O takdirde muttefıklerı andlaşmaları canı gönülden tatbik ede- ceğine inandırmak güç olacaktı, işte, müzakerelerin sonunda topu topu kişilik bir ekseriyet temin olunabılmıştı Nitekim, bilhassa Amerika'da, neti- ce memnunl kla karşılanmakla beraber a'ya ne dereceye kadar güvenile- bılecegı hususu ortaya çıktı. Pek çok kimse şüpheye düşmüştü. Bunların ıçın— de Eisenhower ve Dulles'ın da bulun dukları ileri sürülüyordu. Fakt onlar dolayısile bir açıkla- ada bulunmamışlar, sadece andlaşma- ların kabulünden duydukları sevinci be- lirtmişlerdi. Amerika'da sevinç, ekseri- yetin cılızlığı ile kararmıştı. Fransa'nın bu Londra'da da vaziyet — başka türlü degıldı Gerçi Fransa'nın 1875 Anaya- da Meclis tarafından bir tek rey farkla kabul edilmiş ve üçüncü Cumhu- rıyet pek âlâ 1940'a kadar — sürmüştü e de Paris andlaşmalarının a- kıbetınden şüphe etmemek elden gel- ordu. Fransız Meclisinin bunu bir matem havası içinde tasdik etmiş ol- ması, Fransız milletinin heyeti umumi- yesiyle Alman silâhlanmasını kabul et- mediği manâsını taşıyordu. Her şev gösteriyordu ki Fransa bo- yun eğm Yugoslavya Demokrasinin doğum sancıları Y ugoslavyada pek çok kimse Vladi- r Dedijer'in yerinde olmak ister- di. 32 yaşındakı bu genç adam, rejimin en gözde şahsiyetlerinden biriydi. AL- tında resmi bir otomobil vardı ve Bel- gradın Branka Djonovica caddesindeki en güzel evlerden birinde oturuyordu. Bir gün bu evin. yakında münhal Vladimir Yugoslavyanın Fethi beyi mi? AKİS, 8 OCAK 1955 Dedijer hale geleceği haberi Belgrad'da kulak- tan kulağa dolaşıverdı Dedijer gözden düşmüştü. Niteki aç gün sonra Yugoslavya'nın 2 numaralı adamı Kar- delj sabık dostu Dedijer'i ve vaktile 3 numaralı adam olan Cilas'ı en sert şe- kilde itham eden bir nutuk söyledi. A- sıl suçlu Cilas idi. Dedijer, kendisile münasebette bulundugu için şüphe al- tına girmişti.. Partinin Merkez İdare Heyeti kendisini gelıp " ifade vermeye davet etmiş, fakat Dedijer bunu red- detmişti. Dedijer, Mareşal Titonun en yakın — dostlarından biriydi ve Devlet Reisinin bıyografısını yazmıştı. Her za- man söylediği söz: «Ben Yugoslavyayı ve Titoyu severim» idi. Fakat şimdi, Cilas'ın suçuna iştirak ediyordu. Neydi Cilas'ın suçu? Cilas, bundan bir sene kadar evvel komünist partiyi burjuvalaşmakla itham eden bir yazı neşretmişti. O zamanki hâdise şuydu: Yugoslav Genel — Kurmay Başkam bir aktrisle evlenmişti. Devleti idare eden komünistlerin karılan bu — genç kadını ndi sosyetelerine kabul etmiyorlardı. Cilas, sadece bunun bile rejimin nasıl de]enere edildiğini — gösterdiğini bildir- miş ve tedbir alınmasını ıstemışt Fa- kat parti bundan hoşlanmamış ve <3 Numara»yı bütün Vazifelerinden affet- Cilas 11 ay süküt etmiş, fakat ge- çenlerde «London Times» ve «New- York Times»ın muhabırlerıne muthş bir beyanat vermişti. Bu beyanatında, Yugoslavya'nın iki partili rejıme geçme— si lâzım geldiğini söylüyordu. Tabii Ti- toya dokunmuyordu O, bir yan mabut- tu. Ama komünist parti, yolundan ay- rılmıştı. Yugoslavya - demokrasiye dön- meliydi. Hakiki sosyalizmin yolu buy- u. 3u sözleri, Dedijer de tasdik etmiş- ti. Fakat komünist parti, gene mem- nun kalmadı Dedijer, Belgraddaki ya- bancı muhabirleri bir basın toplantısına çağırmıştı.. Hükümetin basın dairesi, muhabirlere bu toplantıya katılmaları— nın iyi karşılanmayacağnı bildirdi ve gitmelerini kibar bir tarzda tavsiye et- i. Gidenler oldu Fakat Dedı_ıer in evi- ni askerlerle' sarılmış gördüler. Bir su- | T | bay kendılerıne Dedı]erın <<uyudugunu» söyledi. Muhabirler ışı anladılar ve da- ğıldılar. Ertesi gün ajansı- Cilas verecek şekilde yaptıklarından verildiklerini bil- i. Bir hâkim kendilerini dört saat isticvap etti. İki ahbap müteakiben ev- lerine döndüler. Fakat bu arada Dedi- | jer'in teşrii masumyetı de kaldırılmıştı. cak resmi — makamlar, suçlular karşısında pek sert davranmadılar Ev- velâ kendilerini tevkif etmediler. Hal- buki haklarında ıstenılen ceza 6 aydan 20 seneye kadar hap ütün bu işler olup biterken Mareşal Tito, Hindistan'da bulunuyordu. Bu bakımdan, ilerde, olup bitenlerden ha- berdar olmadıgını söyleyebilirdi, Sanki DÜNYADA OLUP BİTENLER Mareşal Tijo Tecahülü arifane her şey, kendisinin yoklugunda cereyan etmişti. Fakat Yugoslavya'nın iç işle- rinin nasıl idare edıldıgını bilenlerin kanmasına imkân yoktu. Ne Kardelj, ne başkası bu kadar mühim bir kararı Ma- reşale danışmadan — alabilirlerdi. Nite- kim Dedijer, bu — hususu açıkça ifade etti, O halde, cereyan eden nedir? Ha- kikaten iki ahbap akortsuz bir ses mi çıkarmışlardı yoksa Yugoslavya demok- enemesi mi yapacaktı? Cilas da, Dedıjer de Mareşal Tito'nun çok ya- kın ve güvenilir — arkadaşlarıdır. Tıpkı Fethi beyin Atatürk'ün yakın ve güve- nilir arkadaşı olduğu gibi.. Bundan baş- ka gerek yapılan — beyanatlar, gerekse hâdiselerin cereyan tarzı zihinlerde bir takım şüpheler uyandırmaktadır Eğer Cilas ve DedıJer ikaten <«vatan h: ini> olsalardı bu kad yumuşak 'ha vaya lüzum — görülmezdi. Nitekim, dâvaları devam ettiği müddet- çe serbest kalacaklardır. Tevkif bile olunmayacaklardır. mızansene ve Bu suretle Mareşal Tıto Hındıstan da Rusya'nın politi Malenkofun tuklar söylerken Yugoslavya'da kendisi- nin en yalan arkadaşları Amerikan taraf. tan bir 'politikanın şampiyonluğunu yapmaktadırlar. Mesele şimdilik bir esrar perdesile kapalı olmakla beraber hâdiselerin mu- tad «vatan hainliği» — hâdiselerinden bambaşka bir şekilde cereyan ettiği de gözden kaçmamaktadır. Her halde mu- hakkak olan Yugoslavyadaki — hareketin Tito aleyhtarı bir hareket olmadığıdır. Rusya Malenkof konuştu usya'nın hâkimi Malenkof, bu sefer Amerika'nın Telenews adlı televiz- 15