ayıs, başlarının üzerine kanatlarını göstermeden ilerliyorlardı. Sarmaşıklarla örülü bir duvarın yanına gelince dur dular. Sarmaşıkların yaprakları, yürek biçi- mindeydi. Güzel kokulu bir rüzgâr, yaprakları titretmekteydi. Yere serpi” lenleri. sevilenin ökçesi altında, yumu» şak bir çıtırdıyla ezilmekteydi. var diplerinde erguvanların yağ- murundan kalan mor köpüklü gölgeler, ürpererek uzanıyordu. Akşam güneşi, iç eline davet eden bakışlarla varlığı kucaklıyarak uzaklaşıyordu. Gökyüzü, ağaçların dalları arasın- dan parça parça görünüyor. Yaprakla- rın gizled uş öttü, u başını kaldırdı, ağaçların kolları arasın- da bir yığın menekşe demetini undı göğe baktı. Kol uzattı. Menekşe demetini koklar gibi derin bir nefes al- l r: armağıyla göste m yıldı. > yanışiyle, m göze ilk çarpan ağ ak, bize ne tatlı gü lümsiyor. Dedi Sevgilinin, yıldızı göstermek e u- zuna düştü. Ve sıcak eli, a bir kuş gibi Lei avuçlarında yumuldu, Bir müddet öyle durdular. Göz göze geldiler. EE Kalbimdir: xx Sevgilinin ne temiz bakışları vardı: Hasret, hayret ve istiğrakın ince bir ruhu söyliyen münası, gelmişti. gözlerinde dile Hele, yüzünde, penbe bir renk olan mabcübiyetle ismetin ince dudakların. ret,onu sürükliyor, sürükliyor ve bu sü- rüklenişte ruhunu dinlendiren bir sü. kün buluyordu. Sevgili, onu uyandırdı: — Bilmiyor musun niçin?, dedi, gök. letin bu güzel yıldızı Zühre, kimi ay- lar batıdan doğar, akşanı yıldızı olur. Kimi aylarda doğudan boy verir, sa“ bah yıldızı olur? Erkek, sevgilinin gözleri gibi ko- yulaşan göğe baktı. Güzel yıldız, alev. den bir gülümsemeyle ışıldıyordu. Göz“ lerini, oradan çevirdi. Bakışları sevgi- linin parmaklariyle oynadığı bir sar- maşık yaprağında takılı kaldı, vet, dedi, biliyorum, Dudak- İarımın tanımadığı gözlerini öpmek için, sabah yıldızı olur. Pencerenin karşısı" na gelir. Sana anlatacağı büyük bir der- di vardı ki, gülümsemesile maskelemiş: ır. Yüzünde güzelleşen Hykpun yası De Ailesini Çeki. görür! YAZAN: TEVFİK TANYOLAÇ merek, ayak ucuna kadar sokulur, bekler. Seni öpmek, kucaklamak iş. te İyand ırmağa oOkıyamaz Halbuki, güneş, ilk ışıklariyle yüz sürmeğe gel miştir. . sessizce çekilir Güneş, bu | yıldızın rakibidir n doğar. Sana tesadüf etmenin i ümitle, gözleri sevinçle parlar: « Be- ni arza bağlıyı teselli sensi ben Sevgili, islak bakışlarla erkeği süzdü: — Seni hayretle dinliyorum ve bir- şey ye Niçin bu. güzel kalb- de nefre T, Kn n. —— Ge Ri dud ven kalbler vardır ki, nefreti ke erine bir zırh yapmışlardır. — 54 ilorinderi birşey anlamiyorum. Bu güzel kızın kalbini nefretle dol- ümmi büyük bir zulüm değil mi? Bu, Wi Ge ve EN hikâye. sidir. Gerçek mi, mi?, Bilmi- yörüm. Rüyana o kadar daldım ki, bu iki kutbu da biribirinden ayıramıyorum ar. tık., * * * Ve erkek, yani ben, Tevfik; Sev. giliye, sevgiyle nefretin hikâyesini an. latmağa e Ne yazık ki, birgün ile ses güzel kulaklarını Ööpmiyes cek.. r, hayır o, o ii içimde ki, ie dali imkân Nİ ni g SEVGİ ve NEFRET İLÂHLARININ EFSANELERİ Sp zamanlar gökte, irili ufaklı birçok Tanrılar vardı. adar çok olmalarına rağmen sa- yıları belli idi. İnsanların da mukaddera- tina hükmeden bu Tanrıların yeryüzünde vekilleri bulunurdu. Gel zaman, git zaman; vekiller, asıl. ların yerine geçince kaldılar, Ve insanlar, güdülen birer sürü durumunu mulhafaxa Ve e asılların cek kadar 1. Bunlar, in- mira ai öebalekile' li zil acaip birer dev oldular, Sana anlatacağım bu ri yaşayan gök e sahibi olmıyanı yoktu, Her unsurun, ali meçhul her hissin ve e hadisenin ll mabudu, bu mabutların:da maiyetleri vardı. Büyük Tanrı, bir iş ballı Ü yapmış, küçük ilâhları da vazifelerinde serbest emi Kendisine gelince; benliğini, am kanunun birer sir olan mad- e eritmişti. Yazan : rk TANYOZAÇ o Tanrıların iyisi, kötüsü, ileri ve geri düşüncelisi; sarhoşu, ayığı; çapkını, güzeli, çirkini... olduğu ri ölçüsüz diyar- da, kıskançlıklar, u yüzünden avgalar, biribirl a etmeler eksik çolmıyacağı pek ta Biribirlerine oyna- dıkları oyunlar, Psk den karışık! idi. “hiçbir poletikacının mu- bile o geçmiyecek gö dar Büy ük Tanrı, yalnız yaratıyor ve ya- ratıklarn lke eline ekle du. Bir Bü ük. Tanri, seval mii aba dalgın dalgin kâinatı süzü- göz yüzü bulut- yırmadığı sevgilisinin alim b bir sesl e di, yanıma bez sokul, tatlı bakışları eleriip bak, bugün şok ıslırabim va; ellerini alarak 3 Sevginin her zaman rengi değişen gözlerine NU Düşündü, düşündü, Sevgini ei tatlı bir tebessüm doğmuştu. Çevresin dolaşan sevinç perisi, kadehlerine olim bu tebes- sümü, rüyaların baharını beslemek için maiyeli olan bir ilâheye uzattı Sevinç yük Tanrı dertli bir s — Lük gili, seni ne kadar sevdiği, kalbimi DE kadar doldurduğunu, sans minnet iy olanlar söyliyecek bir tek ensiz bir hiç olduğumu “biliyorum. Karşımızda la bu nihayetsiz doğuler © batılar âlemini ruhuma sundu uğun, heye- canla in aha Göğüs "yarattın, Fakat şimdi bu uçsuz bucaksız âlemleri syrdirken gönerime un oprak, beni Bu eserim, olgun zamanıma al Gini; olacak ki, ala mayalan: —