PROUST DOSTLUĞU 'AMİTİE DE PROUST Eğer o, ( münekkit ) bunu duydu ve bunu duyurmaya da yardım etliyse, vazilesini hemen İamamile yerine gelirmiş demeklir. Fakal eğer bumu duymnadıysa, o zaman meselâ Ruskin hak- kında, dünyalar kadar eser yağdırabilir, Ruskin'i insan, muharrir, peygamber, sanalkör bakımla rından ilâniknye ve enine boyuna telkik ve fah- lil edebilir; hatti münekkidin böylece inşa et- tiği binalar, belki yöklere kadar varır; fakat bütün bunlar, gene mevzuun, sadece yanım dan geçer; hattâ münekkidin edebi vaziyetini ilâ ve ihya etmeye dahi muktedir olsalar, ge* ne Eserin anlaşılması bakımından en ince ol makla beraber âynı zamanda doğru olan bir « nüande sın Salih idrakini kazandıramazlar. İşte bunun içindir ki Proust, bir mubarrire has olan bazı görüşlere, hasselen İelseli ol- mayıp da hiçbir sisteme merbut olmiyan; mahza manlıki bir İikir yürülme silsilesi bakımından yanlış görünebilir. Bununla beraber, tupkı bir balıkçının, suyun kendine mahsus bir renginden derinliğini sezebilmesi gibi bir fikrin kendisine has bir renginden de onun derinliğini ölçmeye mukbedir olan kimselerin dikkatine çarpan görüş- lere çok büyük bir ehemmiyet veriyordu. Eğer Proust için mebdeler tesirler, bir sa- nulikârı izaha kâfi gelmiyorsa, bunun sebebi şudur ki mektep, mezhep ve tahatlurların ( r& minisences) ların da ölesinde asıl olan şey, ya: ralıcının esas gelirimini lesbit etmeklir; o ya: raticı ki bize daima ve ancak, tıpkı bir ziya gibi muhtelif mubitlerden süzülüp kırılarak ge len, sanalkârın kendi öz benliğinde laşılığı ve münhasren kendisinde bulunan tek ve aym gü: zelliği verir. Şair, musikişinas, ressam kendilerinin sanki meçhul bir vatanları olan wsezilmemiş ve değer biçilmez bir kâinalın renklenişlerinis, mısra arka- sından misra, Rola arkasından mola, tuş (iouche) arkasından tuşla (touche | vösatlendirirler. «Bu gaip yalanı, musikişinaslar halırlamaz- lar; İakal içlerinden her biriside, ayrı ayrı, bi galpı vatanla kendisine göre ve gayrı şuuri olarak bir sünissone, bir lek bek kurmuş halde yaşar... Musikişinas, bu vatanın ruhuna yöre eren” nüm edildiği zaman sevincinden çıldırır; bazan ona, şöhret sevdası uğruna, ihanel de etliği olur; fakat işle şöhreti ararken asli vatanından kaçmış olduğu yibi vatanımı tekrar buluşu, var- tanına iekrar kavuşuşu, ancak şülirele istihlalla baklığı ve — isikik etiği mevzu her neyse, zira bahsi teşkil eden mevzuun mahiyeti ne © İursa, o, daima kendinin aynı kalır — tek ton- İuluğu yene musikişinasın ruhunu terkibeden unsurların sabitliğini ispat eyliyen münlerit şar- kıyı tuttarduğu zaman olur.» Prouwst'un kolladığı estetik hakikal, siki muhtelif mevzu alıp, bu mevzuların sanal âleminde, ilim âlemindeki illi kanununun tek İunigue) münasebetine mümasil olan münasebel- lerini kurduğu ve böylece bu iki mevzuu, ne- fis bir uslübum zaruri halkaları içerisine yerleş- tirdiği zaman» başlar. Şu halde beyan ilminden dem vuran kimsenin cedel (dialectigve) hüneri- ne, snaluralisler'in |*) kuru iladesine ve heves kârlarla musiki veya arkeoloji meraklılarının beşkil ettikleri «sanal âleminin bekörlaris zünmr resinin kısır mütebahbirliğine karşı mevzuun içinde yarı gömülü kalmış olan köklü, derin intiba meydana çıkarmıya ve her birimizin ru- ruhunda bir musiki cümlesinin veya bir kilise ancak manzarasının oyduğu gizli pe pita A çalışan yaralıcının verimli cehdini koymak li- zumdır Proust, ber hangi bir eserin elismmiyet ve manevi kıymetini, müellilin cemiyet ilimleri ve yahul dokirinler bakımından sahip çıktığı iddia İsra göre ölgmeklen ibaret olan bu çeşit bir asanalı dışlan görme» lslikkisine karşı aksü- lamel yaparak, hakiki sanatkârın ehemmiyeisiz götünüelle beraber tekemmül ettirilmiş bulunan bir tek cümlesinin bile, zahiren kendisinden da- ha derin gözüken muharrirlerin boş lakırdı sil- slelerinden daha tam bir «kendi içine çevrilmes haletini islilzam eylediğini söyler. ( Fürüyşer) Georgs CATTAUİ — Selmin Tevfik SİBER Ji) Aslana itelikiir. Ve sol edebiyalin enlürelişm mektebine mensup olanı tavsl için kallanİmş olup alel dsl amman yani tabini ilinilerini tetik eden kime pmaudalmla sbeğikdir. 8