YURTTA OLUP BİTENLER Adil Güneşoğlu “Ne çıkar, efemdim!” çerde Osman Bölükbhaşının isticvap edildiğini, C.M.P. liderinin belki de yorgunluktan ve da.ha çok heyecandan sapsarıydı. M.P. Genel Başkanı çok hiddetli gö- rülnüyordu. Böllülkbaşı Baro odasında dinlenirken hakkındaki tahkikat doa- yazı, Sorgu Hakimliğinden nöbetçi savcılığına mütalâasını bildirmesi i- cin gönderiliyordu. Nöbetçi Savcı Zi- ya Ülgener dosyayı mlıtalâaıı ile bir- likte 17 dakika içinde Sorg âkim liğine gönderdi. İşlerin sümti Bömk- başının gönlüne ferahlık verecek gi- bi değildi. Esasen Bölükbaşının avu- katlarının sabahki itirazını tetkik ve reddeden Asliye Hâkimi Âdil Güneş- oflunun nöbetci olmadığı halde ve SAAt 18.30 u geçmesine rağme n Ad- liyeden ayrılmaması d Ge- nel Başkanının avukıtlanm kuşku— landırmıştı. Reddi hâkim talebi Bolükbaşımn avukatları kararı tas- vkiinde bulunan Âdil Güneşoklu hnkkında reddi hâkim ta- Jebinde bulunmayı uygun görlyor- lardı. Red sebehi, hâkimin avukatla- rın itirazlarını reddederek ihsası rey- de bulunması ve kendisinin 25 yılı doldurduğu için teminatsız hâkim sa- yılacağı noktalarına dayanıyordu. hâkim dilekçelerini hazır- tiler. Adıl Güneşoğlu dilekçeyi almı- yor, “Kaydiyesini yaptırıp getiriniz” diyordu. Halbuki mesai saati dolalı çok olmuş. vezne çoktan kapanmış- tı. Bunun Üzerine avukatlarla Âdil Güneşoğlu arasında sert münakaşa- lar başladı. Âdil Güneşoğlu avukat- lara kendisinin fazla rahatsız edil- memesini, aksi halde polis çağıraca- ğını söylüyordu. Nitekim az sonra polis de çağırdı. Esasen ufak salon ağzına kad. dolmuştu. Polislerin Salonda artık gaze çok polis vardı. çinde Fuat ileri fırlıyarak: “Lütfen red dilekçemizi aldığınızı bildirin, hâkim bey!” dedi. Güneşoğ- lu da “Aldım efendim” deyince Arna: “SŞu halde bırakınız vazifenizi. Ka- nun bunu emreder” diye heyecanla bağırdı Fakat Âdil Güneşoğlu çoktan ka- pısını kapamış odasına çekilmişti Bölükbaşı da heyecanlıydı. kapalı Bapıya sesleniyordu: “Cereyan eden hâdiseler karşısında siz de anlayışlı olunuz". oğlu göründü: i, Ümmeti yaşıyor. Atatürk öldü, mille- ti yaşıyor. Bölükbaşı tevkif edilirse ne çıkar?” dedi. Bölükbaşı bunun Üzerine koridor- daki tahta sıralardan birinin Üzerine l ledi ve bunun “Savcının emri” oldu- ğunu ilâve etti .M.P. Genel Başkanı gene ken- dini öfkeye terketmişti. Sesinin olan- ca kuvvetiyle “Bunu yapamazsınız, diyordu. Savcı böyle bir emri vere- mez. Maznun avukatiyle her dakika BASİRET BİR KERE ür veren yast partinin Gene tiriyor. fami de başına gidecekler ve reylerini C. xelâns Osman aynası bu. Hal efkârın bu günkü sevk ve idaresindeki — teşekktile meyi hatırdan dahi geçirmlyor. man Bölükbhaşı katen alınmıyacak &0: nin ne namussuzluğunu, ne te ki, iki ellerini yan takbel C ıımhurhaqkı.nını" dsr gelen elçitileri kabul edecek ve s lmdl yı alâkadar edeni bir jet u tefsir kaldırmıyacak sari D.P. organları sabahtan akşama kad. makal men Bölükbaşıya mmuliyet bilirmiş. Varsın olmasın, lükbaşı o küfür! zapta n, işte buna m sa oluım &nlcmnk lâzım dan geçilmiyor; saııkl yarın bir seçim ©o M. P. ye verip Osman Bölükhaşıyı Dev- let Başkanı ınımklu. Türkiye Cumhuriyetinin dördüncü Başkanı Ek- Bölükbaşı! Hiç olmazsa. mın kendisine lâyık bulduğu makam bukl senelerden beri büyüklü küçüklü seçimler ve umumt gelişme tarzı gösteriyor kl nasıl bir tiyatro sanatkâ- rını hayranlıkla dinleyen halk ona reyini vermeyi düşhnmüvorua çok yerde bir mânasız -veya çaresiz- ekalliyetten başkası sevimli lideri yüksek Kendisini müstakbel Cumhurhaşkanlığına ı bir gün Büyük Meclisin kürsüstne çıkıyor ve ağıza haki- derece galiz şaklığını, ne hayulyetul'ı.llğinl bırakıyor. Simdi bir akıllı lkî-ldır leo bir 'Fv Ümmeti “uhummn bakın şu miün- e blr de blılm İktidarin hareket tarzına bakınız. Ne Başka milletvekillerinin teşril mauunlu—tlnrl.nln kaldırılmnııına ılt tekllner dosyalarda sıra beklerken Osman Bölükbaşı- çağına Meclise sevkediliyor. llem de nasıl ııovkodillvor’ vekili Meclis kürsüsünden söylodlki ııöıleıd mesul edi larına bunun aksi şekilde rey va-dlrt _k için tepiniyorlar. Başma eler, fıkralar.. Aka kara donıı,—lılı- yükleme a!: Bü_vük D.P. Illerln dertleri başka. Osman Bö- ya; artık ocak ocak. bucual hir şehir dolasıp sözlerini tekrarlıyacak Her gittiği yerde D.P. li millet- ıeklllorlnden “namuasuzlar, hıwılwtnlzler zalimlerin uşakları” diye bah- sede üsaade © Klmdlr Osman Bölükbaşı? Büylük değli. yaygın değil, ltlııml hanA hu- ğll ama nlhnve' Büyük Meecliste lemııll Adam, üstelik iddialı bir ada şuyor. sözlinü dlnlrthor, dlnlLvanlerl eğlendiriyor, kondlslnden bahset- ün Türkiyede duyulmuş. Zaman oluyor ki çalımın- olsa seçmenler kuzu kuzu sandık adamın gönlünde yatan bu. ada- bu. çehresini temaşa eylediği dev memleket — mukadderatını tmllm et- yakıştıran bu aynı Ot- küfürler savuruyor. Siyasi rakipleri- durum karşısında ne yapar? Elhet- da., aman reylerinizi onun partisi- Bık Ş Ne vermeyi sakın ihmal etmeyin! Yırın Türkiye (umlııırhetlııı şahsında temsil edecek, yabancı diyarlara elçiler gönderecek, bizim önünde adam. işte bir parlumenloda böyle kelimelerle konuşan udamdır... Buyu- runuz. size teşhir ediyoruz. tepe tepe kullanınız. İktidar Osman Bölükbaşıya kızıyor mu. İktidar Osman Bölükbaşıyı tepelemek mi istiyor? Üstadı böyle bir bütün melekleri bir araya gelseler kurtaramazlardı. yabancı diyarlardan am-aıtımııı eğeceğlmiz darbenin hışmından gökyüzünün un, ne bindiriliyor ve ırbrıılmemlş blr sür'atle Anayas hiç bir maddesine rağm C.M.P. llderinln Meclis külrsüsündeki sözlerinden oeııl mesullvet cıkarılaruk Anayasa “millet- ilemez” m| diyor ? r kendi ekseriyet grupları mensup- kaleler, Anayasanın bu maddesine rağ- asında zerre kadar fark olmaya- k bucak. şe- mek, bunu her ne pahasaına olur- 4KİS,6 TEMMUZ 1953