OLUP BİTENLER YURTTA turduğtunu birbirlerine hatırlatıyorlar- dı. Bakanlar doğruca merasimin ya- pılacağı spor sahasında hazırlanan tribüne gitmişlerdi. Biraz önce Bö- Mikbaşı geçerken tezahürat — yapan halkı ooplır ve ciplerle dağıtmaya çalışan, arada vazifelerini yapan metecılen bıle döğen emniyet me- murları ettir. bilinmez ba- kanlara yapılan tezahüratı esas va- ziyetinde bekliyerek seyrediyorlardı. Anlaşılan madalyon tek taraflıy- di ve Demoklesin kılıcı bugün için sadece Bolükbaşı'nın başına d ç lükbaşı halk arasına oturmuştu. Şeref tribününde yer alanlar gra- sında — bilhassa 1954 — seçimlerinde mağlup olan D. P. adayları da var- dı. Bu hal Kirşehirlilerin pek tuha- fına gitmişti. Seçtikleri yerine, şe- rasından buraya cağırmayı düşün- müyordu. C.M.P. ve C.H.P, İl İda- re Kurulu üyeleri şehir adına şeref tribününe kadar gelerek bakanla- ra hoş geldiniz dedikleri — sırada bir şahıs Celâl Yardımcı'nın kula- Ankara'dan arıyorlar” ded Ama doğrusu Celâl Yardımcı'nın yerinden kımıldamağa niyeti yoktu. Ama biraz sonra aynı şahsın tekrar geldiği görüldü. Celâl Yardımcı'ya hi- taben “Efendim, sizi Başbakan isti- yormuş” deyince Yardımcı aceleyle lebican'ın yerinden doğrulup, bandoya doğru bakması, tören başlasın emri şeklinde anlaşıldı İstiklâl Marşı ça- hnarak törene başlandı. söz alan İçişleri Ba- Gedik, Hükümetin Kır- şehirliler için elinden gelen her şeyi yapacağını müjdeledi. İçişleri Ba- kanının nu' zaman zaman alkış- tarla kesiliyor ve Dr. Namık Gedik bu alkışluı eğ'nere.k mukabele edi- yordu rtada bir tuhaflık var- dı. zıra alkışlar İçişleri Bakanının sözleriyle pek alâkalıya benzemiyor- du. Meselâ her hangi bi cümlenin orta yerinde bir alkış kopuyor, “Ya- .. l Yardımcıyla göz göze çeldi. bunun ardından İçişleri renin sona erdiğini söyliyerek sözle- rine son verdi. İstanbul savcısının telâşı Kımhir'ın yeniden vilâyet olma- sından bir sün sonraydı. Cumhu- riyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürlü- ğgünün 228229 numaralı telefonu uzun edildiğine dair haberleri okuyup düzelten, kum- e! t ral, uzunca boylu genç adam ahize- ye doğru uzandı. Bu Cumhuriyetin Yazı İzleri Müdürü Ali İhsan Gö- ğüştü. — Telefondaki ses kendisini tanıttı. Savcı yardımcılarından bi- riydi ve o sabah bütün İstanbul ga- zetelerinde olduğu gibi Cumhuri- yette de manşette yer almış olan Kırşehir hadiseleri hakkındaki habe- rin tekzip edileceğini, bu bakımdan ilerde teknik zorluklarla karşılaşıl- mıması için, Basın Kanununun “ay- sütunda ve aynı puntularla neş- ri" kaydını hatırlatıyor, yer — ayrıl- masını bildiriyordu. Ali İhsan Göğüş, Savcı Yardımcısına bu gibi işlerin telefonda hallinin mahzurlu olduğunu hatırlatarak işinin başına döndü. A- radân çok zaman geçmeden genç Yazı İşleri Müdürünün kapısı vuruldu ve içeriye Emniyetin bir memuru gir- di. Elinde İstanbul Savcılığının baş- lığını taşıyan bir kâğıt vardı. KAğıt- ta Kıirşehir hâdisesiyle alâkalı habe- rin tekzip edileceği, buna göre yer ayrılması yazılıydı. Birinci Şubeye mensup sivil polis, Yazı İşleri Mü- Paşanın Kerameti ikbinler kralı İsnmet İnönü bu hafta herkesin gönlüne Bu serptiği kanaatinde olmalı.. Nikbinler kralının —açtıtı cev- her şu: “Bütün rtller Tür- klvenln sİyasi rejımı (ıl.urak De- seçmişlerdir!” Flhetu- Ama şu Demokrasi- nin tarifinde rine bu etiketi vurup salı sa- hverdikten sonra... düründen bu talimatı okuyup im- zalamasını istiyordu. Genç Yazı İş- leri Müdürü durumu bir anda kav- ramıştı. Nedense İstanbul — Savcısı Bölükbaşının tevkıf edildiği haberi- nin manşete çıkarılmasını istemiyor- du ve bir gün önceki Kırşehir habe- rini tekzip ederek mameti bu tek- zible durdurmayı düşünmüştü. — İyi ama ortada daha tekzib yoktu ki tek- zibi manşete çıkarayım diye imza versin. Polisin imza talebini reddet- ti. Evet, kanun karşısında boynu kıldan inceydâ.. Tekzib gelsin, ka- nunun emrettiği hükümler gereğin- tekzib ğim diye imza veremezdi y te gazete dolaştırılan bu talımıta karşılık bir çok gazetenin mesulleri- nin verdikleri cevap aynı olmuştu. Bu arada Savcılığın taktiğini anlıyan gazeteciler kendi aralarında bir te- lefonla durumu müzakere ediyor- lardı. Şayet tekzip gelirse kanunen koymakla mükellef oldukları — yere koyacaklardı. Ama ne olurs:; olsun Bölükbaşının tevkif edildiği haberi- nt de küçllitmeyecekler, manşete ko- yamadıklarına göre, gazeteci tabiriy- le sürmanşet yapacaklar, yani ga- zetelerinin kırmızı mürekkeple ba- sılan isimlerinin daha da ünde Bölükbaşının tevkif edildiğini bildi- receklerdi. Fakat o arada ne olduy- leri Müdürlerinin telefonları defa daha çaldı. Savcılık şimdilik kaydiyle tekzıpten vazgeçildiğini ha- ber veriyori Âmasya Kıssadan hisse G eçen haftanın sonunda Cumartesi akşamı Amasyada büyük veha- raretli bır faaliyet hüküm sürüyor- du. Şehrin bütün nakil vasıtaları kı- ralanmıştı Cipler Amasyanın dar kaklarında mekik dokuyorlardı. En üÜlcra kapılar çalınıyor. rey pusulala- rı birakılıyordu. Ayni arabalar erte- si gün, sabahın erken saatlarında seçmenleri sandık başına taşıyorlar- dı. Pazar günü Amasyada belediye seçimleri yapılıyordu. Umum! seçim- lerin arifesinde kuvvetlerini kantara vurmak bakımından, bütlüin siyasi partiler bu ufak denemeye aon dere- ce ehemmiyet veriyorlardı. D.P. A- masya İl Merkezinin ışıkları sabaha kadar sönmemişti. Seçimlerde İkti- darda olmanın bütün pozları cö- mertçe kullanılacaktı. Hür. P. de bu seçimlere Ümitle giriyordu. Zira ge- çen seçimlerde Amasyada Belediye seçimlerini müÜstakiller kazanmıştı ve bu müstakillerden çoğu Hür. P nin kurulması Üzerine yeni partiye kaydolundukları için Amasya Bele- diye Meclisinde ekseriyeti Hür. P. liler teşkil ediyordu. Bu sebeple Hür.P. Belediye seçimlerinin arifesinde bü- tün ağır silâhlarını cepheye sürmüş, en şöhretli hatiplerini — Amasyaya göndermişti. C.H.P. işe bu iki parti kadar ehemmiyet vermemişti. Fakat netice Hür. P. kadar D.P, için de ha- yal kırıcı olmuştu. 10600 seçmenin e 65 i sandık başına gelmişti. D. P. ise seçimlere katılmamıştı. Hür. P. iki büyük partinin epey- ce gerisinde kalmıştı. Fakat en mü- him nokta D.P. nin iki muhalefet partisinin topladığı rey yeküânundan daha az rey almasıydı. Tek başlarına şimdiki iktidarı yenemiyen muhale- fet partileri, birleştikleri takdirde çoğunluğu elde edebileceklerdi masya belediye seçimleri bu ba- kımdan çok manidardı. Seçimler ari- fesinde işbirliğinin ehemmiyetini a- çıkça gösteriyordu. Hâlâ şahsi he- saplardan, alınganlıklardan kurtula- mıyan muhalefet partileri liderleri bu neticeden ibret almalıydı. Muhalefe- tin hakikatleri görmesi icin çok za- man kalmamıştı. Şimdiki İktidardan Ümitlerini kesen vatandaşlar, muha- lefetin gözlerinin bir an evvel ıçıl—- masını Ümit ediyorlardı. * AKİS,6 TEMMUZ 1957 c F &, d eT ,