SANAT DÜNYASINDA — — İsmail Dümbüllü - Nimet Alp Bizde — hasılat rekoru iyilerini, en"“iyi senaryoyu falan ayır- Sinema Festivalin fiyaskosu Fılm Dostları Derneği tarafından tertip edilen festival köy düğün- leri gibi neticelendi Yani patırdılı. Azası yekunu parmakla sayılabilecek bu dernek hakikatte bir kişi tarafın- Var», — ne çok ölü — dü Tiyatrocu», — «Leylâklar altında», «Salgın» ve «Bir Şehrin Hikâyesi» idi. Milletler arası festivaller usulüne uyu- larak seçim yapılacaktı. Bereket versin, tek seçici, dernek gıbı idare edeceğini zannettiği bir jü- ri heyeti tertip etmek gafletine düş- müştü. Jüri âzası, daha ilk filmler baş- lar başlamaz, onları seyretmek iste- memiş, protestolarla durdurmuştur. Neticede, hiçbir filmin mükâfata lâyık olmadığı ilân edilmiştir. Kazananlar una rağmen, tek seçici ve idare- festivalin büsbütün fiyasko vermemesi için jüriden artistlerden en 28 çim yapmağa razı oldular. haf çıktı. Meselâ, en iyi senaryo ««Bir Şehrin Hikâyesi» isimli kısa doküman- ter filme verildi. Halbuki mılletlerarası usullere göre, bu tarz filmler, metrajlı ve mevzulu filmlerle bakaya sokulmaz. Sonra, en iyi artist diye kazandırılan Lâle Oraloğlu, oy- nadığı filmde bir başkası tarafından konuşturulmuştur, rolünü kendisi ko- nuşmamıştır. Bu da milletlerarası ka- ıdelere uygun değildir. ne mansiyon alan artistlerden Cahit Irgat, jüri tarafından beğenil- bir filmin kahramanı olarak Bu kadar kötü bir filmin beğenilir? Beğenildiğine de, sanatı sayesinde kabili tahammül hale getirmesi lâzım gelmez miydi? Dost adama acı söyler Fenaçokfenabirhuyumuzvar Büyük lâflar altında hasis men- faatler saklayarak, herkesi kör ve âle- mi sersem yerine koyarak teşebbüs e- re girişiyoruz. Prodüktörler «halk böy le istiyor» diye âdi ve bayağı filmler meydana — getiriyorlar, kendi bilgisiz- liklerini, zevksizliklerini zavallı halka yukletıyorlar Sanat kabılıyetı ve u- lı iskarpini ile nalın tıkırdatır gibi yü- baht kızların yıldız!! olmak istismar ederek «hayata» atılmağa teşvik eden f'ılmci]er ve neş- rıyal goruyoruz Bütün bunlar yetmi- ş gibi, Film Dostları adı altında ve milletlerarası kaideleri tatbik iddi- asiyle, — festivaller tertibine ve bu iş 1ç1n muhtelif şahsiyetleri jüri âzalı- ğına getirmek suretiyle iyi niyetlerin- den ve ismi sıfatlarından — istifadeye kalkışıyoruz Dostluk ve sanat adına olsun böyle şeylerden vazgeçelim. — fa. Zevk Sansürü Lazım Ükinci Dünya şı sonunda dünya fılmcılıgmdekı kalkınma- y uvazi olarak memleketimiz ,film endüstrisinde de bir hareket başlamış ve filmciliğimiz — kıs bir içinde adet olarak fî]m imali bakı— mından Avrupa memleketleri arasında beşincilik mevkiini almıştır m imalinin böyle birden — bire artmasına sebep, filmciliğimizin "Al- tın Devri" den ir devri yaşama- sıdır. Çeşitli tıcarı islere sermayesini oldukları bir işte şanslarını denemi- ye kalkmışlardır. Filmlerimizin büyük bir ekseriyeti- ak bir zevk unsuru taşı de yanlış olmıyacaktır. —Az sermaye ile, hatta çok zaman oradan buradan elde edilen bir miktar borçla işe giri- şen prodüktörler film meydana geti- rirken asgari para sarfiyle, büyük bir servet avına çıkmakta, bunun için de malüm bazı çarelere baş vurmaktan kaçınmamaktadırlar Bu çarelerin basında meşhur göbek sahneleri gelmektedir. Tanınmış bir iki ses yıldızına mikrofon başında bir iki de şarkı söyletilince mesele hallol- makta ve ticari gaye elde olunmakta- dır Bu gibi husust teşebbüslerin ticari gayeyi ilk plânda tutmalarım tabit bul- mak lâzımdır Böyle olmakla beraber prodüktör Özentilerine seyircinin zev- kini istismar etmek fırsatı da verilme- melidir. Halen mer'i olan film ve senaryo nizamnamesinde bu hususa dair bir hüküm yoktur. Bu sebepten dolayı "Zevk Sansürü" nü seyircilerin yapması gerekmektedir. İyi filmlere gösterilen rağbet, kö tü film imal eden prodüktörlere ders olmamakta ve ekseriya aşağı kalitede, sırf vurgun — gayesiyle film meydana getirenler şu mütaleada bulunmakta- AKİS, 22 Mayıs 1954