ALFABE SIRASİLE ADALI (Sait Faik) AĞAOĞLU ( Samet) ALTAR ( Cevat Memduh ) ALİ ( Sabahattin ) ARCAN (İ. Galip) BERK ( Nurullah Cemal ) DRANAS ( Ahmet Muhip ) EYİBOĞLU ( Bedri Rahmi ) EYİBOĞLU ( Sabahattin Rahmi ) FER ( Muslih ) FIRATLI ( Halil Vedat ) GÜNEY (A. Gaffar ) HİSAR ( Abdülhak Şinasi ) KAMERTAN ( Fikret Adil) KATIRCIOĞLU ( Miraç ) YAZICILAR: KESKİNOĞLU ( Fuat Ömer ) KISAKÜREK ( Necip Fazıl ) MAY (Ertuğrul Muhsin ) RADO ( Şevket Hıfzı ) SABA (Ziya Osman) SAFA ( Peyami) SAYGIN ( Ahmet Adnan ) TANPINAR ( Ahmet Hamdi ) TARANCI ( Cahit Sıtkı ) TECER ( Ahmet Kutsi ) TOPRAK ( Burhan ) TUNÇ ( Mustafa Şekip ) TÜLBENTÇİ-( Feridun Fazıl ) ÜLKEN ( Hilmi Ziya ) YETKİN ( Suut Kemal) RESİM YAPACAKLAR: Abidin DİNO- Arif DİNO - Bedri Rahmi EYİBOGLU - urullak Cemal BERK - Refik EPİKMAN OKUYUCUYA MAHREM BİR KAÇ SÖZ Her çıkan mecmuanın İlk garazı seni tir. Seni kazanmak yolunda bak nelere baş vururlari Evvelâ edebiyat, fikir, sanat diye peşin bir ihtiyaç kabul ederler. Sonra bu ihtiyacların (en güzel), (en yeni) (en harikulüde ) karşılıklarını sinelerinde için de ( gayemiz), ( hedefimiz), (idealimiz ) başlıkları altında yazılar yazar- lar. Daha sonra okuyucuya, yani sana döner” ler ve mecmuanın her şeyden evvel senin mecmuan olduğunu, senin İsteğine, senin keyfine, senin gayene hizmet edeceğini bil- dirirler. Üstelik senden fikir de sorarlar, reh- berlik de la. Böylece sana — y karşı borç- Bu orta a bir metottur. Çingens karısından, cer bocasına, çatal sakallı eski Rus ceneralinden, karamelâ satı- cısı çocuğun modern dilenme tarzına kadar ber şey iyijkötü bir metoda bağlıdır. Bu me- totsn sadece sö sözü, çevirecek İsti- Kendileri bir ihtiyaç ela değildir, eski cinslerinin kurduğu ihtiyaç ananesin- den imdat beklerler. ( Güzel), ( yeni ), ( ha- rikulâde ) olarak yalnız bu üç kelimeyi bi- İirler. ( Gayemiz ) , ( hedefimiz ) , ( idealimiz) veslere sarfedecek vaktı bile olduğuna İnan- mıyoruz. Ne yapmak İstediğimiz bakkında kelime göreceksini Ya bizim bir gayemiz olacak. Eğer rinde birleşirsek ( Ağaç)ı kendi mecmuan bil, Ortalığın çoraklığı hakikatinde her hal- de sen ve biz beraberiz. Sen suçu yazıcı da, buluyorsun, yazıcı suçu sende. Biz suçun kim- de olduğunu ispat etmek İstiyoruz. Ya sen borcunu ödeyecek, hareketimize alâkn gönte- receksin, Fakat biz bir şey yapamayacağız. Bunların birinden birini ispat etmek bize yeter! *