22 Mayıs 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

22 Mayıs 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SANAT Edebiyat Sait Faik Öldü Bundan üç sene kadar evvel, Pa- rise bir adam çıkageldi. Dostları ve hayranları — zira kendisini tanı- mayan, fakat hayran olan pek çok genç talebe vardı — onu heyecanla karşı- ladılar. Öyle, durup dururken, sadece "içi sıkıldığı" için İstanbuldan kal- kıp gelivermişti. Bütün Türkler eğlendirmek, gezdirmek, oyalamak bahsinde birbirleriyle yarış ettiler. Bu- na rağmen, üzerinde tarifi imkânsız bir hüzün, bir melankoli vardı. Has- taydı. Kendini doktorlara da göstere- çekti. Sonra, bir hafta geçmeden, dostları ve hayranları sabahleyin otelde ken- disini bulamadılar. Gitmişti Tıpkı geldiği gibi, hiç kimseye haber ver- meden. Öyle, durup dururken, sadece “içi sıkıldığı" için Bu adam Sait Faik'ti. S ait Faik 11 Mayıs gecesi, hayata gözlerini yumdu. Gazeteler, si- rozdan öldüğünü yazdılar. Muhtemel. dir. Ama asıl, içini doldurmuş bulunan o tarifi imkânsız hüzüne dayanamamış olmanın neticesidir bu ölüm. 1907'de Adapazarında doğmuştu. Ora da Rehber i Terakki mektebinde oku- muş, ilk tahsilini — yapmıştır. Bütün talebelerin en çalışkanı değildi; hiç bir zaman da olmamıştır. Bir ara İs- tanbul Erkek lisesinde bulunmuş, son ra Bursa lisesinden mezun olmuştur. için daima "heyyamo- Buna rağmen, sonradan anlattığı hâtıralar arasında şu var. "— Bursa lisesinin şimdi müdürü mü, yoksa edebiyat hocası mıdır bil- mem, Mümtaz bey, bir tahrir vazife- min altına şunları yazmıştı Yatın bun a itinalı ol- itinasız neşredip duruyorum. Tahsile de- vam — maksadiyle, Fransaya Grenob- le'a gitmiş, fakat tamamlamadan, Üü sene sonra dönmüştür. İşte ilk hikâ- yelerini, memlekete dönüşünde Vakit'e yazmaya başlamıştır. İlk kitabı "Se- maver" 1936'da çıkmıştır. O yandan bu yana Sait Faik edebiyatımıza: Lü- zumsuz Adam, Mahalle Kahvesi, Hava- da Bulut, Kumanya, —Havuzbaşı, Son Kuşlar, Bir Takım İnsanlar (Ro- man), Şimdi Sevişme Vakti (Şiirler), Kayıp aranıyor (roman), Alemdağında Var bir Yılan'ı hediye etmiştir. İnanıl- sın ki bu hediyeler, paha bicilemez he- diyelerdir, zira edebiyatımızda yepyeni bir devrin kapılarını, hem de pek çok kimseye, ardına kadar açmıştır Ede- biyatımızda, bir Sait Faik Mektebi ol- muştur, azı şöhretler vardır, le mütenasiptir. Bazıları vardır, sabun köpüğüdür. Birinciler 1kıncıler— den, ancak senelerle ayrılırlar. ıçın soylenebılecek şudur; Türkiyede p âye" — denilince, akla gelen isim kıymetleri- AKİS, 22 Mayıs 1954 OPERA (AKIS), bu kuyucuları — için makale serisi yucularımız her sayısından itibaren — o- orijinal bir müzik ku- bu sahıfede bir. de "Opera — Klav, olacaklar ve bu suretle ılerıa'e "AKİS" ni kolleksiyonu ile birlikte ayrıca bir de "Opera Kilavuz" na ip olmuş olacaklardır "Opera A!bü— Bestekâr : Vincenzo Bellini (1 Ka- sım 1801 de Cataniada doğdu, 24 Eylül 1835 de Paris civarında 9 talyan operasının lirik - romantik istikametinin en mühim temsilcisi. dir.) "Norma" operasında dramatik koloratur sop- rTano ön safı işgal e- der, İtalyan — melodisi- nin hisliliği, eserde bil. hassa rahipler nun muhteşem atmos- feri ile şayanı — dikkat bir tarzda bağlanmıştır. Eser, baş rolü oynaya- cak olan koloratur sop- rano'nun kuvveti saye- sinde bugün de muvaf- fakiyetle — temsil edile- bilir ALBÜMÜ DÜNYASINDA ismini verdiğimiz bu yazı Beri- sinde ele alınan operanın mahiyetti, opera - hakkını ve bır fikir caktır. MA Şahıslar önceden bir bilgi elde edilmiş — buluna- Norma (Koloratur soprano). Sever (dra. matik tenor). Adalgisa (lirik soprano). Orovist (Bas), Clotilde (sopra- no), Flavius (lirik tenor). Orkestraya ilâve olarak harp ve tuba. Sahne müziği için 26 ağız sazı ve davul. Operanın de- vamı 2,5 saat Sahneler : Birinci perde birinci ablo — mukaddes koru, ikinci tablo Norma'nın kayalıklardaki ikamet- gâhı, ikinci perde — ve üçüncü tablo ikinci tab lonun ayni, dördüncü tablo orman, beşinci tablo koruluk. MEVZU Romalılar Galia'yı işgal ettikten sonra buradaki Mecusilere çok fe- na muamelede — bulunmaktadırlar. Bu vaziyet karşısında — Mecusilerin baş rahibi — Orovist, dindaşlarını Romalılara karşı ayaklanmaya da- vet etmektedir. — Fakat baş rahibin kızı baş rahibe Norma, Romalı ku- bir savaşa girişilmesini istememek- tedir. Ancak Romalı kumandan Se- ver şimdi de rahibelerden Adalgi- sa ile sevişmektedir. Norma bunu haber aldığı zaman hiddetinden ve 1stırabından iki çocuğunu — öldür- mek ister, aha sonra da bu fik- ona aittir ve — Adalgisa da onların Sait Faik'tir. henüz bundan bir şey degıştırmış degıldır "yaşamayı, en kötü şartlar i. de olsa, sevdiren; yaşayışın çir- kinliklerini Örtbas eden; onu, siz çir- kin sanıyorsunuz ama o kadar canım der gibi, gülerek beğendirmeğe çalışan" bu "yalnız adam" artık sev- diği, fakat anlaşamadığı insanların ara. annesi olmalıdır. Diğer taraftan Adalgisa, Sever'den ayrılmak ve ra- hibe kalmak kararındadır. Norma- nın bütün plânları bozulunca Me- cusilere verir. Dışarıd yi kaçırmaya uğraşır, bunun üzeri- ne Norma imdat çağırır, içeri giren Mecusüer Sever'i u sırada Norma günahkâr olduğunu söyler ve Sever ile birliktte ölüüme — mahküm edilir. Sever, Norma'nın kendisini ne ka- dar çok sevdiğini anlamıştır. Her ikisi de odun yığınının üzerine çı- karlar ve alevler arasında can ve- rirler. sinda değildir. Or ada kalan hikâyeleridir, eserle- . Daha sağlığında, — Amerikanın Mark Twain Edebi Cemiyetine âza se- çlmek suretıyle kitaplarının ilk talti- fini görmek mazhariyetine erışmıştır Bunu, başka mazhariyetlerin taki deceğini sanmak, — büyük ıhtıyatsızlık olmamalı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: