KADINLAR ALEMİNDE Hayatımız Kadınlarımız göç ediyor on bır haftadır İstanbul'a — giden arının yüzde seksenini kadınlar teşkıl ediyor. Eksprese me- rak edip de bakanlar pencerelerden sarkan başlardan çok fazlasının kadın olduğunu görebilirle Aylardan, Aguostos mevsimin en sıcak ayı. Ankaranın varlıklı aılelerı— ne mensup hanımlar — fert değil pa- ra bakımından — bilhassa bu aylarda İstanbula büyük bir tehalük gösterir- ler. Ellerinde imkân vardır. Ankara- nın en büyük terzilerine kış ve ba- r boyunca diktirdikleri en sen mo- dellerden çeşitli elbiseler. Bunları gös- mek, «filânı hanımın şu el- bisesi ne güzel,» dedirtebil- mek ve İstanbul kadınlarına parmak ısırttırabilmek için «gitmek» mecburi- yetkidedirler. O güzel vücütların gü- neşte yanması yok mu? Sonbaharda Ankaraya avdet edince, yanık tenleri ile hayranlarını daha fazla kendilerine hayran edebilmek imkânını bulurlar. Bu eplerden dolayı An- kara hanımları her sene yaz ayların- da, bilhassa ağustos ayında İstanbula büyük bir tehalük gösterirler. Bunda haksız mıdırlar? ocalar hesabına belki evet denebilir ama, onlarını da hanımları İstanbula gönderip baş din- lemek veya Ankara gazinolarına ge- len ecnebi artistlerle hoş vakit geçir- mek için bunu beklemedikleri ne ma- lüm? Hatta buna muhakkak da dene- bilir. Bu bakımlardan ağustos ayına, İstanbuldaki — bekârlarla, Ankaradaki evli erkeklerın dort gozle bekledik- leri ay den Duşunun kı lstanbulun o nefis meh- tabı altında, Moda deniz kulübünde, kardeşi hattâ oğlu yaşında çok yakı- şıklı bir delikanlının omuzuna başını dayayıp dansetmek zevkini bir kadın feda edebilir mi? Yaş farkı bu misal- den daha başka olabilir, veya İstan- bula giden kadın bu telâkkide olma- yabilir, ama cereyan eden hâdise coğu zaman budur ve Ankaradan İstanbu- la giden hanımlar ekseriya saadet için- de avdet ederler. Moda Define — Elbise A nkara Kız Teknik Öğretmen Oku- lunun iki ay evvel tertip ettiği defi- lede sipariş edilen elbiselerin teslimi- ne başlanmıştır. Elbiselerin değerini anlatmak için: Bu elbiselerin en ucu- a mal olanı tam 600 liraya çıkmakta- dır demek kâfidir. — Nisbeten hafif bir gündüz robunun fiyatı —. Bu fi- yatların bin liraya kadar yükseldiği- ni, hatta aştığını söylersek, defilenin de, elbiselerin de, faturalarında ne ka- 26 dar muazzam olduğunu anlatmış - ol- maz mıyız tedenberi kadınlar - için müsriftir O denir. Hakikaten de yüz kadından sekseninin müsrif olduğu inkâr edile- mez, Şüphesiz kk bu arada İ- darçlı kadınlar, hattâ kocalarının sı- kıntısım. hafifleten evlerini geçindiren kadınlar da mevcuttu Kadınların bu 1sraf1 neden ileri ge- lir? Lüks ve şıklık merakından — Bılınen bir hakikattir ki kadınların hepsi süse düşkündür. Süs kadının hususiyetidir. Ancak, bazı hanımları- mızın unuttukları bir şey vardır. ki Mrs. Luce Büyük elçi olan kadın çoğu zaman ailelerin huzurunu kaçı- rır, sıkıntıya düşmelerine sebep olur. Bazı kadınlar, çarşıya çıkıp da vitrin- leri görünce, dünyayı, hattâ keselerini de unuturlar. Haftalarca sürecek bir sıkıntıyı dahi göze alıp, bir aylık ge- lirlerinin yarısını bir şapkaya veya bir kumaşa vermekte tereddüt etmezler, gelecekten endişe etmezler. Bunlaa düşüncesiz ka- dınlar denebilir kı, müsrif kadının diğer nevi kadar tehlikeli sayılmaz. Karakter ve ahlâk bakımından da za- yıf kadınlar, gem vuramadıkları israf arzularını tatmin edebilmek için, akla gelebilecek en fena yollara başvurabi- lirler. Cemiyetin en büyük yaralarından olan bu meselenin halli için birinci şart olarak; ailelerin daha çocukluktan kız evlatlara iyi terbıye vermeleri ve çocuklarını, ilerisini gözönüne alarak yetiştirmeleri — gösterilebilir. - Sağlam terbiye almış evlâtlar ileride önlerine çıkacak hâdiseleri muhakkak ki başka türlü karşılar. Maddi vaziyeti bozuk olan bir koca ile evlenmiş olsa dahi a. yağım yorganına göre uzatmasını bilir ve ne ailesini sıkıntıya sokmayı, ne de luks için şerefini feda etmeyi düşü- Butun bunlar bilinmediği takdirde ailelerde huzur ve saadet kalmaz. Evi- ni geçindirebilmek için binbir sıkıntı 1ç1nde olan bir koca, akşam eve dön- üğü zaman, bir de fîlan mağazadaki kupon kumaşı muhakkak isteyen ha- nımın "dırdır" 1 ile karşılaşırsa, o ev- de huzur mu kalır? Anne ve babaları- nı bu halde görerek büyüyen o aile- nin çocukları ileride ne olurlar? Yuvaların büyük bir kısmı kadın talebinin — haksız — çokluğundan yı- kılır. Hanımlarımız ne nisbette ayak- larını yorganlarına göre uzatmaya a- lışırlarsa, müzmin dert o nispette aza- lır. Portre Bir kadın Elçi merikanın Roma Büyükelçisi "Mıs. Clare Booth İtalyaya gittiği zaman İtalyanlar onu küçümsemişler ve ken- dilerine bir kadının elçi olarak gön- derilmesine boykot ilân etmişlerdi Fa- kat zaman onların Mrs. Luce karşı ne kadar haksız olduklarını gosterdı 10 parmağında on marifet olan Mrs. Clare Booth bugün 39 yaşındadır. As- len New - Yorklu olup gazetecilik, ti- yatro, politika ve hatiplik bakımından eşsiz bir kadındır. Aynı zamanda Ti- me, Life ve Fortune dergilerinin sa- hibi Henry Luce'un eşidir. Katolik dinine çok bağlı olan Mrıs. Luce 1953 senesinde yazdığı Saints for Now isimli kitabı ile Cristipher cemiyeti tarafından bir edebiyat mü- kâfatı ile taltif edilmiştir. «The Real Reason Hakiki sebep» başlığı altın- da intişar eden seri makaleler de katolik dinini anlatmaktadır. Mıs. Luce 1951 senesinde de kilise ile alâ- kalanması içki hükümeti yardıma teş- vik ettiğinden dolayı bir çok kolej ve üniversitenin katolik talebelerinden beş yüz kişilik Newman Club federas- yonu tarafından Cardinal Newman mükâfatını almağa lâyık görülmüştür. Mrs. Luce, 1942 senesinde Birleşik Amerikanın kongresine, Conecticat e- yaletinden mümessil olarak seçildi ve dahili askeri komitesinde üye olarak çalıştı. 1944 senesinde ikinci defa o- AKİS 21 AĞUSTOS 1954