DÜNYADA OLUP BİTENLER ya aykırı hareket etmek demek ola- caktır. - « S Yükqek Mnhkemenin bu kararın- Olld DO(]U(İGİ(İ MllCddBle dan sonra Kong artık Amerikan vatandaşlarının husust hayatlarına M a Ş —'! ÇU DA f 4' ) karışarak onlar Üzerinde kolay olmıyacak, Washington'daki hâkimler tarihe al- tın satırlarla geçecek bir örnek ver- mişlerdir İngiltere Kraliçenin Başbakanları G eçen haftanın ortalarına doğru, Londrada, herbiri dünyanın bir ucundan, - kimi Asyadan, kimi Avus- tralyadan, kimi Afrikadan, kimi A- merikadan - gelmiş, çeşitli ırk ve din- lere mensup, çeşitli renkte tam on başbakan toplandı. Bunlar, Britanya Milletler Camiası Devletlerinin baş- bakanlarıydı. Bilindiği gibi, Britanya Milletler Camiası çok uzun bir tariht gelişimin neticesinde kurulmuş bir topluluktu. Eskiden İngiliz hakimiye- bakımdan devam ettirebilmek maksa- V hxi0 vinaya BİR kuca #WUMARASI VERİLİR «Ab su İsmail olmasaydı!”. Her- * Akalde sıkıntılı anlarında bu &öÖZ, Mr. Dulles'ın dudaklarının ucuna gelmektedir. Hukikaten, eğer İs- rajll olmasaydı, Amerikanın Orta Doku siyaseti gayet iyi yürüye- cekti. Eisenhower döktrini beklen- diğinden daha büyük bir muvaffa- kiyete namzetti Düne kadar Nâüsırın en hararet- dostu olan Kral Suud cephe de- giştirmişti. Altıncı Filoya pek faz- la iş düşmeden genç K yin tahtını kurtarmıştı. ç nerdeyse hudut diı- haş ı.'ı-urıııı—k güç olmyacaktı. n—tle A rerika, İngiltere ve Fran- ada çılan boşluğu kolayca dol- dıır.ıblleı—ekn Böylece Mısıra silâh safışıyla Orta — Doğu sahnesinde boy gösteren Rusyanın bu bölge- den ayuğı kesilecekti. . “Ah, şu İsrail olmasay- » Amerlka İsrailin ortadan kal- dırılmasına müsaada edemezdi. Ne Amerikan halk efkârı, ne diğer medeni memleketler böyle bir $e- yi kabul edebilirlerdi. Esasen Arap memleketleri halen böyle bir teşeh- büsü gerçeklestirecek Aaskeri güce sahip bulunmuyorlardı. Diğer ta- raftan en çok Batı taraftarı Irak bile İsrall — düşmanlığında Suud'- dan veya Nâsır'dan geri kalmı- yordu. Akabe körfezinin Araplara alt bir iç deniz olduğu iddiası bil- tün Arap mvmlekenerl tarafından me knnın yeni uııd Akabeden İs- rail gemilerini zegirıııemvvi. Sam Amcanın dostluğundan daha ha- yati sayıyordu. Fakat Süveyşten mahrum edi- len İsrall. her ne pahasına olursa olsun. Akabe yolunu kullanmak lara dayanırken, demokrat Ameri- azmindeydi. Amerika, İsralilin hak- ka Suud ve llu yinlerden medet kını teslim zorunda kalmıştı. ummaktadır pi ee e Hamdi AVCIOĞLU Misir. ve Süüdft - Arabistanın muhalefeti karşısında — İsrail yeni bir har be başlamakta tereddüt et- miyecel Bu takd rde bile olsalar, bütün ketleri İsralile karşı alacaklardır. Orta Doğudu sulhün tesisinden başka bir arzusu olma- yan Türkiye, böyle bir. durumda hı—r halde İrukıu izinden gitiniye- cektir. Albuv Nüsır Ve Kremlinde o- turan adamlar bımm lıunlurı çok iyi bilmektedirler. Nâsıra düşman Diğer Arap nıemk—ketlerlııılı-n terrid edllmı—k k—hlikw—hl başha- şa bulunan Albay Nâsır, başlıca kozunun İsrail mmı-lı-—l nl(luğıın- dan emindir. Rusya dDoğu ele geçirdiği meıkllerl muhafaza otme veya ı:ı—nlşlı-tmo şansının Nâ- sırın ve Ya y Seraçın imuvaffn- kiyetine lıuğlı olduğunu — çoktan Orta Doğuyu silâh- verilmektedir. Geçenleri Boğnzlurdun geçen irilj ufaklı Rus harp gemileri Akabe — körfezine doğru sön»lnıl%lerdlr -Xsırlurdan beri ilk defa olarak bir n filostu Akdenizde Batılılara ım-_vdaıı oku- maktadır. Arnavutluk yaman bir surel anın flllı—n calıştığı hlr höl- ine gelmektedir. er hangi Ş Ucıincü Dünya H'arhlnn sehep ola! ptir ki hu nüfuz miül- ©: Ruı_va. veni yeni uya- nan mMilliyetçi zümrelere ve Nâsır gibi bu ziimrelerin tuttuğfu adam- diyle bunları Büyük Britanya tacının manevi otoritesi altında topluyordu. Bu topluluğa mensup devletlerin Baş- bakanları isge, zaman zaman Londra- da toplanarak dünya meselelerini göz- den geciriyorlar, iç ve dış polıtıkalı- rında bir görik: Ve fikir maya calışıyorlardı. cak Camiaya mensup devletler- den herbmnin dünyanın başka bir ta- rafında olması, aralarında, dil, din ve kültür farklarının bulunması yüzün- den bu birliği kurm her zaman mümkün olmuyordu Bundan başka, bu bazıları Anavnuınla Axıls 6 TEMMUZ 1957 ilgilerini coktan kesmiş oldukları, ba- zıları ise msızlıklarını — bilyük güçlükle elde ettıklen için İngiltere- ye karşı bağlılık hisleri de pek kuv- vetli sayılamazdı. Meselâ geçen haf- ta Londrada toplananlardan Hindis- tan Başbakanı Nehru ile Pakistan Başbakanı Suhraverdi, hiç şüphe yok ki, İngiliz boyunduruğu altında olduk- ları günleri hâlâ kuvvetli bır iç bur- kulması ile hatırlıyorlardı. Hele genç Gana uriyetinin Britanya Mil- letler Camiası Başbakanları Konfe- ransına ilk defa katılan siyast hükü- met başkanı Dr. Nkrumah daha bir-