ise bir rejimi. bir sistemi tehdit altında bırakır kl o takdirde bü- tün millettn tek vücut halinde böyle hir zihniyete İktidarın Anuyas e rİ lota öıle bir tehlike ile kar$ onun telâşından Bölükbaşının mıi.n gözden kaybolmuş, herkes 1neş, ki aynı Meclis kurauıcnnden Bolukbaçımnkller İktidar partisinin cu olmusın... n Bölükbaşının mi İstlvnnoun? Bir adamın Meeclis kürsü- karşıya bulunduğu endlğeulnl usrmlştlr ki bı—mıı, ama küç! erleri tarafından saçıldığında aynı D.P. riyeti, o hassas D.P, ek—wrlwtl kılını dahi kıpırdatmaya ma, ne çare, basiret bir kere bıtlınmuııı ve ihtimal ki Abbus yol- ni bekliyeceğiz” diye bhağrışıyorlardı. Bu sırada polis copları kıyasıya işle- meye başlamıştı. Bölükbaşının en yakınında günlerden heri onu bir göl- ge gibi takip eden gazeteciler vardı. Boşlukta işleyen bu coplardan en fazla hisse de gazetecilere i mail Yaltırak polis tarafından bir hayli hırpalandı. Bölükbaşı bir arabaya atladı ve süratle Necatibey Caddesindeki evi- ne geldi. Necatibey Caddesindeki e- vin etrafı da Adliye civarı kadar ka- labahktı. Bölükbaşıyı evinde ilk kar- şılayan kızı Gül oldu. Baba kız yaş- b gözlerle birbirinin kucağına atılıp sarıldılar. lükbaşının evi anda tıklım tikliım doldü. Zıyaretçller ara- üstadın bu toprakla ham de Büyük üzerinde taa- örür mahiyette bir tek keli- utlak serahatı üzerinde duruyor rat çıksın da “arkadaşlar. ne ihlâl etmek yay! ahllmğinden ı.rtıcağını kestirmek k,-ln vısııt dışarda — tekrarlama- ekseriyetin var, eclise gelirsin, haklı ol- “işte memleke- enen adam! İşte müs- ünü verir, . Ama bir e ne rejime afaa vaziyetine ı'lrmlştlr kadar vakıuıkxız kullmek—r a lüzüum hlı—uımemlşîl YURTTA OLUP BİTENLER sında Fethi Çelikhas, Feridun Ergin, E e dini alamıyordu. Hür P. lerı “Hür- nvetm partisi gelir, ama kendisi gel- mez” cüm)esıyle karşıladı. Tevkif Bömkhaşınm evi bir ana baba gü- nüne döndüğü sırada kapıya ya- naşan bir otomaobilden topluca genç Şube Müdürü Niyazi Bicioğlunu ta- | nıyanlar durumdan Bölükbaşıyı ha- | berdar ettiler. Bölükbaşı Birinci Şu- | be Müdürünü karşıladı ve çocuklu- riyle vedalaşmak için 5 dakika mü- ! saade istedi. Bu esnada bütün hazır bulunanların gözlenni yaşartan Çocuklarını diızi- ne oturtan Bölükbaşı oğluna “Sen | le zindana atmışlardı, dedi. Snnden tek bir şey istiyorum, yav va- tana ve babana lâyık bir elet o!ma- nı..” Birinci Şube Müdürünün sabır- p sızlandığını gören Bölükbaşı çocuk- lariyle beraber aşağı İndi ve evinden çıktı. Kalabalık derhal Bölükbaşının etrafını aldı. Vazifeli polisler de cop- larını çalıştırmaya ve halkı itip yol açmaya koyuldular. Bu arada Ahmet Bilgin ve Fethi Çelikbaşla polisler a- rasında münakaşalar oldu. Çocukla- rını son bir defa daha öpen Bölük- başı, Niyazi Bicioğluyla birlikte oto- | mobile bindi ve Adliyenin yolunu uttu Adliyede esen hava büsbütün e- lektrikliydi. Savcı Ziya Ülgener tev- kif muamelesini bir an evvel tamam - | layıp Bölükbaşıyı Cezaevi 1 önder- Fuad Arna Mudafi