BEİ plüyor ve boynuna de ile an- inkü sev- ir. Onun tmek ku- ar karşı- ık bir su- düğü za- ttı. Genç nledikten Fakat Armand Duval ertesi günü babasını otelde, muhtelif yerlerde ara: dığı halde bulamadı. Boujival'e döndü- ğu zaman gece olmuştu. Marguerite'i o- cağın başında dalgın ve düşünceli buldu. Bu hal, saatlerce deyam etti. La Dame aux Camelias artık eskisi gibi gülmü- yor, sorulan suallere derhal cevap ve- remiyor, üzerine çöken sakin halile genç adamda şüpheler uyandırıyordu. Armand Duval hizmetçilere kendisi yok iken madamiın bir ziyaretciyi ka- bul edip etmediğini, veya bir mektup alıp almadığını sordu, menfi cevap al. dı. Peki amma, Marguerite'in bu yesi nereden geliyordu Genç kadına bunu itiraf ettirmek için ne yapmak lâzımgeldiyse yaptı. Fakat o, hep mübhem cevaplar verdi ve saba- ha kadar uyuyamadı. O sabah Armand babasını görmeğe gidecekti. Gün aydın- lığında kalkınca Marguerite, etrafı hal- ka halka olan gözlerini ona çevirdi. Kesik kesik e arasıra garip sesler çıkarmuağa başlad — Gidiyor musün? e kadar erken mi? Giderken beni hep öpeceksin de- gil mi? Evet, dönüp geleceksin ve beni her vakitki gibi A yine me- sut olacağız değil m enç adam onun di haline şaşıyor, kalmak istediğini söyliyordu. Fakat, Marguerite bu teklife karşı âdeta isyan etti ve sonra birdenbire neşelendi. Ay- rılırken kollarını boynuna doladı, onu iştiyakla ve bütün sevgisiyle öptü. 5 Babası genç adamı tatlı bir ie Ka Baba oğul uzun uzun konu e göre senin, baş- ka birteie âşığı olmakdansa. Madmazel Gautier'nin âşığı olmanı tercih ederim. Diyordu ve genç adamın ikide birde saate bakmasına serzeniş ediyordu. Armand Duval babasının bu yeni karşılayışından memnun, derhal istas- y oştu ve bir trene atlayarak Bou- jival'da indi. Eve yaklaşınca pencere- lerde tek bir ışık göremedi. Hayret. bu ilk defa vaki oluyordu. İçeri koşun- ca Nanine ona madamın Parise gitti ğini söyledi. Duval oturup beklemeğe başladı. Saatler geçtikçe içine şüphe doluyor ve eşe niçin sabah- leyin kendisine Parise gitmesi üzerin- de ısrar ettiğini tahlile çalışıyordu. O- la bakı- du. Gece yarısına doğru, yağmur altın- da dışarı fırladı. Parise gitmeğe karar vermişti. Tren yoktu. Fakat yürüye yü- rüye gitmeğe azmetmişti. Yağmur altın- da saatlerce koştu. Nihayet Antin 50 kaklarındaki apartmana vardı. Bütün odalar bomboştu, Marguerite yoktu, yok. perdeler sımsıkı kapalı... Kapıcı ona, geceleyin hususi bir kupa ile mat maze rgüerite Gavtier'nin ve ma dam Prudance'in çıkıp gittiklerini söy- ledi. Genç adam Pr e apn resi ol aramızda Armand, başka bir adamın metre muş bulunacağım. Demek ki ti deşinizi görmeğe gidin.. Marguerite Gautier denen bir fahişe kızın size verdiği ıstırabı çabuk unu tursunuz İkisi de burada dünyanın en büyük aşkını raşıyorlardı... Armand Duval ölü gibi, bitkin, hal siz, kalpsiz ve ruhsuz babasile € döndü. Rüyalarına hep La Dame aux Camelias giriyordu. Fakat onun kah- bece sldatışı, kalbini nihayetsiz bir ıstırap içinde rutuyordu. Günlerce av peşinde kırlarda dolaştığı halde o©- nu unutamıyordu. Ya onu sevmek, ya nefret etmek istiyordu. Onu görmek iştiyakile kavruluyordu. Nihayet bir gün trene atlayıp Pa- kolkola gördü. Genç kadın onu gö- rünce sapsarı kesildi ve dudaklarında sinirli bir gülümseme gezindi. Fakat Armand Duval, kalbinin şiddetli çar- pıntısına ri yüzüne soğuk bir ifa- de vererek geçti Armand © akşam Prudance'i gör- nerede oturduğunu soruyordu. Prud n- cevap verdikten nd Duval'ın gözleri hırs yaş ları, kalbi intikam ile u idi.. ve ni- hayet teslim etmişti Marguerite diğer bütün fahişeler gibi bir fahişe idi. rasyeliyordu. “© ediyordu. Olymps onun metresi olmuş” tu. Böylece Marguerite'i öldüresiye hırslandırıyor, zavallı La D Camölias her baloda yüzü sapsarı, hal- siz, bitkin çıkıp gidiyordu. Bu yüzden artık balolara da gelmez olmuştu. Nihayet Prudance bir gün gelip genç adama, Marguerite'in kendisini görmek ist.diğini ve apre ka- bul edeceğini söyl rmand Duval sört bir sesle : dedi. Ben onun apartma- bunu Marguerite'e haber vermeğe git- tiğini söyledi. » sa. Gece saat dokuza doğru kapı vu- ruldu. Armand Duval kalbi duracak mış gibi, heyecan içinde ayağa fırladı. uerite sİ- yahlar giymiş, yüzü bir tül ile örtülü göründü. Tülünü kaldırdığı zaman yü: zünün bir mermer gibi beyiz olduğu meydana çıktı. — İşte geldim Armand, dedi. Beni — Hiç birşey mi yapmağa omeçbur kıldığından başka hiç birşey.. ir kanapeye oturmuştu. Kesik ve halsiz — sesle : na ıstırap verdiniz, beni hir- imi artık merhamet istiyorum. Artık tahammülüm kalmadı Armand... (Arkası 24 üncü sayfada E >