e kâğıdın. 'üklere de 'üyüklerin uran orfa &e uykum yor. ayaklarını lere uğra ürmemişs sehpanın ı. Birinci ır, dinle. onun kas rdı, dört ii çocuk. r paylaş- şekerciyi şekerini, e oluyor. aşım ağ ' Oranın naya fu» İe zatür- sorktuk, e kadar- 3-4 saat ıl dikişe çalarım. rim, O- 'eni isti- zım var burada isi çok ederek — İseak, baş parmakla çekilecek... Baş par- maktan tesir ediyormuş! Mavili kadın, elilede tarif ederken orka yaşlı adam, düşünen bir eda ile sordu: — At kestanesinden enfiye, filân gıbi ilâç ve saire yapıldığını duymuştum ama, romatizmaya tesirini bilmiyordum. avili kadını, önu inandırmak için kaşlarını çatarak başını sallıyordu: ii — Adamcağız, ayağa kalktı, birşey ciği kalmadı. Onlar konuşurlarken, tekrar leblebi alınmıştı; genç kızlardan biri, İleblebileri, karşısında oturan kiz çocuğuna doğru birbir atıyor, çocuk da ağzını açarak leblebileri kapıyordu. Leblebi bitince, tekrar maneşekeri slındı ve paylaşıldı. Mavili genç kadı- nın gözkapakları kendiliğinden düşü- yordu, arada bir esnemesine rağmen, l konuşmaktan kendini alamıyordu. Yanımda oturan kesik karabıyıklı , kıravatını çıkarmış, ce» bir kadın, kapı tarafından bızla geldi, bilet kesen memura çıkıştı: — Birinci biletiyle mevkide olurtuyorsunuz. Üstelik yok. Şurada, çocuklarını yatırmış, ENİ tuyorlar. Burası salon! Yakmak yasak! diye de levha koyarsınız. Çocukları kal» dırın da yer açılsın, berkesler otursun! Bu gürültü, uyumak üzere olan ke- sik karabıyıklı gencin mabmurluğunu dağıtmıştı. Salonda herkes, memura çıkışan şişman kadına bakıyordu. Me- mur, &hadiser! mahline seğirtti. Sıralar- dan mülâhazalar, tenkitler yörütülmeğe başlandı. Kesik karabıyıklı gencin arkasındaki sırada oturan biri beyaz, öbürü kırmır sılar giyinmiş iki genç kadın da: — Doğru mu bu? Diye kesik karabıyıklı gence sordu» lar, Gencin, büsbütün uykusu açılmıştı. Gürültü kesildi, hadise unutuldu, fakat kesik karabıyıklı genç. beyazlı kadınla, mırıl mırıl konuşmakta devam ediyordu. Kesik karabıyıklı gencin yanında, mevki li daşı, EE e açtı; etrafına ba» kandı; s6 ET iL ialmcdik mi? Kesik karabıyıklı genç, cevap verme» di Gümüşi esvaplı genç, doğruldu, ba- şİni pencereye yaklaştırdı: — Köpriye geliyoruz. t arkadaşının cevap sine kızmış gibiydi, yanyan baktıktan eN vermemes TE senin yaptığın doğru mu? dedi, Kesik karabıyıklı genç, müştü: ona dön. AN ce var? Öbürü gayet ciddi bir tavırla devam etti: — Doğru Sen, söyle. Saat ona geliyor. Eve, gitmen onbiri, onbir bu" çuğu bulacak Bi ahbaba gittik, bizi zorla alıkoydu" diye evdekilere marta» val atacaksın... Evli barklı adamsın; su- lara gidip eğlenmek, sana yaraşır mı? — Bir randevti alırdım... Dört tane çocuğun var. En ufağı em #ikte, Karının da, çocuklarının da üst» İerinde yek, başlarında yok. Kesik karabıyıklı gencin rengi MN fena bozulmuştu: Ne saçmaliyorsun yahul rını, çocuklarını evde bırak, geceyarılas rına kadar sürt. Kuldan utanmıyorsan, Allahtan kork, bel Hani, cebinde, toplu dört kuruşun, bol gelirin olsa, baydi, niyse, diyeyim. Boğazına bir yakalık, kıravat alamıyorsun, sonra hoyardalığa çıkıyorsun, Evdekiler, bu gece aç mıdır- lar, tok mudurlar? onu, Allah bilir. Bir- eğil, senin yüzünden ben de ya- lancı Ni orum Kesik Karabıyığlı genç, yumruklarını m gibi bakı” ah belânı versin, dedi. Onunla mırıl mırıl konuşan beyazlı kadın, arkasını dönmüştü; vapur, daha Köprüye yanaşmadan kırmızılı ile bir- likte. kalktı, kesik karabıyıklı gence şöyle yarı dönüp kmadan yürüyüp salondan çıktılar Gümüşi esvablı genç, bir kahkaha kopardı. Rk LakAbe il genç, kendini güç tutu; ey Ben bunu, senin yanında biras kır mıyım, görürsünl Hangi çoluk çocuk be? Bunu da ne çabuk uydurdun? İki arkadaş söylene çekişe Köprüye çıkmışlardı. Biz, onların arkasından yü” rüyorduk. Kesik karabıyıklı gencin bid- deti geçmişe benziyordu: iryandan da iyi oldu. Yanıma ar e para yok haydi, eee. rezil olurdu — Ben de, bunu ai için, ars» ya girdim yal — Bir randevu alırdım — Dört gün sonrada, elli liram, alt- mış İiram gitti, diye kafamızı ağrıtırdın. — Ben, onları, lâf olsun diye söy- lerim! Para canlısı değilim. Ç çocuk vok. Kendim kazanıyor, kendim yiyorum Caddedeki tramvay durağında dur- dular. Yürürken düşünüyorum. Mavili ka- dın, birinci mevkide otursaydı acaba, yiyemiyeceklerdi! Şişman kadın, birinci mevkide, sakla yer kavgası edebilecek miydi? İki arkadas, birinci mevkide böyle şakalaşabilecekler miydi? rta halli, babayani, teklifsiz tek» lifsiz insanların Gizle arı yerde, daha çok sam samimiyet Wi w Çocuk Esir pi Kurumu tarafından neşrolur Dergisi, en mükemmel bir aile mecmuasıdır. ANA nın 7 inci sayısı çıkmıştır mutlaka okuyunuz | ©