Sineme AĞAÇ ŞARLO VE SON FİLMİ Sinama bize icat edilir €dilmez eğlence diye girdi, hosumuza giltiği için yaşadı. 'azur günleri sinamaların önü, tekaöde çıkmış paşuılan, Kulelili talebeye, kaekeili ve kıravafaz müşle- riden, asirogan kürklü ve Şanel kokulu İnna kadar dep doludur. Hayatımı kazaunu bir mü vesese, Fakat ne hayatı, nede cevheri anlaşılmış ve münnkaşı edilmis bir imücesese değil, Garbli fikir adamının başda sinema diye bir hadise vardır. Çünkü o, orudan çıktı namlı, Bizde üç tüccarın ve başıboş bırakıl. elinde ve her türlü fikir kıymetinin dışında, almış yürüyen bu mü. esseseyi bu bakımlardan kavramak istiyoruz. Bu yazıda busit bir komik sandığımız, fukal günün em böyük sanat şahsiyetine sahip olanlardan Şerlonun Son Gilemusc ne yapmak istediğine dikkai ediniz: İsmini unuttuğum büyük bir muharrir “ dünyada, insanlığın şerefle anabileceği üç isim vardır , diyordu ve bunların Şarlo, Cami ve Gündi olduklarını söylüyordu. Bir Fransız mizah muharriri olan Cami - ki bu ismi ne yazık, pek az kişi tanır - ile Gandi- yi bir tarafa bırakalım. Şarlodan ve son yap- mış olduğu filmden bahsedeceğim. Şarlonun iki senedir yapmıya uğraştığı bu filmin ismi “ Yeni Zaman - Modern Times, dır. Henüz Türkçeye nasıl tercüme edilece- ğini bilmiyorum, fakat bana bıraksalar, ben, bu filmin türkçesine * makina devri , derdim. Yazımda filmden bahsederken, bu ismi kul. lanacağım. Şarlonun filmi az kalsın gösterilemiyecek- li. Çünkü Şarlo, “makine devri, nde, Ameri- kada doğmuş olan (slandardisalion) ile çok kuvvetle alay etmekte, onu acı bir şekilde lenkit elmekledir. Makinanın, Amerika ekonomik, sosyal hayalında oynadığı rolü düşünen, ve “sinama çarı, lâğabı ile anılan Amerika sansür heyeti reisi (W. Hayes) bu sebepten, filmden birçok parçalar (o çıkarmış, öylece “oynanmasına müsaade etmişlir. Böyle olduğu halde, bu gün bile, Amerikanın bir çok gazeteleri Şarlonun filminin gösterilmemesi için onu nelerle ilham elmiyorlar. Halbuki Şarlo, iki senelik uğraş- ma, didinme, tetkik mahsulü olan son eserin- de sadece beşeridir. Burada biraz (Taylor) sisteminden balse- deceğim. (Taylor) meşhur (Wordjun bir mü- hendisi idi. Amelenin çalışma şekillerini tel- kik edip onları filme aldıktan sonra gördü ki, en basit bir işte çalışan bir amele bile, iş başında, lüzumsuz bir takım hareketler yap- makla, enerjisini beyhude sarfederek veri- sn 10 mini azaltmaktadır. Eğer bu lüzumsuz hare ketlerin önüne geçilebilirse, “muhakkak ame- lenin verimi artar, istihsal çoğalır. (Taylor)un bu sistemi tecrübe edildi, ne- üce müsbet oldu. Kabul ve evvelâ (Wordj)un fabrikalarında tatbik edildi. Bu sistemle ye: lişen aynı amele, eski veriminden iki üç misli fazlasını elde ediyordu. Yalnız, bir müd- det sonra, bu amelenin aptallaştığı, gözleri bağlanıp dolaba koşulan bostan beygirlerin- den farksız bir hale geldiği görüldü. Çünkü (Taylor)un lüzumsuz bir lakım hareketler diye gördüğü harekeller, “ Şahsiyet , denilen şeyin ta kendisi idi. Bu ortadan kalkınca, (Taylor) sistemile yetişen amelenin, seri hâ- linde imâl edilen çanak çömlekten farkı kal- madı. İşte bu kısaca, mümkün olduğu kadar basit anlatmıya çalıştığım şey, /slandur- disalion) un doğurduğu nelicedir. Gelelim Şarlonun filmine : Şarlo, kendisine bir iş aramakladır. Bu: layor. Bir fabrikaya giriyor. Fabrikada bu sistem en mülekâmil şekle çıkarılarak tatbik edilmektedir. Hatta, yemek tatili kaldırılmıştır. Amelenin yemekleri, çalışırken, önlerine, bir zincir üzerinde işleyen bir masa ile gelmek. tedir. Mütekâmil bir makine, vakıt kaybetme- meleri ve lüzumsuz hareket yaparak istihsali azaltmamaları için, Oo yemekleri, oamelenin ağzına kadar veriyor, bir başka mütekâmil makine, yemek yendikten sonra, amelenin ağ- anı siliyor. Böylece, amele bir tarflan yemek . yiyor, bir târaltan da, tek ve basit bir hareketten ibaret olan işlerini görmekte devam ediyor. Şarlo bu fabrikada yor. ir gün yemek Hem de tam Şarlonun sekiz on gün çalışı- makinası bozuluyor. önüne gelip ona ye-