71 ir, uzaklaştı- daklar : zünün rengi çe ısırarak, din parasile is n ve bütün bulmak is- edi. Sonra şmadık, Bu, rönlümü an- anu, kendi Le amlalar be- ona yak- dı: tarafından ir. İnşallah IŞIr.k. anladığım- düşündü. ı, yüreğin- örlü gibi şi. Yurtta düşünmek ini, odada en geçen mobillerin ültüleri su- başka hiç alebelerin « Çamaşır» nleri, çan- teları gözden geçiriyordu. ie geniş salonuna sergi için dekorlar yapılıyor, kontrplâkeler,. yaldız lan testereler, e çekiçler arasında, genç bir deko atör, durmadan çalışıyordu. ç kızlar, odalarda, sergiye yetişe- cek son la büyük bir gayretle bitir- meğe uğraşıyorlardı. Makine sesleri, çe- kiç, kr gürültülerine karışıyord Talebe dağılıp, yurt binasını doldüyan sesler dinince, Filiz, odasına girerek, sir- andaki çalışma gömleğini çıkardı, sokak elbisesini giydi. Elbisenin koyu mavi ren- gi ona çok yakışıyor, belindeki beyaz ke- Ermakar ei köşelerde kontrplâ- keden, önleri yaldızlı di ederi ği, ei indi- Sokağa çıktıkları vakıt Hümeyra, du- ie oFilizin yüzüne bak — Şimdi nereye gidiyoruz biliyor MİLAN güldü; ini O kadar yorgunum ki.. sel e çünkü öve deği İşimi gidiyor Benim haberim vok Sölcüluk ne- reye n akşam, annem ve Feridle ko- abii Bütün kış çalıştık, şimdide gün. lerdenberi sergi hazırlığı diye çabalıyo- ruz. Biliyor musun küçükken « çalışmak, sonra oyun» diye bir şarkı söylerdik. Çalışmaktan sonra eğlence, insanların hak- Bütün arkadaşlara haber gitti, annene de haber gönderecekti, gelmezse seni merak etmemesini söyletecek. Şimdi doğru bize gideceğiz, öyle sanıyorum ki, bizim gurup kapı önünde bizi beklemektedirler. Ağır ağır o yürüyorlardı. o Hümeyra, sordu: — Razı değil misin? Filiz, bu teklife memnun olmuştu. Fa kat bu eğlencenin Hasansız, eyi gn yacağımı biliyordu. Niçin susuyorsun? oGelmiyecek misin 2. Genç kız, ele dağıtmak ister gibi, başını $ — Yapıl Mi be işlerim vardı, on- ların yarına kalmasında bir mahzur var iye, Hümeyra, onun sözünü kesti: — Hiç düşünme! Yarın sana yardım Si beraber yaparız. Gidiyoruz de- gil mi? Önlerinden, tepelerinde yıldızlar parlıyan dağlar, karanlıkta ışıldayan. dereler geçip gidiyordu. — Evet... Adımlarını sıklaştırdılar. Hümeyraların evlerinin önünde, elleri paketli, çantalı bir kalabalık vardı. Filiz, keskin bir bakışla, onları göz- de Aralarında Hasan yoktu. Bunu! Hümeyraya söyliyemiyor, sö mediği için, kendi kendine kızıyordu. Biraz sonra arabalara bi birler r, çan talar, paketler yerleştirilmiş, istasyona doğru gidiyorlardı. Filiz, Hümeyranın snnesi, ve onlara misafir gelen genç Rum kızı İren'le bir arsaya düşmüştü Hümeyranın annesi, bir kadındı. Dur dudaklarında bip gülüşle i hoşsohbet, güler madan anlatıyordu. onu din- duymayarak Ünsüz gezmeğe gitmek yüreğine, sö. zünde darma, yahut birini aldatan in sanların vicdan azabına benziyen bir sı- kıntı veriyordu. Trene binecekler, bir halta evvel Ha- sanla gezdiği yerlere gideceklerdi. Bu gezinti daha başlamadan Filizi sıkmağa başlamıştı. Arabadan atlıyarak onlardan kaçmak isteklerini duyuyordu. Fakat hiç- bir hareket yapamıyor, yalnız Hümeyranın annesini dinliyordu. İstasyona "zeldikleri vakit ; Hümeyra nın kendisine bakarak gülümsediğini se- puvanlı lâcivert bir etek, mavi ipekli bir frenkgömleği giymiş, ie beyaz paralı kırmızı bir mendil bül nun gizli gü lüşü, Filizi düşün- dürdü. Tren vakti. dı. Beklenti salonun- da otururlarken; Fi- liz, Feridin ortalarda olmadığını gördü : — Hümeyra, Fe- rit nerede? Hümeyra, başını öbür yana çevirerek, çabuk Oo kelimelerle söyledi: — Bir arkadaşı ll m çağırma” ğa” gitti Hiinayranin! gü- lüşü, başını çevire- rek lâf söyleyişi, Fe- ridin ortadan kaybo luşu; Filizin yüreğine küçük bir ümit ışığı kmıştı, eyler Hümeyranın kuzininin gocuğiyle dolaşı. yordu. Bir aralık Hümeyra ile kuzini salon- dan çıktılar, Biraz sonra Filiz d bulmak için arkalarından gitti. büfesinde bira içerlerken yakaladı; — Darıldım «Cadı», bana haber ver- meden gizlice kaçmak. Sonra bira ii — Seninle darılamayız. B imkân ve sebep yok. e Ku da Ai gina eminim, Çün Diyor, sözünü e Gar- sona işaret ederek, bir bira daha ısmarladı. Dübleyi Filizin önüne sürerek: — Darılma Mocum Dedi. Onun «Mocan adlı Mi varı ardı. o, gör hususi bir kadaşları arasına yayılmış, onu bilmiyen kalmamıştı.