İKTİSADİ Hariçte temasımız Almanya ile memleketimiz arasında atı Almanyaya olan borcu- muzla ilgili meseleleri konuş- mak üzere Nisan ayının son haftasın- da Bonn'a giden Türk Ticaret Heye- ti, Alman resmi makamları ile temas- larına devam etmekledir. Bonn Şefi- rimiz Suat Hayri ÜUrgüplü'nün riyaset eylemekte olduğu heyete, — muhtelif vekâletler — temsilcileri ile bankacılar dahil bulunmaktadır. Gelen haberler- den, konuşmaların büyük bir dostluk havası içerisinde cereyan ettiği; — pü- rüzlü noktaların yakında ve her iki tarafı mem edecek bir halledileceği anlaşılmaktadır malarda ilk olarak ele, borcun tesvıye tana alınmıştır. Tür yeti, bor ları Türkiye Merkez Bankasının üs- tüne almasını ve Almanyaya tütün hububat ile sair zirat ham maddeler ihraç eylemek suretiyle — ödemesizi teklif etmiştir. Almanlar bu teklifi kabul etmişler, tatbiki için gerekli tek- nik hususların tesbitine muvafakat ey- lemişler Borç meselesınden sonra ele, iki memleket arasındaki ticari temaslarırı eskisi gibi yeniden arttırılması çare- lerinin tesbiti hususu alınacaktır. zun zamandan beri dünya ve mleketimiz Uumumi efkârını geniş ölçüde işgal eden ve üzerinde bir çok şeyler söylenilip yazılmasına yol açan bu borçlar meselesmın biran once halledilmesi, muha çok isabetli olacaktır. Ancak, halen yapıl— makta olan konuşmaların yukarıdaki şekilde bir anlaşma ile neticelenmesi halinde Merkez Bankası, ihraç edilecek hububatın kalitesi bakımından güçlü- ğe uğrayacak gibi görünmektedir. Bel- libaşlı hububat müstahsili memleket- lerin elinde yüksek kaliteli ve düşük fiatlı ve ihraca hazır büyük stokların mevcut olduğunu biran gözönune ge- tirirsek, gerek fiyat ve gerekse kalite bakımından oldukça — avantajsız bir durumdu bulundugumuzu teslim eyle- mek lâzımdır, sanırı Bu borçların odenmesını vesile it- tihaz eyleyerek resmi şahıslarımız ile hususi müstahsillerin mahsullerimizde standardizasyon meselesini biran önce ele almaları; elbırlıgı ile kalite üstün- ü yeknesaklığını temine çalışma- larını temennı eyleriz. Dünyada mev- cut kuvvetli rekabet karşısında zirai mahsuller ihracatımızı arttırabilmemiz veya hiç olmazsa aynı seviyede muha- faza edebilmemiz için bundan başka çare yoktur. Uyuşturucu maddeler ve Türkiye eden, satan, Zehirli madde imal ve kullananlara karşı açılan şid- detli mücadele ve bilhassa İstanbul gibi büyük şehirlerimizde alınan ha- AKİS, 22 Mayıs 1954 ve MALİ SAHADA Türkiyeye milyonlar girebilir Her teşrii devrede, o devreye bir kanun, bir cereyan, ismi- ni, rengini veya hussutiyetini verir. 7 nci devre toprak kanunu devri i- dı sekızıncısı yeni Seçim Kanunu- n damgasını yedi; — dokuzuncu devre ıktıdardakı zihniyet ve ham- le değişikliklerinin ifadesi ldu i- ıçırıde bulunduğumuz onun u dev- ren ise Türk Turizmine ugurlu gelmesmı can ve gönülden temenni ederi Me ml ketimiz, bu da sabık idare- lerin derin alâkası ızlığı yüzünden olacak, turizm meselelerıne hiç el sürmemiştir. Bu davadan o ka- dar uzak kalmış, kendisini turizmin o kadar yabancısı hissetmiştir ki, bir gün böyle bir mesele kursuye geldiği zaman, devrin Dahiliye Ve- kili Şükrü Kaya Turkıyeye turistin gelmiyeceğini, bunu düşünmenin dahi hayalperestlik olacağını söyle- misti. Belki de haklı idi. Fakat aradan yirmi sene geçmeden her hamle yapan memlekette olduğu gibi, bizde de turizm fikri, — şuur altından, şuur üstüne dogru SÜZÜİ- dü. Bugun belirli bir fikir ve dava hattâ kuvvetli bir efkârı umumiye hareketi olarak kendisini hissettir- meğe başladı. rizm ve Otomobil eski uyuşuk tempo kendisine rakip bir teşekkül Türkiye Turizm Kurumunun geçen yıl tertip ettiği otomobıl yarışlarına itiraz etmiş, Sayın soyu da kendi uyuşukluğu içine a- larak, "Türkiyede yol olmadığı, bu yarışların tehlikeli olacağı" baha- nesiyle, ortalığa protestolar yağdır- Kulübü, yırlı neticeler okuyucularımızırı ma- lümudur. Türki bu mücadelesini memleket dışına da nakletmiş; — Bir- leşmiş Milletler Uyuşturucu Maddeler Komisyonuna sunduğu iki karar su- reti büyük bir çoğunlukla kabul edil- mistir. Bu kararlardan birincisi, ka- çakçılığa mâni olunması için hükümet- lerin doğrudan doğruya muhabere e- debilmeleri; — ikincili ise, uyuşturucu maddeler ticaretinin kontrolü için Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sos- yal Konseyi vasıtasiyle Milletlerarası Polis Teşkilâtına müracaat edilip yar- dımının sağlanması yolundadır Türkiye, zehirli maddeler imâline yarayan afyonu geniş ölçüde istihsal eden bir memlekettir. Maalesef İstan- bul şehri de bu maddeler imal ve sa- tışı ile uğraşanların —mühim merkez- lerinden birisidir. Bu maddelere karşı mücadele için arttırılmış olan cezalar gerçi bu işin ticaretini azaltmıştır. Ancak, öte taraftan fiyat- ların dehşetli şekilde — yükselmesine Cihad Baban mıştı.. İsmi, Otomobil Kulübü olan böyle bir teşekkul, şimdi memnu- niyetle görü z ki, menfi hava. sını dagıtmış, Turkıyede yol olduğu nu, Tu Kurumunun yarışları vesılesıyle Öğrenmiş ve kendi ken- disi, yarışlar tertip etmeğe karar vermiştir. Bir sene sonra dahi olsa, yeni hamleli rejime uymayan uyu- şukluktan sılkınıp kurtulması, karıda söylediğimiz gibi şuuraltı fı— kirlerin şuur üstüne çıkmağa baş- ladığını göstermektedir. Hakka rü- cu ettiğinden dolayı Reşit — Saffet Atabineni tebrik ederiz. Bir taraftan yolların yapılması bir taraftan re fah seviyesinin yükselmesi, vatan- daştaki teşebbüs kuvvetinin artmış olması, bizde de bu davaya yakın bir ilgi gosterılmesını intaç ettirmiş- tir. Türkiyenin medeni dünya konse rİ ıçınde ayrı bir mevkie sahip ol- ası da biri ister istemez hareketin ve temasın içine doğru sürüklemek- tedir. Basit hesaplar Türkiyemizin mal ihraç etmeden dövizi ithal etme yani "turizm" vasıtasiyle kısa Za- manda 500 milyona yakın bir serve- tin, memleket ekonomisine akacağı- nı gostermektedır Yalnız her mo- ern dava gibi, bu dava da organizasyon ve koordınasyon is. Bunları hukumctten bek- liyoruz... E mumiye — ha- ZIr.. Memleketımız bakır Eski u- yuşuk zihniyetler maglup olmuş durumda... Ortada kala kala hel- vayı pışırıp, yemek kaldı.. Bu ham leyi de 10 uncu Büyük Millet Mec— lisinden ve onun yeni hükümetin- den bekliyoruz. mâni de olmamıştır. İnsanlığı kemi- ren bu âfete karşı, tek başına yapıla- bir mücadelenin — neticesiz kala- cağı aşikârdır. Binaenaleyh, bu işi mil- letlerarası bir hüviyete - büründüren hükümetimize ve ilgili komisyondaki temsilcimize ne kadar teşekkür etsek azdır. Yabancı sermayedarların ziyareti Memleketımıze sermaye yatırmak memleketimizdeki iş imkân- larını araştırmak üzere mütemadiyen irili ufaklı yabancı sermayeler ve iş adamlarının yurdumuzu ziyaret eyle diklerini gerek resmi şahsiyetlerimiz, gerekse hususi iş âlemimize mensup Türk müteşebbisleri ile etraflı görüş- meler yaptıklarım görüyoru. eçim- ler sırasında biraz seyrekleşmış olan bu ziyaretler yeniden büyük bir can- lılık kazanmıştır. Yakında memleketi- mize, gene bu maksatla 52 tanınmış 15