TURİZM Dış temas Ne öylesi, ne böylesi B ir kafilemiz Akdenizi — geçti, At- lantiki aştı; Miamide, Charlestonda, New . Yorkta, bizi yakından tanıma- ları 1ç1n Amerikalılara bol bol fırsat- lar verdi: idı okteyl partileri, karada kabul törenleri yapıldı. İstan- un, Ankaranın, İzmirin altın anah- tarları verıldı Mıamının Charlesto- nun, Yorkun altın anahtarları alındı. Lale devri ile Nylon çağı zevk- lerinin lâtif bir imtizacını temsil eden defileler seyircileri hayran bıraktı. Denizcili nkasının, bir yenilik o- larak, isimlerinin başına, buharlılar i- çin S/S motörlüler için M/S harflerını koyduğu gemilerinden S/S RSUS bile bu seyahatten rütbesi yukselmış olarak döndü: artık ona S/S TARSUS transatlantıgı deniliyor. Kurumunun tertiplediği bu seyahate 1şt1rak edenler Amerikayı ne kadar tamdılar? Geminin uğradığı yer lerdeki Amerikalıların Türkiye hak- kında bilgileri ne derece arttı? Biline- mez. Bizimkiler Amerikayı tanımasa- lar da olur, seyahatin maksadı zaten bu değildi; 'Amerikalıların bizim hak- kımızdakı bılgılerı artmadı ise günahı ve vebali kendi boyunlarına; biz eli- mizden geleni yaptık. Netice: bu bir güzel seyahat oldu. Yalnız şu defilenin hikmetine akıl erdirmek pek zor. Kıyafet teşhiri de- sek, değil; zira modeller baştan aşağı fantastik. Ortaya yeni bir moda çıkar- mak desek, o da değil. Aradan bir kaç ay geçtıkten sonra, meselâ bir Ameri kan gazetesi bu sahifemizdeki — resmi bassa, altına «Türk kadınları — böyle giyinirler» diye yazsa, pek arım ki, türlü isimler altında faaliyette bu- lunan kadın derneklerimiz başta olmak üzere, bütün gazete ve dergilerimi: dostluga filân bakmadan — Ameri k şiddetli bir protesto yaylımına tuta— caklardır Fakat hikmetine aklımız erse de er- Litre olçusunde anlaşamadık hâkim Eksilen su dört kovadan : Halbukı Cornu dört kova olduğunda ısrar ediyordu, münaka- saya başladık, daha sonra birbirimi- dayak atarken polisler geldi ve bizi sürüpleyip götürdüler. Hâkim, jüri heyetini müzakere- ye davet etti. Bir saat sonra heyet tekrar salona geldi ve kararını hâ- kime söyledi, hâkim Kararı tefhim ederek aile şerefini böyle — ticari meselelere karıştırdıgından dolayı her iki maznuna da şiddetli birer ihtar cezası Brument utan- çından başını önüne eğerek karısını, alıp evine döndü, Cornu da doğru meyhaneye gıdıp bermutad kafayı Çekmeye başlad 24 ALEMİNDE Tarsus'a göre Türk modası Vay canına! Demek mese de muhakkak olan şu: bu da bir güzel icad oldu. aşka bir kafilemiz, hayır, bu sefer B kafileleimiz Akdenizi aştı, Süveyş- ten geçti. Kızıldenizortaların- dan Ciddeye vardı. S/S İSTANBUL ile gidenlere diyecek olmasa bile, Cıd- de açıklannda şapa oturan MUZA FER şilebi ile gidenler için soylenecek çok şey var. Saltanat zamanında Hac mevsın'un de İstanbul sokakları geniş bir a asına dönerdi. Temizlik telakkılerı bizimkinden farklı olan bir kısım Bu- haralı arkdaşlarımızın uzun hırkaları ile sarıktan ve takkeden, kaba kun- duraları içinde yumu şak 'botlarına ka- dar ağır bir iç yağı kokan kıyfetlerin- den dolayı dış manzaraları bize hoş böyle giyiniyorsunuz! gelmezdi, amma görüşleri bizimki gi- bi sathi olmıyan, iç derinliklere kadar nüfuz eden hakikaten açıkgöz ve bece rikli bir kısım hemşehrilerimiz bu Hac yolcularım, gönül rızaları ile, güzelce sızdırmadan İstanbuldan geçırmezler- di. Sonra Paskalyaya doğru Ku yol cusu Rus köylüleri gelirdi. Bunların kokusu daha başkaydı: balık yağı ile sahtiyan karışığı. Çizmeler kokar, ka- lın siyah hırkalardan pırıl pırıl balık yağı sızardı. Bunlar Patrikhaneyi, Ba- lıklı Manastırını, tîlan da ziyaret et- tikleri için müteşebbis Rum hemşehri- lerimizin hissesine duşen avlardı. Fakat şuracıkta kaydedivereyim ki bizim Buharalıların, ne de Mujikle rin üst-başları hırpani değildi. Bızden ayrıhkları yukarda soyledıgım gibi sa- dece temizlik ındaki fikirlerinle bırazbaşkaolmasındanıbare i. AKİS. 21 AĞUSTOS 1954