14 Ocak 1936 Tarihli Ağaç Dergisi Sayfa 3

ir öA-Ç YAĞMUR DUASI Kat kat oldu gök yüzünde yokuşlar Bahar oldu, ölmez bağlarda kuşlar Ahmet Kutsi TECER, halk Harman yerindeki nazlı uçuşlar, | türkülerini örnek tutarak bir Bebeleri niçin gülmez. yüzünüz y şlir tecrübesi yapıyor. YAĞMUR Yağmurlarım neden küsülüsünüz * DUASI, bu tecrübenin, gözünü- zün önüne koyduğumuz ilk eseri- Kuruklan sararmış tarlalarımız dir. Gezmez oldu balıçelerde arimiz Yarımız göç elli, kaldık yarımız Gelinlerim niçin gülmez yüzünüz ? Lemaklarım neden küsülüsünüz ? Yazının üstünde hir ince bulut Bala, değil, onu gözler bin valf Söyleyin ipa beneşir, tabut Anaların için gülmez yüzünüz ? Derelerim eden küsülüsünüz ? Sulverin tavladan şahbaz atları köyverin sürüyü, savun itleri Nöyleyim şenliği bilmiş yurtları Yiğillerim viçin gülmen yüzünüz ? Avgunlarım neden küsülüsünüz ? Aşağıdan gelir allı, karalı Sorun bu gelenler neap nereli Kimi yaslar giymiş, kimi yaralı Aşirelim niçin gülmez yüzünüz? Vinarlarmı neden küsülüsünüz » Gelin ihtiyarlar, gelin dunya Kiminiz deynekle, kiminiz yaya Almel Kutsi TECER Otlar dile gelmiş çağrır Tanrıya Aman Yaradanım sen yağmur gönder Yaman hallerimiz iyiye dömler Ahmet Kutsi TECER Alimlerin ahenkli ve inzibatlı debileri alindi. büyük arl erlere e vahdet ve sonsuzluğu hikâye eden, derin ve sıcak birinci kemanını andırır. Ağaç insanlara neler söylemedi ? En eski dillerde fenalık, iyilik ve bilgi ağaçları birer formül oldu. En eski çağlarda geniş alınlı ve kıvırcık sakallı düşünce adamları onun altında top- landılar. Zaten insan oğlunun dünyaya düşüşünü anlatan masalda, şeytan ve kadın unsurları yanında, yasak meyveyi yetiştiren ağaç nedir ? Ağaç bize, dünyaya geldiğimiz günden bu güne kadar içimizi dolduran an- lama ve arama sıkıntısının dehşetli anatomisi halinde görünüyor. Gözlerimiz ona daldığı zaman, garip bir rontken ışığı altında ruhumuzun bin bir kollu iskeletini görmüş gibi ürküyoruz. Sanki bu fevkalâde şahsiyetin hendesesindeki nizamla, içinde Allahın sırları yatan ruhumuzun hasret çektiği nizam arasın- da gizli bir yol meydana çıkıyor. Necip Fazıl KISAKÜREK